10. Bölüm

389 90 1
                                    

"Ne demek top getirmedik? Ne yapacağız şimdi o zaman?" dedi Pelin piknik masasında bağdaş kurmuş otururken.

Kahvaltı için öğlen on iki de toplanmıştık buraya. İlk kahvaltı yapmış sonrada oturup biraz konuşmuştuk ama herkes çoktan sıkılmış bir şeyler ile uğraşmaya başlamıştı.

"Doğruluk ve cesaret mi oynasak? Fazla çocuksu ama eğlenceli bence." dedim hafif yüksek sesle.

Abim ve Alphan abi hariç herkes kabul etmişti.

"Sizde gelsenize, herkes geldi." dedim abimlerin oraya bakarak. Önce birbirlerine baktılar ardından bıkkınlıkla ayağa kalkıp yanımıza geldiler.

Temiz bir alana çember şeklinde oturduk. Sağımda Pelin solumda ise Alphan abi vardı.

"Ben çeviriyorum." dedi Tamer ve ortaya bıraktığım cam şişeye uzanıp çevirdi.

"Pelin soruyor, Bora cevaplıyor."

Şişeyi sekizinci çevirişimizdi ve şuanlık bana denk gelmemişti.

"Samet Arın'a soruyor." dedi Kıraç abi şişeyi çevirdikten sonra.

"Doğruluk mu? Cesaret mi?" diye sordı Samet bana dönüp.

"Cesaret." dedim kendimden emin bir ses tonuyla.

Samet sinsice bir yandan da 'siktim belanı' der gibi gülümseyip konuştu.

"Telefonunu beş dakika boyunca Alphan abiye vermeni istiyorum."

"Ne alaka?"

"Ne alaka?"

Mücahit ile aynı anda konuşmuştuk.

"Sana ne oluyor ya?" diye sordu Belçin abla Mücahit'e küçümser bakışlarla bakarken.

"Asıl sana ne oluyor, Arın benim eski sevgilim." dedi Mücahit hafif yüksek sesle.

"Sen kendin diyorsun 'eski' diye. Her şey'e atlıyorsun hemen." diye karşılık verdi Belçin abla.

Ben ise bunlar konuşulurken diğerlerine odaklanmak yerine tüm dikkatimi Alphan abiye vermiştim.

Şu an bu ortamda gay olduğumu ve Mücahit ile eski sevgili olduğumu bilmeyen tek kişi Alphan abiydi.

Belçin abla ve Mücahit laf dalaşına girmişken Alphan abi onu izlediğimi anlamış gibi kafasını bana çevirdi ve o an ondan almaktan korktuğum tepkiyi verdi.

Tiksinir gibi suratıma baktı ve hızlıca önüne döndü.

"Belçin abla yeter." dedim yerden kalkarken. "Düzgünce eğlenmeye geldik ama senin boşboğazlığın yüzünden mahvoldu her şey, sağ ol ya." diye ekledim direkt olarak Mücahit'e bakarken.

"Lan ben bilerek mi dedim? Ağzımdan kaçtı." dedi Mücahit bana doğru ilerlerken.

"Hoşt lan geri bas!" dedi abim Mücahit'i eli ile omuzundan iterken.

"Abi sende başlama yeterli bu kadar, gidiyorum ben." dedim ve eşyalarımızın olduğu yerden sırt çantamı alıp ilerlemeye başladım.

"Bekle, bende geliyorum!" diye bağırdı arkamdan Umay. Ardından koşar adımlarla yanıma geldi ve benimle birlikte yürümeye başladı.

"Abimin sana nasıl baktığını gördüm. Sana özel bir şey değildir, ilk defa böyle bir durumla karşılaştı sanırım. Kafana takacağın için söylüyorum, yanlış anlama sakın." dedi Umay dümdüz yola bakarken.

"Böyle bir tepki vereceği belliydi, sadece bir anlık karşımda babam varmış gibi hissettim." dedim ve önüme döndüm.

İnsanların tepkileri benim için belli bir süreye kadar önemli değildi, bu belli süre ise babam onun tabiriyle 'ibne' olduğumu öğrenene kadardı. Erkeklerden hoşlandığımı öğrendiği an tek kelime laf etmemişti ama hareketleriyle belli etmişti her şey'i. İlk olarak beni görmezdem gelmişti ve aynı evde olduğumuz halde iletişimini kesmişti. Bana olan ilgisini yok etmiş ve bu davranışlarıyla beni cezalandıracağını düşünmüştü sanırım.

Açıkçası beni derinden etkileyen konu bunlar değildi, babamla zaten mükemmel bir baba-oğul ilişkimiz hiç olmamıştı.

Beni derinden etkileyen asıl konu ben on altı yaşındayken babamın Mücahit ile sevgili olduğumu öğrendiği gün olmuştu.

Babam o gün ilk defa bana elini kaldırmıştı.

SENSEDİM (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin