I'm all yours, I've got no control

127 13 5
                                    

Yıllar önce

"Senin için bu odayı yaptırdığıma pişman olmak üzereyim," dedi William. Odanın kapısına yaslanmış, elimde fırçası ve paletiyle bir çocukmuşcasına koşuşturan Edward'ı izliyordu. "Benimle ilgilenmiyorsun."

"Resim yapmayı çok seviyorum ama seni daha çok seviyorum," dedi Edward paletini masanın üzerine bırakıp huysuz sevgilisine yaklaşarak.

Edward dudaklarını William'ın dudaklarına bastırdığında William ellerini onun kalçasına yerleştirmişti.

"Sadece masum bir öpücük vermek istemiştim," demişti Edward dudaklarından kaçan iniltiyi bastıramayarak.

"Ben de seni duvara yaslayıp becermek istemiştim." Sesi havanın güneşli olduğundan bahsediyormuş gibi çıkıyordu.

"Akşam istediğini yapabilirsin aşkım ama şimdi portreni çizmek istiyorum."

"Öyle mi?" diye sordu William dudaklarını Edward'ın boynuna yaklaştırarak. "Akşama kadar bekleyebilir misin?" William, Edward'ı belinden tutarak kendisine daha da yaklaştırırken boynunu ısırmıştı.

"Bunu yapmasaydın bekleyebilirdim," diye fısıldadı Edward kollarını sevgilisinin boynuna dolayarak.

William, Edward'ın boya içindeki kıyafetlerini dayanılmaz bir yavaşlıkla çıkartıyor, bu kumaş parçalarına birer sanat eseriymiş gibi davranıyordu.

Edward tamamen çıplak kaldığında William sevgilisini tutkuyla öpmüştü.

"Babamdan mektup daha geldi," dedi dudaklarını önce Edward'ın çenesine sonra da kulağına doğru hareket ettirerek. Edward'ın kulağının hemen altındaki noktayı dudakları arasına sıkıştırarak emdi. "Eve geri dönmemi istiyor."

Edward derin nefesler almak dışında hiçbir tepki vermiyordu.

"Dönmezsem idam cezası verecekmiş."

"Bu yapamaz," diye soludu Edward geri çekilerek. "Dön oraya William. Birlikte olmanın bir çaresini buluruz."

William, Edward'ın sözlerini duymazdan gelerek onu tekrar kendine çekti.

"Ailemizin tek erkek varisini öldüreceğini sanmıyorum" diye fısıldadı öpücüklerini Edward'ın göğsüne indirerek. "Ailenin tek erkek varsini erkek olarak görmese de..."

Edward onun yüzünü kavrayarak doğrulmasını sağladı.

"Seni seviyorum William. Seni çok seviyorum." William'ın elini kendi kalbinin üzerine yerleştirdi. "Bu kalp senin için atıyor." William'ın alt dudağına minik öpücükler kondurmaya başladı. "İyisin değil mi?"

"Kızgınım ve de çok kırgın," diye cevapladı William sevgilisini.

"Korkuyorum" dedi Edward. "Ya sana bir şey olursa?"

William cevap vermek yerine sevgilisini bir kez daha öptü. Dilini onun dudaklarında dolaştırmış sonra da ağzının içine kaydırmıştı.

Verebileceği bir cevap yoktu. Bana bir şey olmaz diyemezdi. Hatta sana bir şey olmayacak bile diyemezdi. Her şey olabilirdi. Ölebilirlerdi, tutuklanabilirlerdi ya da huzur içinde yaşayabilirlerdi. Başlarına ne geleceğini kimse bilemezdi.

Edward'ın elleri William'ın saçları arasındayken William dilini onun göğsünde gezdirmeye başlamıştı. Göğüs ucunun Williamın dişleri arasında çekiştirildiğini hissettiğimde zayıf bir inleme daha kaçmıştı ağzından. William aynı şeyi dakikalarca diğer göğüs ucuna da yaptıktan sonra kaburgalarının üzerinde dişlerini gezdirmişti. Ressam sevgilisinin vücudunu bir tuvalmiş gibi kullanıyordu.

Murder HouseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin