8

15 3 0
                                    

Araba farları gözümü kamaştırdığı için ellerimi, yüzüme siper etmiştim. Yanan mavi ve kırmızı ışıkların arasında o da vardı. Megafondan bulunduğum arabanın plakasını söylediğinde peşimden gelenin o olduğuna kanaat getirmiştim "Yavaşla ve sağa çek." şoför koltuğunda oturan adamın başı yere eğilmişti. Bakışları o kadar sert ve kararmıştı ki aynaya çarpıp geri yansıyarak camı paramparça edecek güce sahipti "Ne yapıyor bu?" kendi kendine mırıldanmıştı.

Önümüzdeki polislerle aramızda kısacık bir mesafe kala direksiyonu kırmış, patika bir yola girmişti. Yol berbat durumdaydı fakat araba oldukça profesyoneldi. Bizimle birlikte hareket eden polis araçları ve siyah Jeep de arkamızdan aynı yola girmişti "Peki, doğru zaman değil biliyorum ama şu durumda olma sebebimiz unvanından dolayıysa beni bırak gideyim Bay Java." şimdi bakışlarını bana yöneltmişti. Dudakları öne doğru uzanmıştı "Java benim topluluğumun adı. Ayrıca bu durumda olma sebebin ben olsam zaten arabamda yük etmezdim seni." kibarca bana yararlı çöp muamelesi yapmıştı. Atılmayacak kadar kullanışlı, atılacak kadar değersiz.

Önümdeki koltuğa tutunmuştum. Araba öyle sallanıyordu ki iç organlarım yer değişmişti "Anayola çık ve teslim ol." Dedektif' in sesini ikinci duyuşumda "Dur!" demiştim "Gitmek istiyorum." onun yanına gitmek istiyordum çünkü güveniyordum. Tehlikede olmasam peşime düşmezdi biliyordum "Bak Java..." sağ kaşı seğirmiş, gözleri uykulu bir şekilde açılıp kapanmıştı "Adım Fors." başım arkaya döndü tekrar "Her neyse Lider! Dedektif arkada gitmek istiyorum." sol bacağımın üstüne hafifçe kalkmıştım. Elim kapıya gitmişti "Dur yoksa atlarım!" kapıyı araladığım anda arkadaki siyah Jeep selektör yapmaya başlamıştı. Yol genişlemişti, düzleşmişti. Adını pek aklımda tutamadığım topluluk lideri, arabayı durdurmuştu. Arka koltuğa dönerken kapıyı açmıştı "Nasıl bir delisiniz anlamadım ki!"

Peşinden inmiştim. Dedektif, arabasını ani bir şekilde durdurmuş hızlı adımlarla bize doğru gelmişti. Arkada yan yana dizili polis ekiplerinin namlu ucunda ben vardım. Beni almasını beklerken, eli beline gitmişti. Gözlerini, yüzümden bir saniye ayırmamıştı. Belinden silahı çıkarırken gözleri birkaç saniyeliğine Lider'i bulmuştu. Hayal kırıklığı, öfke, korku... Uzun kirpiklerinin altında yatan yorgun, kahverengi gözlerinden hepsi okunuyordu. Onun da namlusu bana dönüktü. Silahın içindeki gümüş kurşun bana gülümsüyordu. Kusursuz parmakları tetikteydi. Elinin üstündeki damarlardaydı gözlerim. Yavaşça kollarına, oradan da saçlarının sarıldığı omuzlarına kaydı bakışlarım. Gözlerim bir kalem gibi her ayrıntısının üstünden geçip zihnime kopyalıyordu.

"Attila'nın sevdiği birisin sanmıştım." dibime kadar sokulmuştu. Fark ettirmeden beni arkasına alıyordu. Dedektif, tekrar Lidere baktığı sırada konuşabilmiştim "Zaten öyle." belli belirsiz bir baş hareketiyle beni işaret etmişti. İşaretinin üstüne Lider, beni bir adım geri çekmişti "Kızı rehin al!" diye fısıldadı az da olsa kalın olan dudaklarının arasından. Arkadakiler hiçbir şey duymasa bile Lider'in duymuş olması yetmişti. Belime sarılan, bir hayvan gibi sıcak olan kolu, sırtımı bastırdığı göğsü ve boğazımda hissettiğim soğuk-keskin bıçağı...

"Kimse yaklaşmayacak!" sesindeki ölüm Dedektifle aynıydı. Yine de onun kadar güçlü ve etkili değildi. Olan şeyden memnun kalmıştı. Dudağının kenarı kıvrıldı ve sahte bir şekilde bağırdı "Kızı ver, teslim ol!" arkadan gelenleri durdurmuş, yerlerine geri göndermişti "Bu, sana neden yardım ediyor?" nefesi, saçlarımın arasından boynuma değip geçmişti "Sevdiği biriyim demek ki." Dedektif' in koyu kahve gözleri kısılmıştı. Ne dediğimi okumaya çalışıyordu. Küçülen gözleri dudaklarımı bir müddet izledi. Lider bana doğru dönmüştü "Seni sevdiğini nereden çıkardın?" Lider'in her bir hareketini, avına bakan bir yırtıcı gibi izliyordu, birkaç adım sağa doğru yürüyerek arkadaki polislerin görüş açısını kapatmıştı "Bakışları..." ve beni ilk anda kendine hayran bırakan o güçlü sesi gökyüzüne kadar ulaşırcasına kadar çıkmıştı dudaklarından "Konuşmayı kesin." ikinci bir işaretinde arabaya doğru yürüyorduk.

SESSİZ GECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin