Bir kurtun sırtında yolculuk yapmak tuhaftı. O gün akşam güneş batana kadar durmadan devam etmişlerdi. Mola vermeye ihtiyacım olabileceği en son Yugyeom'un onları durdurmasıyla akıllarına gelmişti.
Sadece iki tane çadır kurmuşlar ve küçük bir ateş yakmışlardı. Oturduğum eski kütüğün üzerinde sadece izleyebilmiştim. Alfa, ben üzerinden indikten sonra yeniden ormanın içine koşmuş ve bir süre ortadan kaybolmuştu.
Yugyeom çantasındaki yiyeceklerden ikram ettiğinde burulan midem ile birkaç lokma yemek yemiş, ellerimi ateşe uzatarak ısınmaya çabalamıştım. Çok üşüyodum, ailem tarafından kovulmuştum ve hiç bilmediğim bir klana doğru yola çıkmıştım. Alfa, yüzüme bile bakmıyordu, ormandan döndüğünde yeniden insan bedenindeydi ve kenara çökerek diğerleriyle kısık sesle sadece toplantı hakkında konuşmuştu.
O gün ateşin başında sabahı zar zor ettim. Ertesi gün Yugyeom yeniden mola vermeyeceğimizi, ihtiyaçlarımı halletmem gerektiğini söylediğinde sadece kafamı sallayabilmiştim.
Klana gelmemiz o gün gece yarısından sonrayı bulmuştu. Donuyordum, bir kurt üzerinde buz gibi havada onca yolu gelmek muhtemelen zatüre olmama sebep olacaktı.
Sürünün kaldığı araziye geldiğimizde hepimiz yürümeye başlamıştık. Draken, keskin bir soğuğa sahip değildi. Direklere bağlanmış devasa meşaleler vardı, buranın mistik havası oldukça yumuşatıcıydı. Kendimi tutmaya çalışsam da etrafa inceleyici bakışlar atmadan edemiyordum.
"Taehyung!"
Tiz bir sese sahip olan kız merkeze yakın bir evden çıkıp bize doğru koşturan ilk kişiydi. Koşarak yaklaştı ve yumuşak kahverengi renkli saçları olan adama sarıldı.
"Seni özledim!"
"Jennie, yavrum niye koşuyorsun? Kaç kere dedim sana."
"Birşey olmaz ya ne abartıyorsun."
Sonra kız duraksayarak hafifçe geri çekildi. Kafası bana döndüğünde tek kaşını kaldırdı.
"Bu da kim?"
Aramıza bir sessizlik çöktü. Ben diğerlerine göre birkaç adım daha gerideydim. Cevabı kimden bekliyordu bilmiyordum ama kesinlikle konuşan ben olmayacaktım.
"Birazdan anlatacağız. Çok yorulduk önce bir içeri girelim."
Taehyung Jennie'ye cevap verip içeri adımlayacağında aynı soru yeniden tekrarlandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daciana Verena | Rosékook
FanfictionKimi kalpler günbatımında kuşların terk ettiği bir şehir gibidir. Benim kalbim, senin nefretin. Senin nefretin, benim sonumdu. Benim kalbim de günbatımında kimsesiz kaldı. Ayaz çöken nefesimin varlığı son buldu böylece. Rosékook Wolf au newmoonme