Bugün Sezgin abi'nin doğum günüydü. Biz de bunu kutlamak için grup'ça bir restorant'ta yemek yiyecektik.
Sezgin abi'ye hediye olarak onun tarzına uyacak deri bir ceket almıştım. İnsanlara hediye seçme işini çok ciddiye alan birisiyimdir. Benim beğendiğim şeyi değil, karşı tarafın beğenebileceği şeyleri alırım genelde. Bu sebeple benim beğenmediğim şeyleri aldığım da çok olmuştu.
Bu ceketi bulabilmek için toplam on iki mağaza'ya bakmıştım. Sanırım üç saatimi ceket bulmak için harcamıştım.
Ceket'in kendisi hafif eskimiş bir görünüme sahipti, bel'in biraz altına gelen bir model'di ve sırt kısmında karışık ve soluk bir ejderha sembolü vardı. Yani bu ceket oldum olası Sezgin abinin tarzına uygundu.
Buluşma saati yaklaştığında abim ile hazırlanmaya başlamıştık. Ben hafif diz üstü kot bir şort ve bol siyah bir sweat giymiştim, abim ise siyah kısa kollu spor bir gömlek ile krem rengi salaş bir pantolonu kombinlemişti.
Dış kapı'nın yanına bıraktığım koyu yeşil postacı çantamı ve hediye paketini de alıp ayakkabılarımı giymeye başladım.
"Taksi çağırdım gelir birazdan, attıkları konumu aç sen." dedi abim biz apartmandan çıkarken.
Dediği gibi de olmuş birkaç dakika sonra taksi gelmişti.
Taksiye binip şoföre gideceğimiz konumu gösterdim ve camdan dışarıyı izlemeye başladım.
Çok uzun sürmeyen yaklaşık yirmi dakikalık bir yolculuk sonrasın da taksiden inmiştik.
Daha önce gelmediğim bu mekan'ın dışarıdan bile belli olan şıklığı gözlerimi kamaştırmıştı. Akşam saatleri olmasından kaynaklı mekan'ın her bir yanın da olan ışıklar dikkat çekiciydi.
Abim ile hızlıca içeriye girip en çok dikkat çeken yaklaşık on beş kişilik masa'yı kolaylıkla bulduk. Ciddi olarak mekan oldukça büyük denebilecek gibiydi ama içeri adım atıldığında bizim grubun olduğu masa ilk dikkatleri çeken yerdi.
Abi mi arkamda bırakarak neredeyse herkesin çoktan gelmiş olduğu masaya ilerledim. Sezgin abi daha gelmemişti.
Aslında Sezgin abi'ye Sürpriz yapma gibi bir amacımız vardı ama kendisinin sürprizlerden nefret ettiği gerçeği bu fikri çabuk yok etmişti ve kendisi kısaca bir akşam yemeği ile kutlamak istediğini söylemişti.
Eh böyle de olunca kendi doğum gününe geç gelmesi pek de olanaksız değildi.
Ayak üstü herkese selam verip boş olan bir yere Belçin abla'nın ve Umay'ın arasına oturmuştum. Elimdeki hediye paketini ise herkesin ki gibi masanın altına koymuştum.
Masadaki kişileri süzerken gözüm istemsizce Umay'ın yanında oturan Alphan abi'ye kaydı.
Bugün her zaman düzgün olan saçları kahvenin en koyu tonu olan gözlerine dökülmüştü. Siyah uzun kollu ve kaslarının çokta dar olmadığı halde belli eden gömleğini dirseklerine doğru katlamıştı. Oturduğu için altına ne giydiğini görememiştim ama yüksek ihtimal masadaki diğer erkekler gibi kumaş pantolon giymişti.
Yaklaşık on beş dakika içerisinde Sezgin abi'nin kapıdan içeri girdiğini gördüğümde sandalyemi geriye ittirerek ayağa kalkıp Sezgin abiye doğru ilerledim.
Masadan kalkmamla masada oturan herkes bana doğru bakmıştı.
"Doğum günün kutlu olsun abi." dedim kollarımı iki yana açarak.
Sezgin abi beni gördüğü gibi dişlerini göstererek gülmüş ardından hızlıca yanıma gelip ellerini belime dolayarak sarılmıştı bana.
"Teşekkür ederim ufaklık." dedi geriye doğru çekilirken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENSEDİM (bxb)
Teen FictionArkadaşının kendisinden on yaş büyük abisine aşık olan Arın'ın hikayesi. Yarı texting Yarı düz yazı