27. Bölüm

262 26 1
                                    

Alphan
Şu Batuhan denen çocuk hala rahatsız ediyor mu seni? (14.56)

Arın çevrimiçi.
Arın yazıyor...

Arın
Asla rahatsız etmedi ki
Sadece sıkıyor bazen
Ayrıca sevgilisi varmış yazarsa bakmam artık

Alphan
Sevgilisi varken sana yazması saçma
Neyse, bunun için yazmamıştım aslında
Seni bir yere götürmek istiyorum
Akşam sekiz de evden çıkabilir misin?

---

Alphan beni bir yere götürmek istediğini söyleyince direkt kabul etmiştim.

Anneme anlatmak biraz zor olmuştu ama sonunda babamı oyalaması için ikna etmiştim.

Şimdi de odamda Belçin abla ile görüntülü konuşarak kıyafet seçmeye çalışıyordum.

"Şu nasıl?" askısıyla dolaptan çıkardığım bej gömleği telefona doğru tuttum.

Belçin abla aynaya bakarak yüzüne maske sürmeyi bırakmış, telefondan gösterdiğim gömleğe bakmıştı.

"Kötü." dedi gözlerini kısarak.

Derin bir iç çekip gömleği yerine bıraktım ve bu sefer beyaz dar bir tişört ve koyu yeşil kısa kollu bir gömlek çıkarttım.

"Bu beyaz tişörtü giysem, üstünede şu gömleği giysem?" dedim tekrardan elimdekileri telefona doğru tutarken.

"Bunlarda kötü. Kiminle buluşacağınıda söylemedin ki, ona göre seçerdik." dedi Belçin abla.

Onun dediklerini görmezden gelip yeniden dolaba bakmaya başladım.

"Beyaz gömlek ve siyah kot mu giysem?" dedim dolaptaki siyah kot pantolonu elime alırken.

"Olabilir. Nereye gidiyordunuz ki?" dedi Belçin abla.

Beyaz gömleği çıkartırken "Ben de bilmiyorum." dedim.

Belçin abla bir şey dememiş her ne yapıyorsa ona devam etmişti.

"Takı taksam mı?" dedim elimde ki kıyafetleri yatağa bırakıp telefonu sabitlediğim masamın önündeki sandalyeye otururken.

"Küpelerini değiştir. Kolye tak bir de."  dedi Belçin abla telefondan bana bakıp.

Kafa mı olumlu anlamda salladım ve çekmecemi açtım.

Gözüme ilk çarpan minik halka küpelerimi elime aldım ve kulağımdaki küpeler ile değiştirdim.

Çekmeceyi geri kapatırken gözüme takılan kolye ile kısa bir anlığına duraksadım.

Alphan'ın aldığı kolye.

Birkaç saniye kolyeye bakıp elime aldım ve çekmeceyi kapattım.

"Belçin abla kapat sen telefonu. Üstümü değiştireceğim." dedim kolyeyi boynuma takarken.

"Tamamdır, görüşürüz bebeğim." dedi ve gülümseyip aramayı kapattı Belçin abla.

Telefonu sabitlediğim yerden aldım ve şarja takıp üzerimi değiştirmeye başladım.

Gömleği giydim ve kolyemin görünmesi için ilk iki düğmesini açık bıraktım. Altımdaki eşofmanı çıkarttım ve dar, siyah pantolonu da giydim.

Gömleği pantolonumun içine soktum ve dolaptan siyah bir kemer alıp pantolonuma geçirdim.

Aynanın karşısına geçtim ve saçlarımı iki elimle tarayıp kendimce şekil verdim.

Son olarak masamın üzerinde sürekli kullandığım hafif bir kokuya sahip parfümü gömleğimin yaka kısımlarına sıktım.

Parfümü yerine bırakırken telefonuma gelen mesaj ile sarja bıraktığım telefonun yanına ilerledim.

Ekranı açtım ve panelden gelen mesaja baktım.

---

Alphan
Apartmanın önünde bekliyorum.

---

Telefonu hızlıca pantolonumun cebine soktum ve odamdan çıktım.

Hızlıca kapıya doğru ilerledim ve anneme haber verdikten sonra beyaz spor ayakkabılarımı giyip evden çıktım.

Apartmandan çıktığım gibi gördüğüm siyah araba ile kısaca gülümsedim ve büyük adımlarla arabanın yanına ilerleyip ön kapıyı açıp koltuğa oturdum.

"Selam." dedim gülümseyerek.

Alphan da o sırada arabayı çalıştırmıştı.

Kafasını hafifçe sallayıp selamıma cevap vermemişti.

"Bu arada, nereye gidiyoruz?" diye sordum mahalleden uzaklaşırken.

Yandan kısaca bana bakmış ardından yola çevirmişti bakışlarını.

"Gidince görürsün."

---

Uzun denebilecek bir araba yolculuğundan sonra sonunda gelmiştik.

Arabadan inmiş, Alphan'ı takip ediyordum.

Arabayı park ettiğimiz yerden biraz uzakta olan bir yere geldiğimizde kısaca etrafa göz gezdirdim.

Hava kararmaya başladığı için önünde durduğumuz minik ama lüks restorantın ışıkları göze çarpıyordu.

Biraz daha ilerleyip restorantın içine girdik ve Alphan'ın ilerlediği yöne doğru ilerlemeye başladım.

Restorantın üstü açık olan kısmına doğru ilerledik ve ortalarda bir masaya oturduk.

Bu kısımda kimse yoktu. Zaten neredeyse restorantta kimse yoktu. Garsonlar dışında.

Etrafa bakmaya başladım.

Ön taraftan gözükmeyen ama oturduğumuz kısımdan gözüken bir sahil vardı. Ay tüm güzelliği ile gözler önüne serilmişti.

Yavaşça bakışlarımı Alphan'a doğru çevirdim, o zaten beni izliyordu.

"Güzel bir yermiş." dedim gülerek.

"Senin seveceğini düşündüğüm için seçmiştim, sevindim." dedi anında.

Birkaç dakika sonra ise garson gelmiş, yemek siparişlerini vermiştik.

Yemekler gelene kadar samimi bir sohbete dalmıştık.

Garsonun yanımıza gelip sipariş ettiğimiz yemekleri önümüze bırakması ile susmuştuk.

İkimizde sessizce yemeklerimizi yerken sessizliği ilk bozan Alphan olmuştu.

"Sana söylemek istediğim bir şey var. Umarım pişman olmam." dedi ellerini masada sabitleyip.

Elimde tuttuğum çatalı masaya bıraktım ve yüzüne baktım.

"Nedir?" dedim kaşlarımı hafifçe çatarak.

"Geçenlerde bizim evde kaldığında sana etkilendiğim birisinin olduğunu söylemiştim. Hatırlıyor musun?" dedi. Her an söylediği şeyi yarıda bırakacak gibi konuştuğu için hızlıca kafamı salladım.

"Hatırlıyorum." dedim gergince.

"Güzel. Çünkü o kişi sensin."

°
°
°
Sonunda SONUNDA İTİRAF ETTİRDİM

Ha bu arada bu bölüm Alphan pek konuşmadı ve biraz samimiyetsiz gibiydi ama sadece gergin olduğu için öyleydi.

Kontrol ettim ama yazım yanlışım olabilir takılmayın pek.

SENSEDİM (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin