XXVI.~Sır Perdesi~

5.7K 447 149
                                    

Şimdiden keyifli okumalar.
♡ Oy ve yorum yapmayı unutmayın ♡

Duygular insanları ölümün eşiğine getirebilir miydi?

Sevgi, acı, öfke...

Her şey Ares'e aşık olmam ile başlamıştı.  Gerisi aynı çorap söküğü gibi ard ardına sıralanmıştı.  Tüm duygular bir olup keskin tırnaklarını bilemişler boğazıma saplamışlardı.

Her nefes alışımda biraz daha kısalıyordu hayatım. İşte  Ares'e aşık olmak böyle bir şeydi. Ares'e  aşık olmak sizi öldürebilirdi.

Bakışlarımı hâlen karşımda benden cevap bekleyen Gusion ve Miya'nın üzerinde tutuyordum. Üçümüzden de tık ses çıkmıyordu.  Ortamdaki tek ses az önce onları takip ederek gelen Cerberus'un nefes sesleriydi. Kalın derisi ile karların içine yatmış alttan bakışları ile beni süzmekteydi.  Bunca fırtınadan etkilenmeyerek aynı duruşta önümde uzanmaktaydı.

Arkamdaki geçit çok küçük bir parça halinde kalmıştı.  Ben ise olduğum yerde çakılı kaldığım için ne ileriye adım atabiliyordum ne de geriye...

Zaman ilerliyordu.  Kendi hayatımı düzene sokmak için Araf'tan ayrılamam mı gerekiyordu? Yoksa dedikleri gibi Ares'e yardım mı etmeliydim?
O kadar karmaşık bir hâl almıştı ki olaylar...
Nasıl sıyrılacaktım bu olaylardan?

"Lina" dedi yalvarır bir ses tonu ile Gusion.

Gözlerini ilk kez dolu görmüştüm.  Kalbimin  acıdığını hissettim.

"Bir karar ver lütfen.  Ares'in felaketi herkesi yok edecek. " kalbini nasıl kontrol edemiyordu ki?

"Ben..n ne yapacağımı biliyorum Gusion. Ares beni bu kadar kırmış  iken ona dönmek ne kadar doğru?"  Ortam kısa bir anlığına sessizleşti.

"Kalbinin sesini dinle Lina. O sana doğru  yolu gösterecek. " bu sefer aynı ses tonu ile Miya konuşmuştu.

Dediğini yapmayı seçtim.  Gözlerimi kısa bir anlığına kapattım ve kalbimin sesini dinledim.
Kalbimin ne dediği aşikardı zaten.

Ona aşıksın. Git ve bul onu yoksa ikiniz de yok olmaktan beter olacaksınız...

Derin bir şekilde yutkundum. Kalbim daha da acımaya başladı. 

"Neden siz gitmiyorsunuz?"

"Çünkü Lina Ares bizi kendinden uzak tutmaya çalışıyor. Bize zarar verme ihtimali olduğu için bizimle görüşmeyi reddetti. Belki seninle konuşur.  Ona yardım et Lina. Onu kaybetmek istemiyoruz."  Miya'nın sesi iyice alçaldı.

Yapacaktım. Bu sefer kalbimin sesini dinleyip ona bir şans daha verip bu felakete son verecektim.

Şimdi Ares'e tekrar gidecektim. Onu savaş gününe çıkarmam gerekiyordu.  Şimdi ona bir şey olursa şeytan sonsuza kadar egemenliği eline geçirecekti. Savaş diye bir şey olmayacak Ares zaten o güne çıkmayacaktı.  Buna son vermek istediğim için şimdi olan her şeyi bir kenara bıraktım.

"Gideceğim. Ares nerede peki?" Dediğimde Miya ve Gusion derin bir şekilde gülümsediler.

"Dağ evinde.  Orayı seni hızlı bir şekilde  Ares'in köpeği götürür.  Atları getirmeden gelmiştik. Zaman az Lina." Kısa bir süre köpeğe  odaklandım.

MAHPERİ IV +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin