-16-

2.4K 131 101
                                    

Gözlerimi açtığımda bir an soğuktan titredim. Ne olduğunu ve nerede olduğumu hatırlamaya çalıştım. Ama burada daha önce bulunmamıştım. Hâlâ inşaat halinde olan bir binadaydım. Yerde bir kartonun üzerinde ellerim ve ayaklarım bağlı bir şekilde uzanıyordum.

Etrafı incelemeye devam ederken bana sırtını dönerek oturmuş iki kişi fark ettim. Birisi kız, birisi erkekti. Neler olduğunu anlamıyordum. Neresiydi burası? Hafızamı zorlayarak hatırlamaya çalıştım. Üyele neredeydi? Tabi ya, Song Ruk piçinin arabasını görmüştüm en son. Adını bile bilmediğim bir kıza güvenmiştim.

Bana sırtını dönmüş bir şekilde oturan erkek ayağa kalktı ve bana doğru gelmeye başladı. Bu adamı daha önce hiç görmemiştim. "Hayatım, baksana biricik Min Young uyanmış." Kız da ayağa kalktı ve bana doğru gelmeye başladı. Bu kız beni arabaya götüren kızdı. Ama onu tanımıyordum.

"Selam Minie,"

Bir saniye, bana bu şekilde seslenen sadece bir kişi vardı. Abimin eski sevgilisi. "Sen?" dedim hiddetle, "Abimi aldatan Hera, sen misin?" Hera sinsice gülümsedi ve "Evet," dedi. Onu nasıl tanıyamamıştım? Çok değişmişti ve estetik mi yaptırmıştı o?

Yerimde doğruldum ve ona nefretle baktım. Yanındaki kim olduğunu bilmediğim erkek bana iyice yaklaştı ve eğildi. "Abin bizim evli olduğumuzu bilmiyor, değil mi?"

Hatırlatma yapmak için "O öldü," dedim. Adını bilmediğim erkek bir şey hatırlar gibi bir yüz ifadesine büründü. "Ah, evet unutmuşum. Ailen babam yüzünden öldü, değil mi?"

"Sen, Song Ruk'un oğlu musun?"

Kahkaha attı ve "Sandığımdan zekisin!" dedi. Ona tekme atmak istiyordum ama ayaklarım birbirine bağlıydı ve hareket etmemi zorlaştırıyordu. "Adım Song Jun," çok da umurumdaymış gibi bana ismini söylüyordu bir de!

"Sence umurumda mı?"

"Öyle olması gerekiyor. Yoksa öbür dünyada ailene "Beni Song Jun öldürdü." diyemezsin!"

Korkmuyordum, çünkü bu aptalın beni öldüreceğini düşünmüyordum. Tamamı ile blöf yapıyor ve göz dağı vermeye çalışıyordu.

"Hera," dedim, "Sen böyle birisi değildin!" Hera güldü "Ben hep böyleydim Minie. Sen o zamanlar sadece çocuktun."

Ne olacağını bilmiyordum. Song Ruk'un oğlu olduğunu bile bilmiyordum! Ailemin bir suçu olmamasına rağmen ölmeleri beni sinir ediyordu. Ben de ölemezdim, en azından bu aptallar yüzünden ölmemeliydim!

Hera yüzüme yaklaştı. "Seni kim kurtaracak söyler misin? Kwang Jae mi? Ya da şu aptal bilmem bir şey Kids üyeleri mi?" Beni sinir etmeye çalıştığını bildiğim için kazanmasını istemedim. Tepki vermedim. Hera benim sinirlenmemi isterken kendisi sinirlenmiş olacak ki sinirle doğruldu. "Başlayalım," dedi. Neye?

Song Jun cebinden bir şey çıkarttı. Ne olduğunu görememiştim. Hera'yı en başta göremedim ama kısa süre sonra elinde uzun bir şeyle geri geldi, makas. Neler olduğunu anlayamamıştım. Song Jun'un elindeki parlayan şeye baktım, bu bir bıçaktı.

Hera arkama geçti ve "Şimdi Kwang Jae'yi arayacağız, yeteri kadar ağlamazsan saçların gider." dedi. Ses tonu tehditkârdı.

Bir telefondan Kwang Jae'yi aradılar. Tabi ki ağlamayacaktım. Kwang Jae'yi görüntülü aradıklarını fark ettim. Asla kazandıklarını anlamalarına izin vermeyecektim.

~

Lee Know'dan...

Evde volta atmaya başlamıştım. Bang Chan sinirli bir ses tonu ile "Lee Know başımı ağrıttın, yeter!" dedi. Ne yapmamı bekliyordu ki? Tepki vermeden oturmam mı? "Hyung, saçmalama. Burada sevgilim kaçırıl-" söylediğim şeyle susmam bir oldu. Chan gözlerini kocaman açtı "Ne dedin sen?

Stray Kids Yeni Üye 8+1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin