gökyüzüne bak
yıldızlar senin gözlerin kadar güzeller
~27.01.2022
#3 | in smtown 01.02.2023
#9 | in jeno 04.02.2023
#4 | in donghyuck 24.06.2023
#10 | in karina 24.06.2023
#12 | in haechan 25.06.2023
#9 | in winter 25.06.2023
#5 | in nctu 17.07.2023...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Uyuyamıyordum. Sıcak hava bütün evi sarmıştı ve kendimi bayılacak gibi hissediyordum. Gerçekten çok sıcaktı ve gecenin üçünde sadece uyuyabilmek için yatağımda dönüp duruyordum.
Hızlı bir şekilde doğrulduğumda açık olan cama ilerledim. Bu gece uyuyabilecek kadar iyi hissetmiyordum. Akşam Jeno'yla yaşadıklarımız yeteri kadar uykumu kaçırmıştı.
Bileğime baktığımda birkaç saat önce oraya taktığı bilekliği gördüm. Farklı bir ilişkimiz vardı, on sekiz yıl sonra birlikte olmamız... Birbirimiz hakkında neredeyse her şeyi bilmemiz belki de yeni bir ilişki için garip bir durumdu. Birbirimiz hakkında öğrenebileceğimiz çok da şey yoktu.
Minjeong yanıma gelmeden Jaemin'in yanına gitmişti. Doğrusu ne yaptıklarını düşünmek bile istemiyordum. En yakın arkadaşlarımın birlikte olması bile yeteri kadar tuhaf duygulara sokuyordu.
Annemlerin uyuduğundan emin olduğum için odamdan çıkıp karşı taraftaki kapalı kapıya yürüdüm. Abim Jeno'yla kalacağını söylemişti, ikisi de onun odasına olmalılardı. Ve fazlasıyla sıkılmıştım.
"Gelebilir miyim?" Kapıyı çalmama rağmen ses gelmediğini anladığımda kapı kolunu indirip içeri girdim, balkondalardı. Kapıyı arkamdan kapatarak içeri girdiğimde abimin sesten dönüp bana baktığını gördüm.
"Uyumadın mı sen?" Jaehyun bana baktığında kafamı iki yana salladım. "Çok sıcak." diye mırıldandım. "Uyuyamıyorum."
Balkondaki büyük koltuğa oturmuş olan Jeno'nun yanı da geldiğimde yüzüne baktım. "Kaysana." diye mırıldandım koltuğu işaret ederek.
Jaehyun yere oturmuştu, geldiğimde oldukça derin bir konu hakkında konuşuyorlarmış gibilerdi. Abim ayağa kalktığında "Nereye?" dedim.
"Yürü git Jaehyun." Gülerek kapıdan çıktığında önüme dönüp Jeno'nun balkonundan görünen denize baktım. "Sana hâlâ sinirliyim." diye mırıldandığımda nefes aldığını hissettim. Dizlerinin üstüne kollarını koyarak biraz öne eğildi; sağına baktı. "Üzgünüm Jimin." dedi. "Senin o kadar hayal kırıklığına uğradığını görmek yeteri kadar kötüydü."
Ayaklarımla yerde ritim tutmaya başladığımda kolunu kaldırdığını hissettim. Yanıma yaklaşarak kolunu omzuma doladığında oflayarak omzuna yaslandım. "Jaehyun'a söylememiz gerekiyor artık Jimin." dediğinde kafamı iki yana salladım. "En yakın arkadaşımın kız kardeşiyle aramızda olanlardan haberi olmalı."
"Normal bir tepki vereceğini düşünsem söylerim zaten." Arkama bakıp abimin gelip gelmediğine bakmaya çalıştığımda Jeno uzaklaşmadan yanımda durdu.
"Tamam." dedi. "Ama uzatmak istemiyorum artık. Ayrıca bunu çıkmayacağına söz ver." Verdiği bilekliği işaret ettiğinde gülümsedim. "Çıkaracağımı mı düşündün cidden?" diye mırıldandım. "Bu benimle sonsuza kadar kalacak Jeno."
Jeno gülerek diğer kolunu da bana doladığında arkama tekrar baktım. Şimdiden abime yakalanmak istemiyordum, en yakın arkadaşıyla.
"Jeno kapı açık." dedim. O ise umrunda değilmiş omzunu silktikten sonra bu sefer yaklaşıp dudaklarımızı birleştirdi. Jeno yazın başından beri bir farklı davranıyordu, tuhaftı. Ama onun eski halinin bu kadar hızlı geri döneceğini bilsem belki de geldiğimiz gibi söylerdim ona onu sevdiğimi.
"Cidden kapı açık." dedim dudaklarımızı yavaşça ayırırken. Dudaklarımdaki baskının çekilmesi ile anlık bir boşluk hissine düşerken Jeno "Anasını satayım." diye mırıldandı. "Öpemiyorum bile seni."
Oturduğumuz için oldukça yakın olduğumdan için zorlanmadan elimi kaldırıp saçlarını geriye attım. "Yarın akşam bir şeyler yapalım, tamam mı?"
Güldüğünde kafamı salladım. İkimiz de birbirimize bakarken anlamsızca sırıtmaya başladığımızda gözlerimi ondan çekip arkama yaslandım ve kollarını omzumdan çektim. Jaehyun'un öğrenme fikri yeteri kadar tuhaftı, yakalanmayı hiç istemiyordum.
"Jaehyun'un kızmayacağının farkında mısın?"
"Ne konuda?" Abin kapıdan dışarı çıkıp kendini yere attığında Jeno'ya baktım. "Ayrıca iletişim kuruyorsunuz, düzeldiniz sanırım."
"O ne demek?" Jeno kaşlarını çatarak Jaehyun'a baktığında gözlerimi devirdim. "Jimin'le her konuştuğumuzda senin nasıl olduğunu bilmediğini, konuşmadığınızı söylüyordu."
"Jaehyun." dedim. Kararımı hızlıca değiştirmiştim, az önce normale döndüğümüz için mutlu olduğunu söyleyen oydu. Çok da büyük bir tepki vermemeliydi.
"Bir şey söyleyeceğim ama abartılı bir tepki vermeyeceksin." dedim gözlerimi denizden ayırmadan. "Ve sinirlenmeyeceksin." Gözleri Jeno'ya döndükten kısa bir süre sonra gözlerini bana çevirdi. Gözlerini kıstı ve "Ne oluyor Jimin?" diye sordu.
"Tamam mı?" dedim az öncekileri kastederek. Dönüp ona baktığımda "Sakin olacaksın." diye mırıldandım.
"Beni daha çok geriyorsun şu an." Dudaklarımla dilimi ıslattım. Birkaç saniye bekledim ve uzatmamaya karar vererek "Biz çıkıyoruz." dedim.
Gözlerini bile kırpmadı birkaç saniye için. Öyle gözlerini benimkilere dikti ve durdu sadece. Size yemin ederim, aklından ne geçtiğini bile düşünemedim o an.
Ağzını açtı, bir şey söyleyecek gibiydi. Sonra tekrar yüzü eski haline döndü.
"Ne?" İfadesini bozmadan kurduğu tek kelimelik cümle ile gözlerimi kapattım ellerimle yüzümü örtüp kafamı yastığa gömdüm."Sinirlenme, demiştim ama." dedim kısık bir sesle.
Elini çenemin altına koyup ona bakmamı sağladığında kaşları çatıktı. "Şaka mı yapıyorsunuz?" diye sordu inanamayarak.
Konuşmayı reddettim ve kafamı iki yana salladım. "Siz?" dedi. "Çıkıyorsunuz?" Kelimeleri tek tek söylerken ellerimle yüzümü kapattım.
Kaşlarını çatıp bize baktığında burnundan kısık bir nefes alarak güldüğünü gördüm. "Ne zamandır var bu şey?" dedi direkt Jeno'ya dönerek.
Jeno sanki onay almak için bana baktığında kafamı salladım. Bu işin uzamaması için cevap vermemiz daha doğruydu sanırım, kafamı salladım.
"Geçen hafta." dedi. "Sahile gittimiz gün."
Abim inanamayarak bize baktığında hâlâ ne düşündüğünü anlayabilmiş değildim. Tuhaf bakıyordu ve ne düşündüğünü anlayabileceğimiz hiçbir ifadede bulunmuyordu.
"Size kızabileceğim bir konumda değilim sanırım." dedi en sonunda. "Sadece önümde öpüşmeyin, tamam mı?" Jeno söylediği şeye güldüğünde abim ayağa kalkıp üstünde oturduğu yastığı Jeno'ya fırlattı.
Birkaç saniye içinde abim olduğunu hatırlayıp kaşlarını çattı. "Kardeşimi üzersen gerçekten öldürürüm seni Jeno." Yüzümü buruşturarak ona baktığımda Jeno kahkaha attı. "Anlaştık."
İçeri girmeden önce bana baktı. "Sen de geliyorsun benimle." dedi. "Sizi bu saatte yalnız bırakmak istemiyorum." Kaşlarımı çatarak ona baktığım sırada eliyle gelmem için içeriyi işaret etti ve içeri girdi.
"İyi geceler." Yanımda oturan Jeno'ya dönüp dudaklarına oldukça hafif bir öpücük bıraktan sonra ayağa kalktım.