Bir sürü yorum görmeliymişim yoksa bayılırmışım 🤍
Ne zaman gözlerimi kapatsam, soğuğun bedenimi ele geçirmesini bekler, yorganımın altına gömülürdüm. Babama göre soğuk insanı dinç tutardı. Ev soğuktu, odalar soğuktu, bodrum katta olan odam daha da soğuktu. Erken yatar erken kalkardık. Tüm ev halkı öyleydi, klanın işleriyle ilgilendiklerinden tüm ev işi bana kalıyordu. Şimdi durum neydi bilmiyordum, insan merak ediyordu. Ben bir zamanlar orada yaşıyordum, hiç mi yokluğum belli olmuyordu?
Bazen, vücudumdaki izler sızlıyordu. Çoktan kapanmış yaralar insana acı verir miydi? Veriyordu işte. Zihnimle gerçeklik arasında zaman zaman bağ kuramıyordum. Kendimi telkin etmeye çalışıyordum, ancak bir sorun vardı. Sadece görmezden geliyordum.
İzler sızlardı. İzler acırdı ve kendini belli etmeyi unutmazdı.
"Hep böyle sessiz misin?"
Yaşlı kadın Runa elindeki örgüye odaklanmıştı. Beyaz uzun saçlarını tepesinde dağınık bir topuz yapmış, büyük çerçeveli gözlükleri yüzündeki yerini almıştı. Ben de birbirine geçmiş ipleri ayırıyordum. Bugünlerde gelmemi istediği yoktu ama ben yanına geliyordum. İlk karşılaştığımızda beni bir kaşık suda boğacak olan bu kadın, bir işte gereğinden daha fazla vakit kaybettiğimde nerede kaldım diye bakmaya geliyordu.
Elimdeki sarmayı bitirdiğim sarı yumağı sepete bıraktım. "Evet."
"Ama bu sessizlik normal sessizliğine pek benzemiyor."
"Öyle mi?"
Gözlüğünün üzerinden bakış attı. "Anlatabilirsin, istiyorsan."
Yerdeki minderde oturuyordum, dizlerim hafif karnıma çekikti. Ne diyecektim kadına, torunun beni öptü, utanıyorum sadece o kadar. Derin bir nefes aldım.
"Birşey yok."
"Eğer sorun Kiran ise endişelenme."
"Hepiniz aynı şeyi söylüyorsunuz."
Örgüsünü kucağına indirdi. "Kiran Jungkook'un sadece arkadaşı, dün biraz birbirinize girmişsiniz sanırım."
"Arkadaş falan anlamam ben."
Aksi tavrıma güldü. İlk defa yanımda güldüğünü duymuştum, şaşkınlıkla bakakaldım. "Kiran'ın zaten bir ruheşi var, sadece biliyorsun babasının ölümünden sonra Park klanına kin güdüyor. Jungkook'un mühürlüsünü bulmasını en çok o istiyordu."
"Madem öyle, Jungkook'a niye bu kadar yakın davranıyor?"
"İkisi birlikte büyüdü, Jungkook onun bu tavırlarından hoşlanmazdı. O da Jungkook'u daha da gıcık etmek için böyle davranırdı. Babasını kaybetmesinin ardından Kiran eski neşesini kaybetti, aslına bakarsan klandaki herkes öyleydi. Zamanla normale dönmüş gibi görünmek istedi, herşey yolundaymış gibi."
"Bunların hiçbiri beni ilgilendirmiyor."
"Uzun zaman sonra Kiran'ı ilk defa ağlarken gördük, onun güçsüz yanını acıttın. İlgilendirmediğini fazlasıyla belli ettin zaten."
Sardığım diğer yumağı sepete fırlattım. Pişmanlık duymuyordum, neden duyacaktım ki?
"Beni kışkırtmasının sonucu bu." Aklıma gelen şeyle duraksadım, "Kiran'ın bir ruheşi var derken ne demek istedin? Yanında veya yakınında kimse yok."
"Evet," Dedi örgüsüne dönerek, "Klanı ve Kiran'ı terk etti. Kiran bunun acısına ve özlemine sahip, sık sık göreve çıkmasının sebebi de bu. Onu arıyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daciana Verena | Rosékook
FanficKimi kalpler günbatımında kuşların terk ettiği bir şehir gibidir. Benim kalbim, senin nefretin. Senin nefretin, benim sonumdu. Benim kalbim de günbatımında kimsesiz kaldı. Ayaz çöken nefesimin varlığı son buldu böylece. Rosékook Wolf au newmoonme