Bugün bolum icin sarkimiz var ayin yanina yazdim okurken dinlemenizi siddetle tavsiye ediyorum. Gozunuzde daha net canlaniyo
...Ölebilirim bu genç yaşımda,
En güzel şiirlerimi söylemeden götürebilirim.
Şimdi kavakyelleri esiyorken başımda,
Sevgilim,
Seni bir akşam-üstü düşündürebilirim.☾ Ege Can Sal - Başa sar
Hayat öyle bir şeydir ki, bazen doruklarında hissettirir mutluluğu, bazen de en dibe çeker kendi elleriyle.
Birileri boğazımı sıkıca sarmıştı sanki, öyle sıkı sarmıştı ki nefes dahi alamıyor kendi kendime çırpınıyordum.
Öyle bir andı ki sinirlenip yakasına mı yapışsaydım Minho'nun, yoksa çekip gitse miydim bilmiyorum.
Aramızdaki ilişkinin sadece temastan ibaret olduğunu bilmeme rağmen yediremiyordum kendime sanki. Her an daha da fazlasını istiyordum, ben bana sadece dokunmasını değil saçlarımı okşayıp güzel sözler söylemesini istiyordum.
Saçlarımı öperken iltifatlar etmesini, mutfakta birlikte şarkı söyleyerek yemek yapalım istiyordum. Elmacık kemiklerini, gözlerini, burnunu, alnını kısacası yüzünün her bir kıvrımını öpmek istiyordum.
Gülünçtü. O bana bitti demesine rağmen benim bunları istemem gülünçtü.
"Minho.."
Nefesim kesildi sanki, devamını getiremedim cümlemin. Yapma bunu bana demek istedim, yüzüne karşı senden hoşlanıyorum demek istedim.
Daha fazla konuşamadım, gözlerimi hızla etrafta gezdirip kapıya doğru ilerledim.
Sakin ol Hyunjin, sakin ol bir şey yok.
Kolumun tutulmasıyla birlikte hızla kendimi geri çektim.
"Bırak!"
Dolan gözlerimden akan birer yaş yanaklarıma doğru nüfuz ederken kollarımı iki yana doğru kaldırdım. Aşırı tepki mi veriyordum? Umurumda bile değildi. Ben bir hafta boyunca ağlamadan durmuştum, bu güne kadar sabretmiştim. Şimdi ise ağlamamam için hiçbir neden yoktu.
"Yedi ayı sırf senden hoşlandığımı düşündüğün için mi bitiriyorsun!?"
Elimde olmadan bağırdım. Ya da bağırmak istedim, suratına karşı nefretimi kusmak istedim belki de.
"Nefret ediyorum senden!"
Büyük bir şaşkınlıkla izledi beni, bu yanımı ilk kez görüyor gibi tepki veriyordu. Ben bunu istemiyordum.
"Hyunjin."
Elini uzattığında geri çekilip kafamı iki yana salladım. "Yaklaşma bana." Ağlamam yavaşça şiddetlenirken yüzüm buruştu. Siktiğimin duyguları.
"Öptüm diye gidip sik gibi ortada bıraktın beni Minho. Senden hoşlandığımı düşünmek için mi bir hafta koydun araya ya?"
Derin nefesler alıp verirken sonucunu hiç düşünmedim ve dudaklarımı aralayıp çekip gitmeden önce son kez konuştum.
"Merak etme, senin gibi duygusuz piçin tekine aşık olacak kadar delirmedim."
Arkamı dönüp kapıya doğru ilerledim, sinirle kendimi dışarı attım fakat arkamdan gelen adım seslerini de duyabiliyordum.
Kabanımı yakalayıp beni sertçe kendine çevirdi ve ellerini yakalarıma yerleştirdi. Bana vuracağını düşünerek gözlerimi sıkıca kapatsam da beklediğim olmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
middlemist, hyunho
Fanfictionİkimiz de herkes gibiyiz, Çırılçıplak olduğumuz zaman. [170623]