6. Bölüm

447 99 2
                                    

Bölümün bir kısmında Call Me By Your Name filminin sonu ile alakalı spoiler var, filmi izlememiş olanlar dikkat etsin.

"Günaydın!" diyerek salona girdi çocuk. Okula gitmek için çoktan hazırlanmıştı.

"Sabah'ın sekiz'in de ne bu enerji Arın bey?" dedi çocuğun abisi.

"Abi valla her hafta salı bir enerji patlaması yaşıyorum." dedi kumral çocuk, ardından elindeki okul çantasını antreye bırakıp mutfaktaki annesinin yanına geçti.

"Günaydın anne."

"Günaydın oğlum, geç otur sen sofraya." dedi annesi.

Çocuk hızlıca kahvaltısını yapmış, çantasını da alıp evden çıkmıştı.

Seri adımlarla okula doğru ilerliyordu genç. Okul kapısının önünde onu bekleyen arkadaşını görünce okul girişindeki merdivenleri ikişerli olarak çıkmış hızlıca arkadaşının yanına gelmişti.

"Dün bizi çağıran kızlar gelmemiş, tüm okulu iki kez gezdim de kimse yoktu." dedi siyah saçlı kız kumral çocuğun koluna girerken.

"Bu arada abim alacakmış bizi birkaç gün." dedi Umay.

"Ne alaka? Ha birde dün sana mesaj attım abin baktı mesajlara, sen uyuyormuşsun."

"Ya olayı sordu eve gidince. Ben de kısaca sebebini söylemeden kavga olduğunu anlattım 'Ben alacağım sizi." dedi. Öyle yani. Mesajları da gördüm sabah. Ayrıca abi doğum gününü kutlamış galiba sevdi seni."

Dersler çok hızlı geçmiş, çıkış zili çalmıştı bile. Çantamı toplayıp hızlıca merdivenlerden indim ve her zaman olduğu gibi okulun çıkış kapısında beni bekleyen Umay'ın yanına ilerledim.

Okul kapısından çıktığımız gibi Alphan abinin çoktan gelmiş, arabasına yaslanmış bizi beklediğini ve dikkatlice okuldan çıkanları izlediğini gördüm.

Kafasını çevirmiş ve bizi görmüştü. Hızlıca yanına ilerledik.

Alphan abi sürücü koltuğuna oturmuş, Umay'la ben ise arka koltuğa oturmuştuk.

Cebimdeki telefonun titremesi ile elimi cebime attım ve telefonumu çıkardım.

Annem arıyordu.

"Efendim anne?"

"Oğlum deden rahatsızlanmış. Acilen İzmir'e gideceğiz babanla, hatta yola çıktık bile okuldasın diye haber veremedik." dedi annem hızlı hızlı.

"Nasıl ya, çok ciddi mi durumu?"

"Bilmiyorum tam olarak, zehirlenme gibi bir durummuş sanırım. O iyileşene kadar İzmir de kalacağız. Abinle kavga etme sakın, kapatıyorum şimdi."

"Peki, görüşürüz."

"Görüşürüz."

"Annen mi? Ne dedi?" diye sordu Umay ben telefonu kapatır kapatmaz.

"Aynen, dedem rahatsızlanmış. İzmir'e gidiceklermiş, onu söyledi." diye karşılık verdim. O sırada elimdeki telefon tekrar titremeye başladı.

Bu sefer de abim arıyordu.

"Lan eve gittin mi?" dedi abim telefonu açtığım gibi.

"Beş dakikaya evdeyim, ne oldu?" dedim, abim birisine bağırmaya başlamıştı.

"Ulan Ali! Ben sana demedim mi, çay az demli olsun diye? İlk defa da değil, her sefer aynısı." dedi sinirli bir ses tonuyla. "Neyse, Arın?" diye devam etti konuşmaya.

SENSEDİM (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin