Koltukta kıpırdandım.
Babamın bakışları üzerimdeydi ve bu beni geriyordu.
"Nasıl geçti güzel kızım, ölmedi değil mi?"
Fincanını kaldırdı ve çayından bir yudum aldı. Gözlerim onun hareketlerini takip ediyordu.
"Evet baba. Ölmedi." kafamı sallayıp devam ettim. "Kendimi zor tuttum."Gülümsedi.
"Neden, babacığına saldırdı diye öfkelendin mi?"Başımı aşağı yukarı sallayarak onu onayladım.
Bunun üzerine "Yanıma gel bakalım." dedi.
Oturduğum yerden kalktım ve yavaş adımlarla ilerleyip yanına oturdum.
Elini saçıma attı ve okşamaya başladı."Seni ne kadar sevdiğimi biliyorsun değil mi kızım?" onayladığımda devam etti. "Baban sana zarar vermek istemiyor, babayı kızdırmadığın sürece sana iyi davranacak."
Buna alışıktım, yine bana zarar verdiği için beni sucluyordu, gözümü korkutuyordu.
"Biliyorum." diye mırıldandım.Saçımdaki elini çekti.
"Güzel." dedi. "Görevini bitirdin mi?"
Otoriter bakışları üstümdeyken yalan söylemek çok kolay değildi.
Kalkıp eski yerime döndüm.Dirseklerimi koltuğun kenarına koydum.
"Bitirdim sayılır, sadece bir arama yapmam lazım."
Gür bir kahkaha attı.
"Aferin benim kızıma be! Biliyordum zaten kolayca yapacağını.. Hadi ara."Ellerimi birleştirdim, dudağımı büzdüm..
"Seninle vakit geçirmek istiyorum baba, çok endişelendim senin için. Aramayı daha sonra yapacağım."Gülümsedi. Kafasını ağır ağır salladı.
"Madem öyle diyorsun, senden bahsedelim."
Bir yudum daha çay içti. "Ege denen piç rahatsız etmiş seni?"Siktir! Oğuz, babama söylemiş.
Ben bunu nasıl düşünemedim?!Oğuz'a her güvendiğimde yanıldım.
Her seferinde..Umrumda değilmiş gibi görünmesi için çabaladım.
"Evet, ama sorun yok Oğuz halletti."
Fincanı masaya geri bıraktı ve gülümsedi.
Bu gülümsemesini görmek en kötü ihtimaldi..
Saniyeler içinde korktuğum kelime dudaklarından döküldü.
"Öldürdüm."Basitçe söylediği şey kanımın donmasına sebep olmuştu.
Oğuz'a 'babamın haberi olmasın' demiştim. Ben Oğuz'a güvenmiştim ve bu yüzden birisi öldü..
İlk defa doğrudan benim yüzümden hak etmeyen birisi öldü.Evet, Ege can sıkıcı şeyler yaptı ama ölmeyi hak etmemişti.
Hak ettiği dövülmesiydi ve bu çoktan gerçekleşmişti.Sonradan nefrete dönüşse de bir zamanlar değer verdiğim biriydi ve ben yanlış birine güvendim diye o öldü.
Babamın tek kaşını kaldırmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım.
Benden cevap bekliyordu.Yüzümdeki afallamış ifadeyi sildim ve gülümsedim.
Gülümserken en zorlandığım anlardan birisiydi.
"Teşekkür ederim." diye mırıldandım.
Beklediği buydu.
Birini öldürdüğü için benden teşekkür bekliyordu.Gururla homurdandı.
Ardından bakışları değişti, nefes alışverişleri hızlandı.Dudağım hafifçe yukarı kıvrıldı.
O kadar uzun zamandır bu anı bekliyordum ki, bu an için yaşadığım bile söylenebilirdi..
Koltuğu geriye itip ayağa kalktım.
"Baba... Hayır, babacığım." ona doğru bir adım attım.
"Bilmelisin, senden daima nefret ettim."Gözleri açılırken eli boğazına gitti.
"N.ne .. Ne.. diyorsun?"Bir adım daha attığımda tam tepesinde dikiliyordum.
"Ölüyorsun." dedim.
Nefes alabilmek için ağzını açtı, çabası faydasızdı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patron Kraliçe +18
Teen FictionZeki, güzel ve oldukça özgüvenli Efsun'un hayatındaki tek amacı eğlenmektir ve bunun dışında umursadığı pek bir şey yoktur. Günleri barlardan partilere, partilerden cluplara gitmekle ve birden fazla erkekle geçmektedir. Babası onu rakip şirkete casu...