6 Yıl Önce (Efsun 18 Yaşında)...
...Ceza odasındayım..
Günlerdir buradaydım.
Daha önce hiç olmadığım kadar uzun süredir.
Öyle ki susuzluktan ölmemem için kapıdaki adam acıyıp bana su verdi.Mert ilk günlerde bana yemek ve su getirse de bir gün babama yakalandı ve daha sonrasında bana yardım edemedi..
Bir haftadan uzun bir süredir açtım, ağzıma tek lokma yemek girmemişti.İki hafta önce ilk ilişkimi yaşadım.
Evet, hayatımda ilk kez biriyle birlikte oldum.
O kişi benimle aynı okulda ve yan sınıfımda olan Bora isminde bir çocuktu.
Birkaç aydır onunla konuşuyorduk ve sonunda sevgili olduk.
Benimle sevişmek istediğini, artık sabredemediğini söyledi.
Bu yüzden kendimi hazır hissetmesem de bunu yaptım.
Yapmamalıydım..Bora o gün benden habersiz videomu çekip okul gruplarında paylaştı.
Oğuz ve Mert de dahil okuldaki herkes gördü.
Mert Bora'yı döverken Oğuz ise olanları babama anlattı.Babam bana o kadar takıntılıydı ki bir erkekle seks yapmam fikri onu çılgına çevirmişti.
Öylesine kendinden geçti ki Oğuz ve Mert'i bana engel olmadıkları için dövdürttü.
Beni ceza odasına kapattı.Bora ise bu olanlardan sonra babam tarafından öldürüldü.
Açlıktan gözlerim kararıyordu.
Midem bulanıyordu hatta defalarca kusmuştum.
Ayağa kalkmaya gücüm elbette yetmiyordu.Daha ne kadar böyle dayanabilirdim bilmiyordum.
Kapının açılma sesini duyduğumda kafamı o yöne çevirmeye bile enerjim yetmedi, ancak gözlerimi açabilmiştim."Artık çıkabilirsin Efsun, baban izin verdi."
Ah, bu kapıdaki adamın sesiydi.Yapabildiğim kadarıyla belli belirsiz bir mırıltı çıkardım ve öylece yatmaya devam ettim.
Adam hareket edemediğimi anlayarak beni kucağına aldı ve odama taşıdı.
Bir süre sonra odama doktor da geldi.
Serum ve ilaçlarla ancak kendime gelebildim..Doktorun söylediğine göre, biraz daha orada kalsaydım açlık bana kalıcı zararlar verecekti.
Babam nasıl bu kadar acımasız olabilirdi?Ben reşit bir kızdım, biriyle ilişki yaşadığım için bunları yaşamamalıydım..
Saatlerce yattım. Enerjim yavaş yavaş yerine gelmeye başlamıştı.
Akşam olduğunda Mert odama daldı.
Burada olduğumdan yeni haber almış olmalıydı."Efsun!" Yanıma gelerek yatağın kenarına oturdu. "İyi misin?"
"Değilim." dedim net şekilde. "Beni Cennet'e götür."
Biraz düşündükten sonra koluma bağlı olan seruma baktı ve bitmiş olduğunu gördü.
"Tamam. Ayağa kalkabilir misin?"Kolumdaki serumu söküp attım.
Ayağa kalkabildim ancak attığım ilk adımda yalpaladım.
Mert bunu gördü, beni kucağında arabaya taşıdı.Cennete geldiğimizde de aynı şekilde o çok sevdiğim uçurum kenarına taşıdı beni..
Çimlerin üzerine oturduk.Gökyüzünü seyrettim.
Tertemizdi.
Bulut bile yoktu gökyüzünde.
Kuşlar bu duruma mutlu olmuştur diye düşündüm.
Evet, kuşlar mutludur, benim aksime..
Onlar özgürler."İyi misin?" dedim yaralarına bakarak.
Dudağının kenarı kıvrıldı.
"Bu durumda beni mi düşünüyorsun? İyi biri olduğunu sanmak üzereyim " dedi ve burnuma vurdu.O da suçsuzdu ve o da zarar görmüştü.
"İyiliğim kötü bir hayatı iyi yaşamaya yetmiyor." dedim.Gülümsemesi yüzüne yayıldı.
"İyi Efsun sıkıcı olurdu zaten."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patron Kraliçe +18
Teen FictionZeki, güzel ve oldukça özgüvenli Efsun'un hayatındaki tek amacı eğlenmektir ve bunun dışında umursadığı pek bir şey yoktur. Günleri barlardan partilere, partilerden cluplara gitmekle ve birden fazla erkekle geçmektedir. Babası onu rakip şirkete casu...