[Şarkımız: David Kushner: Daylight]
Oy ve yorum yapmayı unutmayın ♡
🍃
~Geçmişten bir kesit~
Ares Labrenos ilk kez çaresiz ve ne yapması gerektiğini bilmeyen bir haldeydi. İlk kez elleri ayaklarına dolanmıştı.
O her zaman ne yaptığını çok iyi bilen kararlı bir kişi iken söz konusu kardeşi ise savunmasız bir hâle geliyordu.
Haftalardır Diana'yı tedavi ettirmiş bizzat kendi başında sabahlamıştı. Artık uyuyamaz hâle gelmişti. Kardeşine verdiği sözden dolayı omuzlarının üzerine büyük bir yük yüklenmişti.
Haddinden fazla ağırdı ve her geçen gün omuzları artık yükü taşıyamaz hâle geliyordu.
Masanın üzerinde küllük ağzına kadar izmarit ile dolmuştu. Ve paketteki son dalı da ateşledi ağzına götürmeden önce önündeki dibinde bir kaç yudumluk viskiyi kafasına dikti.
Sonra da sigarayı dolgun dudaklarının arasına kıstırdı.Zern ve Diana'yı başbaşa bırakıp kendi odasına geçmişti. Bugün de akşam yemeğini boş boşuna hazırlamaması için Laura' ya talimat vermişti.
Adamın yeme alışkanlığı bile değişmişti geçen her haftada. Kardeşi de farklı bir durumda değildi.
O da en az Ares kadar harap olmuştu. Diana gözlerini açsa da az bir zaman sonra vücudu yorgun düştüğünden dolayı tekrar uykuya dalıyordu. Ve her uyandığında Zern'e dile getirdiği tek bir cümle çıkıyordu ağzından.
'Seni hep seveceğim...' bu cümlenin ağırlığı o kadar fazlaydıki hiçbir omuz bu yükün altına girmez , taşımaya cesaret bile edemezdi.
Zern'de edememişti. Yaptığı tek şey onu kurtaracaklarını söyleyip başına birkaç öpücük kondurmaktı.
Çaresizlik en acı savaştı hiçbir şekilde bir galibiyet getirmeyecek bir savaştı hem de...
Asiha ile Ares'in denemedikleri büyü kalmamıştı . Tüm kitaptaki işe yarayan büyülerin her birini yapmışlardı. Dokata ve diğer tüm şifacılar da laneti yok etmek için onlarca endemik bitkiden merhem yapıp Diana'nın yarasının üzerine sürselerde sadece acısını yok etmekten öteye gitmiyordu.
Diana'nın sorunu yaranın iyileşmesi değildi lanet tüm damarlarına yavaş yavaş yayılmaya başlıyordu. En büyük sorun buydu işte. Artık lanet derinin üstünde değil bizzat vücudun içerisine yerleşmişti. Kanser gibi tüm hücrelerin merkezindeydi.
Diana'nın kendini hazır etmiş olduğu yok oluş çoktan başlamıştı.
Kader tüm kozlarını şu anda oynamaktaydı.
Bu oyun kanlı bir kumardı...
Sana şans tanımayacak kadar hırslı, acımayacak kadar gaddar bir oyundu Diana'nın kaderi...
Olacak yine olacağına varacaktı. Ares Tanrı'ya Karabüyü yapmak istediğini dile getirmiş defalarca adak adayıp onu ikna etmeye çalışsa da asla olumlu bir yanıt alamamıştı.
Tanrı 'nın yanıtı kesin ve netti.
'Varislerin yasakları çiğneme, günah işleme gibi bir hakkı yoktur.'
Ares'in tüm gücünü gölgede bırakacak bir sözdü bu, ilerisini düşünemez yasakları çiğneme yetkisi bile olamazdı.
O son varis iken düzeni kendine göre şekillendirmezdi. Şayet düzen bozulursa onlarca ruhun yok oluşuna vesile olursa bunun vebali çok ağır olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHPERİ IV +18
Fantasy-Tamamlandı- [+18 cinsellik, hayali varlıklar vardır. ] O gece Tanrı küçük kızın gözyaşlarına kıyamadı, Bir annenin rahminden var ettiği küçük kız yıpranmış, kırılmış, gözlerindeki yaşama sevinci son bulmuştu. Yağmurlardan nefret etti önce, soğukt...