Loving you had consequences

74 4 7
                                    

Tw: ölüm

O gün William daha önce hiç olmadığı kadar kötü hissediyordu. İçinden bir ses o günün korkunç geçeceğini söylüyordu. O gün öyle bir şey yaşanacaktı ki tarihin tozlu sayfalarına kanla yazılacaktı olanlar.

"William?"

Edward elindeki kahve kupalarından birini William'ı uzatırken kuşku dolu bakışlarını sevgilisinin üzerinde dolaştırdı.

"Kötü bir haber mi aldın, William?"

"Hayır." Sahte bir gülümsemeyle Edward'ı ikna etmeye çalışmıştı ancak Edward, onun hangi gülümsemesinin gerçek, hangi gülümsemesinin sahte olduğunu rahatlıkla anlayabilecek kadar iyi tanıyordu William'ı.

"Ne oldu?"

"İçimde kötü bir his var," başını ellerinin arasına alarak konuştu William.

"Merdivenin altından geçmiş olamazsın. Hiç ayna kırmadık. Ayın 13'ü de değil," dedi Edward bildiği bütün batıl inançları aklından geçirerek. "Bugün bahçede bir siyah kedi gördüm ama o kadar tatlı bir kedi ki bize kötü şans getirmesi imkansız."

"Hava yüzünden böyle hissediyorumdur belki," dedi William, Edward'ın düşünceli halini oldukça sevimli bulduğundan tebessüm ederek. Gerçekten de son bir haftadır hava dayanılmaz derecede kasvetliydi.

"Olabilir," dedi Edward başını sallayarak. "Daha iyi hissetmeni sağlamak için yapabileceğim bir şey var mı?"

"Mutlu olmam için yanımda olman yetiyor."

"Öyleyse çok şanlısın çünkü son nefesime kadar yanında olacağım," dedi Edward, William'ın içini ısıtan bir gülümsemeyle.

"Bir sonraki yaşamlarımızda da birbirimizi bulmalıyız," dedi William. Reenkarnasyon oldukça ilgisi çekiyordu son zamanlarda.

"Seni bulacağım," dedi Edward kendinden emin bir şekilde. "Söz veriyorum," son iki kelimeyi fısdadıktan hemen sonra mektubuna mühür basıyormuşcasına dudaklarını William'ınkilere bastırdı. "Söz veriyorum."

Öpüşmeleri yavaş ve tutku doluydu. Birbirlerini gerçekten de son kez öptüklerinin henüz farkında olmasalar da son bir öpücüğü paylaşıyormuş gibilerdi. Dudakları ahenk içinde hareket ediyordu.

William dudaklarını önce Edward'ın çenesine sonra da boynunda aşk ısırıkları kondurarak gezdirdi.

William, Edward'ın bacaklarını beline sarmasına izin verdi. Edward'ı yataklarına taşırken titreyen ellerini Edward'ın tüm vücudunda gezdiriyordu. Birbirlerine duydukları isteği açıklamak imkansızdı. İkisi de birbirlerinin yanında kendilerini kontrol edemiyorlardı. Yıllardır birlikteydiler ama sanki ilk kez birbirlerine dokunuyormuş gibi hissediyorlardı.

Edward gördüğü manzarayı asla unutmak istemiyor, her bir detayı hafızasına kazımaya çalışıyordu. William'ın ona hissettirdiği her duyguyu sonsuza kadar hatırlamak istiyordu.

"Sensiz yaşamayı öğrenmek istemiyorum," diye fısıldadı William.

"Böyle konuşma," diye söylendi Edward. "Her zaman kollarında olacağım."

Kısa süre sonra ikisi de kıyafetlerini çıkarıp atmıştı. İkisi de şehvetle dokunuyorlardı birbirlerine. Sanki bir daha birbirlerinin kollarında olamayacakları biliyorlardı.

Edward, William'ın parmağını deliğinde hissettiğinde derince inledi. William diğer parmağını da içine kaydırırken Edward'ı öperek inlemelerinin tadına baktı. Yavaş hareketlerle Edward'ı hazırlıyordu.

Murder HouseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin