Eve uğrayıp kızları aldıktan sonra arabayı babamın mekanına sürdüm.
Vardığımızda güvenlik beni tanıyarak direkt içeri aldı.
Bu mekana kimin girip çıktığına dikkat edilirdi genelde.
Babam herhangi bir mekanında sorun çıkmasına tahammül edemediği için içeriye herkesi aldırtmıyordu.Referansla girmeniz gerekiyordu, bu da içerisinin elit kesimden oluşmasını sağlıyordu.
Güvenliği geçip içeriye vardım.
Köşedeki bir masaya gelişigüzel çantamı fırlattım.
Kızlar da masaya yerleşti bense oturmadan içki almaya gittim.
Mekan self servisti.
Kendime bir kadeh şarap kızlara da hafif birer kokteyl alıp masaya döndüm."Derya bugün senle görüşmedik hiç, şirketteki ateşli patronunla mı vakit geçiriyordun?"
Açelya kıkırdarken Derya'nın yanakları kızardı.
Görebileceğiniz en utangaç kızlardan biriydi.
"E-evet, yani hayır. Fazla mesaiye kalmamı söyledi sadece."
Gülümsedim, ancak gülümsemem masamıza doğru yaklaşan Mert'i gördüğümde soldu.Tahmin etmeliydim. Mekanın sahibi buraya geldiğimi haber vermiş babam da bana göz kulak olsun diye Mert'i göndermiş olmalıydı.
Şimdi bizim kızlara yavşayıp benim sinirimi bozacaktı.Masaya ulaşıp yanıma geldi.
"Merhaba Efsuncum."
Kızlara döndü.
"Size de merhaba güzellikler."
Açelya'ya el salladı.
Derya cevap verdi.
"M-merhaba"Mert eğildi, yanağımın elinden geldiğince dudağıma yakın olan kısmını öptü ve yanıma oturdu.
"Selam, hangi rüzgar attı seni buraya?"
Cevabı bildiğimden emin olduğu için imayla dolu sorum onu gerdi."Bir arkadaş haber verdi, seni görmeye geldim."
Göz kırpıp önümdeki şaraba el koydu.Yarım saat kadar sonra Mert çakır olmuştu bile.
Kızlarla iyi anlaşmıştı hiç şaşırmadığım bir şekilde.
Onlara fazla yavşamaya cesaret edememiş olmalıydı burada olduğum için.
Sık sık Mert'in şakalarına gülüyor, eğleniyor gibi görünüyorlardı.
O yüzden kızları Mert'e emanet edip biraz dans etmek için ayağa kalktım.
Kalkarken Derya'nın kulağına eğilip
"Mert yavşaktır, dikkat edin. Rahatsız ederse beni çağırın hemen." demeyi ihmal etmemiştim.Dans pistine giderken gördüğüm şey beni şaşırttı.
Oğuz buradaydı.
Bar kısmında yalnız içiyordu.
Babamın ikisini birden göndermesinin fazla olduğunu düşündüm.
Neyse ne, Oğuz benim kafaya takacağım birisi değildi.Yani olmalıydı.
Dans pistine ulaşıp kendimi müziğin ritmine bıraktım.
Çılgınlar gibi dans edip arada birkaç seksi hareketle dikkatleri üstüme çektim.
On dakika kadar böyle devam ettim.Arkamda bir nefes hissettim. Birisi kulağıma eğilmişti.
"Aşırı seksisin."
Arkamı dönmeden göz ucuyla kim olduğuna baktım.
Tanımadığım fakat tanımak isteyeceğim kadar yakışıklı bir adam olduğunu görünce gülümsedim.
"Evet öyleyim."Cümlenin ardından ellerini belime koydu, sırtımı kendine dayadı.
Artık birlikte dans ediyorduk.Mekanda -I see red- çalmaya başlayınca dansım iyice seksileşti.
~Did you really think, I'd just forgive and forget, no~
Kalçamı sağa sola sallayıp arada da arkaya doğru bastırıyordum.
O da elleriyle bana destek oluyordu.~After catching you with her~
Belimdeki elleri beni kendisine çevirdi.
Yüzünü yüzüme yaklaştırdı.
Ben de ellerimi ensesinde birleştirdim.~Your blood should run cold, so cold~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patron Kraliçe +18
Teen FictionZeki, güzel ve oldukça özgüvenli Efsun'un hayatındaki tek amacı eğlenmektir ve bunun dışında umursadığı pek bir şey yoktur. Günleri barlardan partilere, partilerden cluplara gitmekle ve birden fazla erkekle geçmektedir. Babası onu rakip şirkete casu...