«1. Bölüm»

895 24 68
                                    

"Alo?"

"Seni gidi hınzır seni! Senin planındı değil mi bu"

"Ney?"

"Beni alma planı?"

"Yok benim planım değildi. Annem benden habersiz ilan vermiş, babanda onu görmüş. Annem sen olduğunu görünce kabul etti zaten. Ne zaman geleceksin?"

"Hmm, anladım. Bu akşam geliyorum!"

"Hadi yine iyisin, kurtuluyorsun!"

"Senin sayende, hadi ben kapatıyorum"

"Tamam, akşam görüşürüz, rolüne iyi çalış!"

"Sende iyi çalış, inandırıcı olmalı! Hadi bay bay"

Telefonu kapattım. Sonunda kurtuluyorum, yaşasın be!

Ha siz birşey anlamadınız değil mi? Durun size bir flashback geçeyim.

Flashback

Bugün odamda otururken, üvey babam beni yanına çağırdı. Yanına indim.

"Ne var?"

"Bana düzgün cevap ver!"

"Ne-Var?"

"Seni küçük- neyse sakinim, bu akşam kurtulacağım senden nasılsa. "

"Hayırdır, sonunda intihar mı edeceksin? Veya evden mi gideceksin?"

"Hayır ben değil, sen gidiyorsun"

"Nereye?"

"Sattım seni"

"Ne! Kime!?"

"Güney Kore'nin en ünlü mafyası Jeon Jungkook'a."

Dişlerimi sıktım ve üstün rol yeteneklerimi kullanarak, rolüme büründüm.

"N-Ne.."

"Evet, artık seninle uğraşmayacağım. Mafya'yla iyi eğlenceler. Hahaha!"

"..."

Hızla yukarı kattaki odama koştum. Kapımı kilitledim ve, yerimde zıplamaya başladım.

"Allahım sonunda! Bu piçten kurtuluyorum!"

Beni deli zannetmeyin! Neden seviniyorum? Çünkü, o ünlü mafya Jeon Jungkook, benim en yakın arkadaşım. Evet, üvey babam beni, bilmeden en yakın arkadaşıma verdi!

Hemen Jungkook'u aradım.

Flashback end

İşte şimdi aydınlandınız sanırım? Ha bu arada, benim adım, Byeol, Lee Byeol. Oh! Ve saat geliyor. Şu anda roman havası söyleyip oynarken, kıyafetlerimi topluyorum.

"Çakallarla yarışırız, para çok para çok, mankenlerle yarışırız, güzeliz çok, çok! Bütün gözler üstümüzde, çekemeyen çok, çok! Fiyakalı arabamız var, havamız çook~"

(...)

2 bavul doldurduktan sonra, saate baktım.

"Heh şimdi, ağlamam gerek."

"Bir dakika, ben nasıl ağlıyordum lan?"

Nasıl ağladığımı unuttuğum için, aklıma gelen herşeyi denemeye başladım.

"Gözüme parmağımı sürsem?"

Gözümün beyaz yerlerine parmağımı sürdüm. Yanmaya başlanmıştı, fakat işe yaramıyordu.

"İnternet!"

İnternete girdim ve aratmaya başladım.

"Gözlerini açık tutmak kurumaya ve böylece vücudunun gözyaşı üretmesine neden olacaktır. Biriyle göz kırpmama oyunu oynadığını farz et ve gözlerini tutabildiğin kadar uzun süre açık tut. Gözyaşı gelmediyse ve gözünü kırpma isteği duyarsan gözlerini parmaklarınla açık tutabilirsin"

"Hmm.. Deneyeyim"

1 dakika boyunca açık tuttum. Hüngür hüngür ağlıyor gibi duruyorum şuanda. Güzel!

Kapı çalınca, üvey babam açtı. Sonra beni çağırdı.

"Ne?"

"Bavullarını al!"

"T-Tamam"

Yukarı tekrar çıkmadan önce, Jungkook'la göz göze geldim. Babam görmeden bana göz kırpıp, eski, sert bakışlı hâline geri döndü.

(...)

Evine gittiğimizde. Gülmeye başladım.

"Allahım, sonunda!! Kurtuldum! Ayh!!"

"Yes bebiş!"

Bana sarılınca, bende hiç bekletmeden karşılık verdim.

Sanırım bir bu kitaptan, bir diğer kitaptan bölüm atacağım. İyi okumalar Kookies'lerim!!!

Mafia//JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin