Ellerini ver, öpeceğim.
Binlerce el içindeyim,
Şu beyaz çizgilerden gideceğim.
Ellerini ver, ver ellerini..
Seni öldüreceğim.Gözlerinden gireceğim,
İçinde yer edeceğim.
Sana oradan sesleneceğim;
Ellerini ver, ver ellerini..
Seni öldüreceğim.☾ 3 Ay Önce
Hyunjin bileğindeki saate bakıp galerinin kilidini açtı ve içeri girip ardından kapıyı kapattı. Önce elindeki tabloları kenara bıraktı ardından sıcak olduğundan üstündeki ince montu çıkartıp astı.
Işıkları yakarak gözlerini, her bir yanını kendi dekore edip emek verdiği galerisinde gezdirdi. Kocaman gülümsedi böylelikle, kendiyle gurur duyuyordu.
Bol ve kırmızı olan kazağının kollarını yukarıya doğru sıyırıp getirdiği tablolara eğildi ve onları birlikte tutan ipi çözüp birini eline aldı.
Galerisinde yeni tabloları için ayırdığı birkaç kısım onun yerleştirmesi ile dolarken saçlarını geriye ittirdi.
Gözleri duvardaki saati buldu.
02.16
Oldukça geçti fakat Hyunjin bunu pek umursamadan işini yapmaya devam etti. Yaklaşık yarım saat sonraysa ellerini yıkamak için lavaboya girdi, tam o sırada ise gürültü bir ses tüm galeride yankılandı.
Hyunjin korkuyla ellerini kulaklarına götürdü, gözleri refleksle kapansa da bu fazla uzun sürmedi. Kalbi hızlıca atmaya başlarken ışıklar gitti bu sefer de, etraf zifiri karanlıktı ve hiçbir şey göremiyordu Hyunjin.
"Sakin ol Hyunjin, bir şey yok."
Mırıldanıp kendini sakinleştirmeye çalıştı ve elleriyle etrafı yoklayarak lavabodan çıkmayı başarabildi.
Düşmemek için duvar kenarından ayrılmadan koridor boyunca yürümeye devam etti ve sonunda ana salona giriş yaptı, tam o an ise başından aşağı kaynar sular döküldü.
Duvar yerine konmuş olan boydan cam tuzla buz olmuştu. Cam parçaları yerde öylece duruyordu.
Ay ışığının içeriye yansıttığı kadarıyla görebiliyordu her şeyi Hyunjin, fakat bu bile darmadağın olmasına yemişti.
Cama doğru bir adım attığı sırada bacaklarına sert bir darbe yemiş, çığlığını tutamayarak yere düşmüştü.
"Siktir!"
Elini bacağının arka kısmına götürüp dokundu. Arkasından çıkan bir adam gördüğünde korkuyla geriye çekilmeye çalıştı Hyunjin.
Tamı tamına dört kişi önüne dizildiğinde yutkundu. Maske ve şapkalarından dolayı yüzlerini göremese de korkmuştu. Çok fazla hem de.
"Kimsiniz? Ne istiyorsunuz benden?"
Yaşadığı korkuya rağmen sinirle sordu ve zorlansa da ayağa kalktı. Elinde beyzbol sopası tutan kişi bir adım öne çıktı ve diğerlerine bakmadan konuştu.
"Siz burayı halledin."
Arkasında duran diğer üç kişi bu anı bekliyormuş gibi duvarda duran tablolara saldırmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
middlemist, hyunho
Fanfictionİkimiz de herkes gibiyiz, Çırılçıplak olduğumuz zaman. [170623]