Candle Light

60 7 24
                                    

Bdsm smut!

"Lord Thornton portresini çizdiğini, çok yetenekli, zeki bir ressam olduğunu, doğuştan gelen bir yeteğe sahip olduğunu söylemişti. Adını ilk kez o zaman duymuştum. İlk başta abarttıklarını sandım ama çizdiğin eserleri görünce-" William konuşmayıp kesip gözlerini masadaki mumdan ayırmayan sevgilisini izlemeye koyuldu. "Edward?"

Yarım saat önce mum ışığında yemek yerlerken Edward ortamı çok romantik bulduğunu söylemiş, yemekten sonra birer kadeh şarap içmeyi teklif etmişti. Şimdi ise William'la sohbet etmek de şarap içmek umrunda değilmiş gibi davranıyordu.

"Bir mumu benden daha çekici bulduğuna inanamıyorum."

"Ne?"

"Hem soru soruyorsun hem de cevabı dinlemiyorsun," dedi William kadehinden büyük bir yudum almadan hemen önce. "Hiç asil bir hareket değil."

"Özür dilerim," diye mırıldandı Edward. "Bir şey düşünüyordum, dalmışım."

"Ne düşünüyordun?"

Edward oturduğu sandalyeden kalkıp William'in tam karşısına, masaya, oturdu. William merak ve şehvet karışımı gözlerle onu izlerken öne doğru eğilip dudaklarını William'ın dudaklarıyla buluşturdu.

William, Edward'ı öpmeyi kesmeden ayağa kalkarak Edward'ın bacaklarını beline dolamasını sağladı.

"Yeni bir şey denemek istiyorum," diye fısıldadı Edward, William'ın dudaklarına doğru.

"Ne denemek istiyorsun, aşkım?"

"Mumlar," diye mırıldandı Edward.

"Ah evet onları söndürsek iyi olur, evi yakmak istemeyiz," dedi William mumlardan birini üfleyerek söndürmeden hemen önce.

"Hayır, William!" dedi Edward, William'ın son mumu da söndürmek üzere olduğunu fark ettiğinde. "Onu kullanmanı istiyorum."

"Ne?" diye sordu William. "Sen gerçekten-"

"Evet," dedi Edward kararlı, kendinden emin bir tavırla William'ı tekrar öpmeye başlamadan önce. Bir eli William'ın saçındayken diğeriyle William'ın gömleğini çıkarmaya çalıştı.

Öpüşmeleri giderek daha da kirli, tutkulu bir hal alırken ikisi de üzerlerindiki kumaş parçalarından kurtulmuşlardı.

"Emin misin?" diye sordu William. Edward'ın acıyı sevdiğini biliyordu ama bu kadar ileri gidebileceğini hiç düşünmemişti.

"Sana güveniyorum. Dayanamazsam durmanı söylerim."

William başını sallayarak onayladıktan sonra Edward'ın dudaklarına hafif bir öpücük kondurup dudaklarını Edward'ın çenesinde daha sonra da boynunda gezdirdi.

"Merhem ya da yağ gibi bir şey kullansak hiç fena olmaz gibi gözüküyor," dedi William, Edward'ı masaya yatması için hafifçe iterek.

"Beklemek istemiyorum, William," diye söylendi Edward, hiçbir yere gidemeyeceğinden emin olmak için bacaklarını William'ın beline dolayarak.

"Çok sabırsızsın," dedi William, Edward'ın karnına ıslak öpücükler bırakırken.

"Lütfen, William."

"Hazır mısın?" diye sordu William, Edward'ı bir kez daha öptükten hemen sonra.

"Evet."

William elindeki mumu hafifçe çevirerek erimiş mumun Edward'ın karnına damlamasını sağladı. İlk damla düştüğü anda durdu ve Edward'ın tepkisini izledi.

"William!" diye inledi ressam gözlerini sıkıca kapatarak. "Devam et," diye fısıldadı.

William birkaç damlanın Edward'ın göğüsüne düşmesine izin verdi. Edward dudağını ısırıyor olsa da inlemelerini bastıramıyordu. Bu hoşuna gidiyor gibi gözüküyordu.

"Devam etmemi istiyor musun, bebeğim?"

"E-evet, William lütfen, lütfen,"

William'ın birkaç damla mumun daha damlamasına izin vermesiyle Edward çığlık atarak tırnaklarını masaya geçirmişti.

"Lütfen, William."

"Ne istiyorsun, aşkım? Kelimelerini kullan, kibarca iste."

"Seni istiyorum, hayır, sana ihtiyacım var."

William elindeki mumu söndürüp masaya koydu. Edward'ın dolgun dudaklarını emerek öperken, göğüs ucunu parmakları arasında sıkıştırarak Edward'dan bir inleme daha kazandı.

"Lüfen, William."

William daha fazla bekleyemeyeceği bildiğinden üç parmağını emdi ve yeterince ıslak olduklarından emin olduğunda iki parmağını Edward'ın deliğinden içeri kaydırdı.

Edward'ın tek yapabildiğiyse tırnaklarını William'ın sırtına geçirerek inlemek olmuştu.

"Gelmek üzereyim, William."

"Henüz değil, bebeğim biraz daha bekle," dedi William üçüncü parmağını da Edward'ın içine kaydırırken.

"William!" diye bağırdı Edward. "Hazırım, seni içimde istiyorum. Seni hissetmeye ihtiyacım var- Oh Tanrım!" William parmaklarını çekip kendini içine ittiğinde Edward hissettiği acı ve zevkle çığlık atmıştı.

"W-william ah, ben çok yakınım," diye inledi Edward. Hissettiği zevkin getirdiği gözyaşları yanağından süzülmeye başlamıştı.

William, Edward'ın içindeki sert hareketlerini daha da hızlandırarak "Gelebilirsin, bebeğim," dedi. O da çok yakındı.

Edward'ın adını inleyerek gelmesinin hemen ardından o da kendini bıraktı.

"Bu inanılmazdı," dedi Edward zayıf bir sesle.

"Çok iyidin, Edward, kusursuzdun."

Edward aldığı iltifata karşılık tebessüm ederek William'ın dudaklarını masum bir öpücük kondurdu.

"Çok yorgun hissediyorum beni odamıza götürür müsün?"

"Elbette, aşkım," dedi William, Edward'ı odalarına taşımak için kucağına alarak.

"Teşekkür ederim, William."

Not: Waxplay/candleplay için tasarlanmış, ısı seviyesi düşük, deriyi ciddi anlamda yakmayacak özel mumlar var. Bu tarz şeyler genellikle evdeki normal mumla yapılmaz yine de bu fic bundan binlerce yıl öncede geçtiği için bu ayrıntının bir sorun olmayacağını düşündüm. Umarım hoşunuza gitmiştir.

Murder HouseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin