XXXII. ~ Kana Bulanan Okyanus ~

7.7K 316 143
                                    

Oy ve yorum yapmayı unutmayın

                                   🍃

Ruhumun üzerinde asılı kalmış on binlerce  duygu bedenimi  çepeçevre sarmıştı. 
Kalbimde yeşeren onlarca çiçek çoktan açmışlardı. Midemdeki kelebekler ise  tek tek intahar etmişlerdi.  Huzurlu kollardaydım.  Ruhumun sahibinin kollarında sabahlamıştım.

Bedenime çöken ağırlık ile gözlerimi zar zor aralayabilmiştim.  Bedenime sarılı olan kolların sahibine döndüm.  Gözleri halen kaplıydı.  Sık kirpiklerinin gölgesi belirgin elmacık kemiklerine üzerine düşmüştü.  O kadar güzel bir adamdı ki...

Biçimli burnu keskin yüz hatları ile karşımda savunmasız bir şekilde uyumaktaydı.   Uyurken bile yüzünde sert bir ifade mevcuttu. İyice ona döndüm.  Geceki arzu dolu bakışları uykuda olduğu için tamamen silinmişti.  Aklıma geldikçe kadınlığımda tatlı sızı ve acı karışımı his dolanmaya devam ediyordu.  Dün gece bedenlerimiz birbirine kavuşmuştu. Sarsıla sarsıla geç vakitlere kadar sevişmiştik. 

Hâlâ aklım almıyordu.  Bana hissettirmiş olduğu duygular o kadar güzeldi ki...

Tüm düşüncelerimden sıyrıldım çünkü Ares yavaş yavaş gözlerini aralamaya başladı.  Gözlerimi otamatik olarak kapadım. Onun ile şu anda konuşmak istemiyordum çünkü dün geceki zevkten çıldıran kişiliğimi hatırladıkça utançtan yerin dibine girecek gibi oluyordum.  Sakin olmaya çalıştım.  Ares'in bedeni ile iyice soğuk nefesi bana yaklaşmayı sürdürdü. Beni izlediğini net bir şekilde hissetmiştim.  Çok garip geliyordu.

Soğuk parmakları dağınık saçlarımın üzerinde gezinmeye devam etti.  Daha sonra ise dudakları kısa bir anlığına alınma  değdi.  İç çeke çeke birkaç defa da saçlarımı öptü.  Kalbimin ritmi göğüsümü delmeye devam ederken gözlerimi açmamak için kendimi zor tutuyordum.

Ares burnumun üzerine de küçük bir öpücük kondurduktan sonra ellerini saçlarımdan çekti.

"Gözlerini aç  Lina uyumadığını
biliyorum. "    Gözlerimi sanki ilk defa açıyor gibi yavaşça açtım.

"Günaydın sevgilim. " sesim az da olsa kısık çıkmıştı.

"Günaydın Linam." Bozuntuya vermedi.  Yükseldim ve yanağından öptüm onu.

"Seni izlediğimi fark ettin yani..." iyice yaklaştı bana ve belime dolamış olduğu kollarını daha da  sıktı.

"Edilmeyecek gibi değil ki.  O kadar güzel de izlenmez yani. " boynuna gömdüm  yüzümü ,  birkaç öpücük kondurdum. Huylandığı için kıpırdandı.

" Söz konusu sen isen izlenir. " kaşları aniden havalandı.

"Bak sen." Eğildi ve bu sefer dudaklarımdan öptü beni.  Bende karşılık verdim. Belimden çekti kollarını ve üzerime doğru şahlandı. Bedenim iri cüssesinin altında ezilmeye yüz tutmuş iken kollarımı çıplak sırtında birleştirdim. 

Dili dilime dolanınca elinin biri yüzümü avuçlamıştı. Sırtında izler bırakan tırnaklarım baskısını daha da arttırdı.

"Ares..." sesim can çekişir gibi çıkmıştı. 

"Sana doyamıyorum Lina. " dudaklarının arasından güç bela çıkan birkaç kelime kulaklarıma zar zor ilişmişti.

"Ben de sana..." elleri tekrar ve tekrar bedenimi keşfetmeyi sürdürür iken zorlukla çekti bedenini kan ter içinde kalmış bedenimin üzerinden.  Soğuk vücudu sıcak vücudumun üzerinden gidince içimde inanılmaz bir boşluk oluşmuştu.

MAHPERİ IV +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin