Kalbimi dinlemeyi bırakalı çok olmuştu. İstediklerimi yapmayı bırakalı...
Eğer kalbimi dinleseydim çoktan Jeno'yla konuşmuş olurdum. Onun hislerimi bilmesini her şeyden çok istiyordum ama bir daha böyle olamayacağız diye çok korktuğum için susmayı tercih etmiştim. Kendime bir söz vermiştim ve Jeno'yu kaybetmemek için duygularıma göz yummaya çalışıyordum. O ise artık beni pek takıyor gibi durmuyordu.
Bir saattir yattığım hamaktan kalkıp ayaklarımı yere uzattığımda uzun saçlarım iki yanıma döküldü. Sıcak gelmişti, havada rüzgâr olmasına rağmen sıcak basmıştı bana.
Annemler birkaç kez içeri gelmemi söylemişlerdi ama yalnız kalmak daha hoşuma gitmişti bu havada. Dışarıda öylece yatıyordum Jenolar gittiğinden beri.
Havuza girmeye karar verip ayağa kalktığımda üstümdeki tişörtü ve şortu çıkardım. Burada sürekli denize ya da havuza girmek için hazır olduğumuzdan üzerimde bikinilerim vardı. Terliklerimi de çıkarıp ayaklarımı suya soktuğumda vücuduma serinlik hissi yayıldı.
Keşke Jeno da burada olsaydı, dedim içimden. Onunla bir şeyler yapmayı, o neden konuşmamayı tercih etse de yan yana durmayı çok seviyordum. Acaba hislerimi fark ettiği için mi böyle davranıyor diye düşünmeden duramıyordum.
Oflayarak havuzun kenarına oturduğumda ellerimden destek alarak arkama yaslandım. Gözlerimi gökyüzüne çevirdim.
Yıldızlar... Her şeyden daha güzellerdi, o kadar güzel parlıyorlardı ki onlara bakmak içimi mutlulukla dolduruyordu.
Ellerimi yerden çektikten sonra havuza baktım tekrar. Bacaklarımı oynattım bir süre, aklımdan geçen düşünceleri önemsememeye çalışıyordum ama pek mümkün olmuyordu. Jaemin için böyle hissetsem her şey daha kolay olabilirdi ama ben aptal gibi Jeno'ya vurulmuştum.
Kendimi suya bıraktığımda suyun içinden havuzun karşı tarafına kadar yüzüp dışarı çıktım. Birkaç gündür Eunji Teyze'nin verdiği o zarftaki müzik okulunu düşünüyordum. O kadar insanın içinde olmaktan çok da hoşlanmasam da müzik küçüklüğümden beri beni dinlendiren tek şeydi. Gitmek istiyordum ama eğer gidersem yazımı bu iki oğlanla değil orada geçirmek zorunda kalacaktım. Bir daha böyle bir fırsat karşıma çıkmayabilirdi ama ben burada kalmayı da her şeyden çok hissediyordum.
Havuzun kenarına tutunup kafamı suyun içine soktum. Nefesim bitene kadar suyun içinde kaldıktan sonra kafamı dışarı çıkardım. Yüzümdeki suları sildim ve saçlarımı düzelttim.
"Çok dertlisin." Dakikalardır duymayı istediğim ses bir anda kulaklarımda yankılandığında evin kapısından gelen sesle oraya döndüm. "İyi misin?"
Jeno'ya cevap vermeyip "Ne zaman geldiniz?" diye sorduğumda havuza doğru yürümeye başladı. "Ben geldim." dedi beni düzelterek. "Sahildeler hâlâ."
"Niye geldin?"
"Eve dönmek istedim." Terliklerini çıkarıp havuzun kenarına oturduğunda ona baktım. Başka bir şey söyleyecek mi diye beklerken hiçbir şey konuşmaması üzerine tekrar arkamı dönüp kollarımı havuzun kenarına yasladım. Geldiğimizden beri çok soğuk davranıyordu, o konuşmak için çaba göstermezse ben de bir şey yapmayacaktım.
Aramızda sessizlik hüküm sürerken havuzdan gelen sesle Jeno'nun da havuza girdiğini anlamıştım. Arkamı dönmedim, dönüp de ona bakmadım. Fazla inatçı davranıyordum ama artık çaba gösteren taraf olmak istemiyordum.
Jeno beklemediğim bir şekilde yanıma gelip benim gibi kollarını havuzun kenarına yasladıktan sonra kafasını kollarının üstüne koydu. "Küs müyüz?" diye mırılandığında elimde olmadan güldüm. Beni tersleyen, konuşmaya çalıştıkça kısa kesen oydu ve şimdi bunu mu soruyordu?
"Ne?" dedim gülmeye devam ederken.
"Komik miydi?" Kaşlarını çatıp kafasını kaldırdığında kafamı salladım. "Nasıl davrandığının farkında değil misin sen?" dedim dayanamayarak. "Küs müyüz, ben de onu merak ediyorum Jeno."
"Nasıl davranıyormuşum ben?" diye sordu farkında değilmiş gibi. Belki de gerçekten farkında değildi, emin değildi. Dirseklerimden destek alıp havuzun kenarına yaslanmaya devam ederken ayaklarımı oynattım suyun içinde.
"Soğuk, içine kapanık..." diye mırılandım. Önüme gelen saçlarımı arkaya attıktan sonra ona baktım birkaç saniye, "Bana böyle davranmazdın sen." dedim ardından da.
"Fark etmemişim."
"Bir şey oldu, değil mi?" dedim. Jeno'yu kendinden bile daha iyi tanıyordum, onun bu halleri normal değildi. Çok garip davranıyordu; yıllardır tanıdığım, her şeyini bildiğim o çocuk gitmiş, bambaşka biri gelmiş gibiydi. "Ne oldu?" diye sordum tekrar. "Sigara içiyorsun. Hiç senlik şeyler değil bunlar."
"Bir şey olmadı." dedi gözlerini benden çektiğinde. "Büyüyoruz Jimin, bu kadar garip karşılama bazı şeyleri."
Jeno böyle biri değildi, inanın değildi. Bütün çocukluğumu geçirdiğim o çocuk böyle şeyler söylemezdi.
"Ben mi garip karşılıyorum?" diye şaşkınca konuştuğumda kafasını bana çevirdi sadece birkaç saniyeliğine. "Sen de o müzik okuluna gitmeyi düşünmüyor musun Jimin?" Söylediği şeyle kaşlarımı çattım. "Ne alakası var bununla?"
Bahçeden içeri açılan kapı açıldığında gözlerim oraya kaydı. Eunji Teyze buraya doğru bakıyordu. "Jeno!" dedi onu burada görmesiyle. "Yunjin geldi annecim."
Kafasını sallayıp başka bir şey demediğinde Eunji Teyze içeri girdi. "Yunjin kim?" diye sorduğumda Jeno kollarını havuzun kenarından çekti, "Arkadaşım." diye mırıldandı.
Jeno havuzdan çıkıp saçlarındaki suyun gitmesi için saçlarını sallarken ona baktım bir süre. Beni bırakıp arkadaşı olduğunu söylediği kızın yanına gidiyordu, bir şey söylemesem de üzüldüğümü fark etsin istedim sadece.
Yere bıraktığı tişörtü giydikten sonra bana baktı. "Çık artık havuzdan." dedi gitmeden önce. "Üşüyeceksin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
clair de lune [karina & jeno]
Fiksi Penggemargökyüzüne bak yıldızlar senin gözlerin kadar güzeller ~27.01.2022 #3 | in smtown 01.02.2023 #9 | in jeno 04.02.2023 #4 | in donghyuck 24.06.2023 #10 | in karina 24.06.2023 #12 | in haechan 25.06.2023 #9 | in winter 25.06.2023 #5 | in nctu 17.07.2023...