clair de lune [karina & jeno]

fête de bienvenue

Yüzümdeki güneş yanıklarına krem sürmüş yatağımda tepe taklak yatıyordum. Çocuklar aşağıdalardı. Jaemin heyecanla tanıdığı herkesi çağırmış ve Jaehyun'un gelişini kutlamaya karar vermişti. Yanlarına gelmem için beş dakikada bir beni arıyorlardı ama gitmeyecektim. Yunjin'i görmek istemiyordum.

Aralık olan kapımdan giren bedene baktım. "Kırk yaşında gibi yatmaya devam mı edeceksin abicim?" Abim yanıma oturduğunda doğrulup saçlarımı geriye attım. "Niye geldin sen?" dedim. "Çok gürültü var."

"Geldiğim gün kendini odama mı kapatacaksın cidden Jimin?"

"Jaehyun..." dedim gözlerimi kapatarak. "İstemiyorum cidden."

"Ama ben istiyorum ve sen beni kırmazsın." Yatağımdan kalkıp dolabımı açtığında bana döndü. "Kalk giyin, aşağı in."

Jeno'yu görmek istemediğim için abimi üzmek çok bencilceydi sanırım. "İyi." diye mırıldanıp dolabın önüne gittim ve kıyafetlerime baktım. Dolaptan beyaz dar bir tişört ve kısa kot şortumu giydikten sonra siyah gömleğimi de üstüme geçirdim. Saçlarımı tepeden sıkıca topladıktan sonra telefonumu odamda bırakarak aşağı indim.

Annemler neredeydi bilmiyordum, onlar burada olsa bu kadar büyük bir parti organize edemezlerdi. Jaemin ne kadar ısrar etse de izin alamazdı. Arkadaşlarıyla dışarı çıkmış olmalılardı.

Bahçeye çıktığımda gözümü etrafta gezdirdim bir süre. Herkes fazlasıyla eğleniyor görünüyordu. Müziğin sesi kulağımda yankılanırken yüzümü buruşturdum. Bu gürültüyü hiç kaldıramayacak haldeydim.

Verandadan yürümeye başladığımda çimlere geldiğimde derin bir nefes aldım. Az ileride kızıl saçlı bir kızla konuşan Jaemin beni gördüğünde elini salladı. "Jimin!"

Havuza atlayan insanlara bakarken birbirlerini öpen sevgilileri görmemle alayla güldüm. Artık hiçbir şeye inancım kalmamıştı, aşkın karşılıklı olması gerekiyordu ve ben bunu sekiz yıldır hiçbir şekilde görememiştim.

"Mağarandan çıktın mı sonunda?" Jaemin kulağıma eğilerek konuştuğunda kaşlarımı çattım. "Çok komiksin."

"Gel." Jaemin elimi tutarak beni dans eden insanların arasında çektiğinde ayaklarım resmen benden geride hareket ediyorlardı. "Eğlen biraz artık."

Öylece durmaya devam ederken Jaemin oflayarak beni çekiştirdi ve içkilerin olduğu yere getirdi. Minik shot bardaklarından birine bir şeyler koyduktan sonra bana uzattı. "İç şunu."

Dilimle damağımda bir ses çıkardım. "Hiç gerek yok." dedim kafamı iki yana sallayarak. "Ayakta duramıyorum sonra."

"Jeno sinirini bozuyor, değil mi?"

Jaemin'le baş başayken bir anda gelen istekle her şeyi anlatmaya karar verdim. Niye bilmiyordum ama bu kez doğru zaman buymuş gibi gelmişti.

"Evet." dedim uzatmadan. "Aptal mı, öyle mi davranıyor? Hiç mi anlamadı onu sevdiğimi?"