XXXI.~Ay Işığında Süzülen Bedenler~

9.3K 316 69
                                    

Oy ve yorum yapmayı unutmayın

🔥

Ares'in beni bir anda yarım bırakması ile zorlukla toparlanmış ve minderde oturur pozisyona gelmiştim.

Hala yüzüne şaşkın bir ifade ile bakarken o ise sırıtmaya devam etti. Oldukça yaptığı şeyden keyif almıştı. Nasıl ben onu yarım bıraktıysam o da aynı şekilde beni bırakmıştı. Dediğini yapmıştı. Onun altında kıvranırken bedenim soğukluğunu çekmesi ile serseme dönmüştü.

Ama sonuna kadar hak etmiştim. İlk başta ben ona böyle bir şey yapmasaydım o da bana böyle bir şeyi asla yapmazdı. O yüzden zayıf düşmüş intikam aklımdan tamamen çıkmıştı. Ares yine zekiliğini kullanrak işin içinden mükemmel ayrılmıştı.

Alttan bakışlarımı sürdürmeye devam ederken yaslanmış olduğu duvardan ayrıldı ve tam tepemde dikilmeye başladı.

"Bu çok acımasızcaydı." Sesli bir gülüş yayıldı odanın içinde. Ateşin cayır cayır yanma sesi ile karıştı Ares'in kahkaha sesi.

"Aynısı sen bana yaparken acımasızca olmuyor ben yapınca mı oluyor?" Sesindeki ton soru sormaktan yana değil daha çok yakınmaya yatkındı.

"Ben yaptım diye illa senin de mi yapman gerekiyor. " sorusuna soru ile yanıt verdiğim için yüzündeki gülümseme hafiften silinmeye başladı.

"Karmanın sopası yok Lina. Sen kaşındın. " biraz daha eğildi yüzüme doğru. Ferah soğuk nefesi dudaklarımın üzerinde asılı kalmaya devam ederken gözlerinden bir milim bile ayırmadım bakışlarımı. Yeşil gözleri artık koyu renginden sıyrılmıştı.

"Haklısın. " kısa kesmeyi tercih etmek istesem de Ares buna izin vereceğe benzemiyordu.

Eğildi ve kısaca öptü dudaklarımı. Yumuşak dudakları dudaklarımın üzerinde hakimiyet kurmaya devam ediyordu. Onu derince birkaç sefer daha öptükten sonra ondan yavaşça ayrıldım.

"Geç kalacağız Ares." Akşam güzel bir gün olacağa benziyordu.

"Haklısın. Sana o kadar kapılıyorum ki zamanın nasıl aktığını fark edemiyorum. " gülümsedim. Arkasına döndü ve salon boyunca ilerlemeyi sürdürürken arkasından seslendim.

"Nereye Ares?" Omuzunun üzerinden bana baktı kısa bir an.

"Gusion şarap istedi onu alacağım mahzenden. " kısa bir an sürse de konuşması hemen arkasına döndü ve ilerlemye devam etti. Yaklaşık on dakika sonra üzeri tozlu bir şişe ile geri döndü. Elinde sıkıca tuttuğu şişeyi bana göstererek gülümsedi.

"Enfes bir şarap seçtim. " Ben de gülümseyerek ayağa kalktım.

"Hemen gidecek miyiz Ares?" Bakışlarını tozlu şişeden çekti ve bende topladı.

"Üzerimizi değiştirelim sonra gideriz." Sanki az önce olanlar hiç yaşanmamış gibi rahattı. Tekrar dudaklarını araladı ,cümlesi ben bitti sansam da henüz bitmemişti.

"Malum senin ihtiyacın var." Sesindeki alay tonu karşısında şaşırdım. Ne demek istediğini gayet iyi anlamıştım. Bakışlarımı üzerinde dolandırdım uzun bir süre. Sonra cevap vermeden odama geçecek iken Ares kolumdan tutup önüne çekti beni.

"Çocuk gibi küsmeyeceksin dimi Lina?" Sesinde hala aynı dalga mevcuttu.

"Çocuk değilim Ares." Benim cevabımı duyamayacak kadar meşguldü. Yine sarılı bileğime doladı parmaklalarını.

"Yavaş yavaş geçecek ve tamamen su ile okları kontrol edeceksin. " su demiş iken avcumu refleks olarak yukarıya kaldırdım. Avuç içimde aynı Ares'te olduğu gibi su birikmişti. Avucumu yere indirmem ile yok oldu.

MAHPERİ IV +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin