Aşka Gerekli Üç Anlatım

612 67 49
                                    


Başladıktan sonra, bitmeden önce,
Uzun günlere karışır kısa bir gece.
Bittikten sonra, başlamadan önce,
Kısa günlerde uzanır, uzun bir gece.

Gözlerimi araladım yavaşça. Camı olmayan oda hala karanlıkken gece gibi hissettiriyor, fakat telefonumun alarmı sabah olduğunu kanıtlamak ister gibi zır zır ötüyordu.

Yüzümü buruşturup elimi yatağın içine soktum ve çalan telefonu aramaya başladım fakat elim Minho'nun çıplak poposuna değdiğinde gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Ops."

Sessizce mırıldanıp sonunda bulduğum telefonu yüzüme doğru tutup alarmı kapattım.

11.40

"Yuh"

Saati gördüğümde gözlerimi kocaman açtım ve hızlıca doğruldum. Yerdeki kıyafetlerimi toplayıp odanın içindeki banyoya girince kapıyı kilitledim, ardından kendime gelmek için suyu ılığa ayarladım.

Hızlıca aldığım ufak duştan sonra dün akşamki kıyafetlerimi giymek beni rahatsız etse de takılmamaya çalıştım.

Kemerimin tokasını bağlayıp gömleğimi düzelttim ve önümdeki birkaç düğmeyi açarak saç havlusunu boynuma attım.

Banyodan çıktığımda Minho'nun hala uyuyor olduğunu görünce kaşlarımı kaldırdım şaşkınlıkla. Normalde bu kadar uyumazdı. Dün galeriyi temizlerken fark etmeden fazla yorulmuştuk sanırım.

Omuz silkip Minho'nun ceketini aldım ve yanında naneli sakız olmasını umarak elimi cebine soktum.

Baktığım cepte bir şey bulamayınca diğerini karıştırdım ve elime gelen paketle gülümsedim. Beklendiği gibi, Minho hiç şaşırtmıyordu.

Belki cüzdanını bile unuturdu ama yanında naneli sakız olmadan dolaşmazdı. Eh, böyle sabahlarda dişimi fırçalama imkanım olmadığı için benim de işime gelmiyor değildi.

"Tanrım, seks arkadaşım beni dolandırıyor."

Minho'nun uykulu sesi kulaklarıma dolduğunda güldüm ve sakızı ağzıma atıp telefonumu cebime sıkıştırdım.

"Bay Lee, ben sadece takıldığınız biriyim unuttunuz mu?"

Dün geceye tekrar bir atıfta bulunduğumu anlayınca gözlerini ovaladı. Yataktan yavaşça doğrulup sırtını başlığa yaslarken çarşafın açılmasını hiç umursamamıştı. Bu sırada boynumdaki havluyla saçlarımı hafiften kurutmaya çalışıyordum.

"Seni tanımasam buna takıldığını düşünürdüm."

Sırıttım ve saçlarımı kurutmaya bir son verip yavaşça ona doğru yaklaştım.

Yatağın kenarına oturup bacak bacak üstüne atarken de kafamı omzuma doğru eğdim, dudaklarımda güzel olduğunu düşündüğüm bir gülümseme ile ona bakarken.

"Sana beni tanıdığını düşündüren ne?"

Kaşlarını kaldırdı, benim gibi kafasını omzuna doğru eğince gülümsemem genişledi.

"En sevdiğin renk siyah değil mi?"

Söylediği şeyle kahkahamı gizleyemedim. Elimi karnıma koyup güldükten sonra ayağa kalktım ve havluyu komodinin üstüne bıraktım.

"Minho, bahsettiğim bu değildi,"

Kafamı iki yana sallayıp az önce söylediği tekrar gözümün önüne gelince kıkırdadım. Ciddi bir ifade takınıp söylemesi duruma ayrı bir komiklik katıyordu.

middlemist, hyunho Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin