de matin

84 9 32
                                    

"Günaydın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Günaydın." Kulağımda hissettiğim fısıltıyla gözlerimi açmaya çalışırken bilincim yavaş yavaş gerçekliğe dönüyordu.

Siyah gözlerin sahibini bu kadar yakınımda görmeyi beklemezken yanağımda hissettiğim baskıyla gözlerimi kapattım tekrar. "Uyanmayacak mısın?" Jeno belime sıkıca sarılmış fısıldayarak konuşmaya devam ederken kafamı iki yana salladım.

"Kalkman lazım Jimin." dedi. "Yoksa kahvaltıya çağırmak için odana biri gelecek ve bizi bu halde görecekler."

Rüyada gibi hissediyordum. Jeno'yla bu halde olmak... O kadar tuhaftı ki... Hiçbir şey anlatmaya yetmiyordu. Dünün gerçekliğini sorgularken hareket edip ona döndüm.

Saçları ıslaktı, onlar yanağıma değdikçe gözlerimi kapatıp kendimi uzaklaştırmaya çalışıyordum. "Sen denize mi gittin?" diye sorduğumda kafasını salladı. "Rüzgâr çok güzeldi, sörf yaptım biraz."

Bir süre gözlerimi yüzüne gezdirdim. "Fark etmedim gittiğini." İstemsizce gülümserken ellerimi yüzüne uzatıp saçlarını geri ittim ve yüzündeki benlere teker teker dokundum. "Hâlâ çok derin uyuyorsun çünkü." Jeno'nun söylediğine daha çok gülümsedim.

"Seninle konuşabiliyor olmak çok garip biliyor musun?" Dudakları gerildi, o da gülümsedi. "Rüya değil miydi?" dedim ben de. "Cidden bu halde miyiz biz?" Gözlerimi ovuşturup tekrar ona baktığımda sırıttığını gördüm.

"İstiyorsan hatırlatabilirim." diye garip bir ses tonuyla konuştuğunda gözlerimi sıkıca kapatıp kafamı boynuna gömdüm. "Arsız mısın?" dedim boğuk bir sesle konuşarak. "Yapma."

Saçlarımı okşadığı sırada yavaş yavaş tekrar gözlerim kapandı. Çocukluk aşkım dediğim çocukla şimdi bu halde olmak kalbimin ritmini saptırıyordu.

"Jimin! Jeno!"

Aşağıdan bize seslenmeleri ile yavaşça uzaklaştım ondan. "Seni kovmak istemiyorum ama..." diye mırılandım. "Sanırım gitmen lazım."

"Sanırım." diye mırıldanıp dudağıma minik bir öpücük bıraktı. Uzaklaşmadı, sağ tarafına dönüp üstüme iyice eğildiğinde elini yanağıma yerleştirip birkaç kez daha öptü beni. Diğer eli de bacaklarımdan belime doğru ilerlerken dudaklarımı onunkilerin arasından çektim.

"Jeno..." dedim gülerek. "Yakalanacağız."

"Tamam tamam." dediğinde ayağa kalkıp muhtemelen sörften geldikten sonra üstüne giymekle uğraşmadığı tişörtünü geçirdi. "Ben ineyim, birazdan gelirsin masaya sen de." Kafamı yastıktan kaldırmadan ona bakarken kafamı salladım.

Kapıyı açıp dışarı çıktıktan sonra sakince kapıyı kapattı tekrar. Yüzümdeki gülümsemenin silinmesine engel olamadan kalkıp oturdum. Hazırlanıp aşağı insem gerekiyordu.

"Jimin!"

"Geliyorum." dedim ayaklarımı yere sarkıtıp yataktan indim.

clair de lune [karina & jeno]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin