Harry de Louis de yarım saat önce uyanmış olsa da hâlâ yataktan çıkmamışlardı. Louis, saatlerce Harry'i izleyebilirdi, asla sıkılmazdı. Onu öylesine özlemişti ki bu özlemi gidermesi mümkün bile değildi. Harry'ninse kafası karışıktı. Neredeyse yabancı bir adamın yatağında huzurla yatabildiğine inanamıyordu. Her ne kadar bir zamanlar Louis'yle bu evde yaşıyor olduğundan emin olsa da bu, şu an Louis hakkında hiçbir şey hatırlamadığı gerçeğini değiştirmiyordu.
"Neyin var?" diye sordu Louis fısıldayarak.
"Bir şeyim yok."
"Seni çok iyi tanıyorum, Harry. Canını sıkan bir şey olduğunda etrafa nasıl bakındığını biliyorum, bu bakışları tanıyorum."
"Sorun da bu ya, Louis," dedi Harry yatttığı yerden doğrularak. "Sen beni çok iyi tanıyorsun, bense hiçbir şey hatırlamıyorum."
"Bu sorununu çözebiliriz," dedi Louis oldukça sakin bir tavırla. "Her şeyi en baştan yaşayabiliriz."
"Aynı kitabı iki kere okur musun?"
"Aynı kitabı iki bin kere bile okuyabilirim, bebeğim. Bunun için o kitabı sevmem yeterli."
Harry'nin yüzünde hafif bir gülümseme belirmişti.
"Hatta," dedi Louis, Harry'i öpmeden hemen önce "Bu sefer kitabın sonunu değiştirebiliriz."
"Sanırım çok şanslıyım," diye mırıldandı Harry. "Hayatımın aşkını bir önceki yaşamımda bulmuşum."
"Ve bir sonraki yaşamında da bulacaksın," dedi göz kırparak. "Ama hikayenin sonununa gelmeden önce sevgilimle özlem gidermek istiyorum."
"Peki," dedi Harry çocuksu bir heyecanla "Mesela eskiden sabah kalkınca ne yapardık?"
"Seks."
Harry'nin gözleri şaşkınlıkla açılırken yanakları kızarmıştı.
"Kahvaltıyı nerede yapardık diye sormaya çalışmıştım," diye mırıldandı Harry utançla.
"Yazın bahçede, kışın mutfakta," dedi Louis gülümseyerek. Harry'nin utangaç tavırları hoşuna gidiyordu.
"Tamam o zaman kahvaltımızı hazırlayıp bahçeye çıkalım."
"Ne yani ilk kısmı atlıyor muyuz?" diye sordu Louis sırıtarak, bugün Harry'i fazlasıyla utandırmak gibi planları vardı.
"Artık yaşlı bir beyefendi olduğunuzu unutuyorsunuz, Bay Tomlinson."
"Teknik olarak hâlâ 28 yaşındayım, güzellik." dedi Louis. "Eğer istersen kanıtlayabilirim tabii."
Harry gülümseyerek yataktan kalktı.
"Yarım saat sonra kahvaltı bahçede hazır olur," dedi gözden kaybolmadan hemen önce.
Louis, Harry'nin kendinden emin bir tavırla mutfağa gidişini neşeyle izledi. Birazdan geri gelecekti, Louis bundan emindi.
Düşündüğü gibi de oldu. Sadece birkaç dakika içinde Harry, yüzündeki şaşkın ifadeyle tekrar kapıda belirmişti.
"Louis şey... Ocak biraz şey... Eski."
"Öyle miymiş, bebeğim?" dedi Louis kahkaha atarak.
"Gülme," dedi Harry kollarını göğüsünde kavuşturarak.
"Demek 'Tanrım! William bu ev çok güzel, tam da istediğim gibi,' dediğin günler geride kaldı. Ne yazık!"
"Dalga geçmesene," dedi Harry somurtarak. "Göz alıcı kalçanı yataktan kaldır ve bana yardım et."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Murder House
Fanfiction"Cinayet Evi" olarak anılan malikanede yaşayan gizemli ve bir o kadar da büyüleyici adam Harry'nin oldukça ilgisini çekmişti