You're Still The One

74 4 21
                                    

"Uyanma vakti, aşkım."

Harry yanağına konan öpücükler sayesinde gözlerini araladığında yeni uyandırılma yönteminin ne kadar hoşuna gittiğini düşünmeden edemedi.

"Günaydın," diye mırıldandı.

Louis genelde erken kalkmazdı ama bugün oldukça güzel giyili bir şekilde Harry'nin yanında oturuyor, Harry'nin saçını okşuyarak onu uyandırmaya çalışıyordu.

"Bir yere mi gidiyorsun?" diye sordu Harry, Louis'nin sorusuna cevap vermek yerine neden kahkaha attığını anlayamasa da.

"Ben bir hayaletim, Harry. Dışarıda ne yapabilirim?"

"Ben hayalet olsam hiç evde durmazdım," dedi Harry. "İnsanları korkutmak çok eğlenceli olurdu."

"İnan bama otuz-kırk yıl sonra insanları korkutmak da sıkıcı olmaya başlıyor."

"Hangi yılda doğdun?" diye sordu Harry merakla.

"Tahmin et."

"Fransız ihtilalindan sonra?" diye sordu Harry kendinden emin olamayarak.

"Evet."

"Bilmiyorum," dedi Harry. "Çok genç gösteriyorsun, tahmin etmek zor." Tarih dersiyle arası hiç iyi olmamıştı.

"1829."

"Aman Tanrım!" dedi Harry. "Çok yaşlısın!"

"Hâlâ 28 yaşındayım," dedi Louis gözlerini devirerek. "Biz öldükten sadece birkaç yıl sonra eşcinsel olmanın cezası değişti, ölüm cezasının yerini kürek mahkumluğu aldı." Louis histerik bir kahkaha attı. "İnanabiliyor musun?"

"Bazen o günleri hatırlamadığım için seviniyorum," diye mırıldandı Harry.

"En azından şimdi yanımdasın," dedi Louis omuz silkerek. Bugün böyle şeyler hakkında konuşmak istemiyordu.

Harry, Louis'yi öpmek için onun yanaklarını kavrasa da kapının çaldığını duyduğunda korkuyla yerinden sıçradı.

"Kim geldi?" diye sordu korkuyla, kalbi yerinden çıkmak üzereymiş gibi atıyordu.

"Sakin ol, bitanem," dedi Louis gülümseyrek. "Sipariş vermiştim, o gelmiştir."

"Sipariş mi?"

"Online alışverişi bulan kişiye teşekkürler," dedi Louis göz kırparak. "Farkında olmadan hayaletlere büyük bir iyilik yaptı."

"Ne aldın?"

"Sürpriz," dedi Louis bir kez daha göz kırparak. "Ben izin verene kadar çalışma odama gelmek yok."

"Neden?" diye sordu Harry kaşlarını çatarak.

"Kahvaltını yap Hazza," dedi Louis, Harry'i yanağından bir kez daha öpüp odadan çıkmadan hemen önce.

Harry sızlanarak yataktan kalktı. Her ne kadar Louis mobilyaları Harry için yeniletmiş olsa Harry onsuz yemek yapmayı sevmiyordu. Louis'yle zaman geçirmek eğlenceliydi. Özellikle de mutfakta. Louis mutfakta bambaşka birine dönüşüyordu ve Harry onun bu halini çok sevimli buluyordu.

Ayrıca Louis'nin gizemli tavırları da hiç hoşuna gitmemişti. Louis ondan hiç sır saklamazdı ki! Şimdi ne olmuştu da bir anda gizli saklı şeyler yapmaya başlamıştı?

Kahvaltısını yaptıktan sonra Edward'ın resim odasına gitme kararı aldı Harry. O odayı çok seviyordu. Her gün bambaşka tabloları inceleme fırsatı buluyor, o resimleri çizerken aklından ne geçirdiğini tahmin etmeye çalışıyordu.

Murder HouseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin