19. Bölüm

316 46 1
                                    

Yeliz teyze, Koray amca, Umay ve Alphan abi oturmuş akşam yemeği yiyorduk.

Mücahit'e gelmeyeceğimin haberini vermiştim.

"Ee oğlum, babanla neden kavga etmiştiniz?" diye sordu Koray amca.

Elimdeki kaşığı bıraktım ve Koray amca'ya döndüm.

"Kadın gibi giyindiğimi söyledi." dedim buruk bir gülümsemeyle.

"Kadın gibi mi? Alakası yok. Giyinim gayet normal, sen takma kafana sakın." dedi Yeliz teyze araya girip.

"Takmıyorum zaten." dedim kısık ama duyulabilecek bir ses tonuyla.

Kafama takıyordum, hem de fazlasıyla. Hep Koray amca gibi bir babam olsun istemişimdir. Eşcinsel olduğumu öğrendiğinde bile arkamda durmuştu. Yeliz Teyze de ondan farksızdı. Tanıştığımız günden beri her ikisi de benim her zaman, her konuda yanımda olmuştu.

"Yarın okula gelecek misin?" diye sordu Umay.

"Sanmıyorum. Hem eşyalarım burada değil." dedim bakışlarımı Umay'a çevirip.

'Anladım' der gibi kafasını salladı ve önüne döndü.

Yemeği bitirdikten sonra Yeliz teyze'ye masayı toplamasında yardım etmiştim.

Şimdi de Umay ile kahve yapıyorduk.

Kahveler hazır olunca fincanlara doldurduk, kahveleri koyduğumuz tepsiyi aldım ve salona ilerledik. Herkese kahvesini verdikten sonra Alphan abi'nin ve Umay'ın arasına oturdum.

"Birisiyle görüşüyor musun Arıncım?" diye sordu Yeliz teyze.

Gülerek olumsuz şekilde kafamı salladım.

"Mücahit ile aranız nasıl? Arkadaş olarak devam edebiliyor musunuz?" diye sordu bu sefer.

"Yani, iyiyiz şu anlık."

"Mücahit'i gözüm tutmuyor benim. Hala seviyor o seni, belli." dedi Koray amca kaşlarını yukarı kaldırıp kafasını hafifçe sallarken.

"Sanmıyorum, öyle bir şey olsa uzaklaştırdı benden?" dedim.

Bu şekilde konuşmaya uzun süre devam etmiştik. Saat on bir olunca Yeliz teyze ve Koray Amca odalarına gitmiş, Umay ve Alphan abi ile kalmıştım.

Biz Umay ile konuşurken Alphan abi telefonu ile ilgileniyordu.

"Şu elbiseyi ve şu ayakkabıyı sipariş ettim." dedi Umay telefonunun ekranını bana çevirip.

Lila renginde uzun bir elbise ve beyaz zarif bir topuklu ayakkabıyı göstermişti.

"Senin şu elbise sevgini anlayamıyorum. Bir insan nasıl bu kadar alışveriş yapabilir?" dedim alayla.

Bu şekilde boş-boş takılırken de saat gece yarısını geçmişti.

"Uyumaya gidiyorum ben. Geliyor musun?" diye sordu Umay koltuktan kalkarken.

"Hayır, sen git. Salonda uyurum ben." dedim biraz önce elime aldığım telefondan bakışlarımı çekmezken.

Umay uzatmamış, odasına doğru ilerlemişti.

"Benim odamda uyu." dedi yanımda oturan Alphan abi.

"Gerek yok, salonda uyurum." dedim hafifçe tebessüm ederek.

"Gerek olup olmadığını sormadım." dedi net bir şekilde. Birkaç saniye sonra tekrar konuştu. "Dolabımdan kıyafet alabilirsin."

Bu dedikleri üzerine bir şey dememiş koltuktan kalkıp Alphan abi'nin odasına doğru ilerlemiştim.

Odaya gidip kapıyı arkamdan aralık bırakıp giysi dolabına ilerlemiş, çekmecelerin birinden tişört alıp üzerime geçirmiştim.

Üstümü değiştirirken gözüm buraya en son geldiğimde yaşanan rezilliğin sebebi olan çekmeceye kaymıştı.

Bakışlarımı çekmeceden çekip odanın ortasındaki yatağa doğru ilerledim.

Örtüyü kaldırdım ve içine girdim. Kısa sürede de uykunun kollarına bırakmıştım kendimi.

---

Gözlerim araladığımda camdan gördüğüm kadarıyla hava hala karanlıktı. Yavaşça yatakta doğruldum ve komodin'in üzerinde duran telefonumu alıp ekranı açtım.

03.47

Gördüğüm saat ile yataktan kalktım.

Niye uyanmıştım ki bu saat'te?

Odadan çıktım ve yavaş adımlarla salona doğru ilerledim.

Alphan abi salonda yoktu. Nerede uyumuştu ki?

Bakışlarımı karanlık balkona çevirdiğimde Alphan abi'nin orada olduğunu gördüm.

Tekrardan yavaş adımlarla bu sefer balkona doğru ilerledim.

Camdan olan balkon kapısını açtım ve balkona girip kapıyı arkamdan geri kapattım.

Alphan abi balkona girdiğim gibi bakışlarını direkt olarak bana çevirmişti.

Balkondaki ikili koltuğa oturdum.

"Neden uyandın?" diye sordu yanıma otururken.

"Bir sebebi yok, sen neden uyandın peki?" dedim yeni uyandığımdan dolayı çatallaşmış sesimle.

"Hiç uyumadım." dedi.

"Neden uyumadın?" diye sordum kafamı koltukta geriye doğru yaslayıp.

"Düşünmek için." dedi sesi çok yorgun çıkıyordu.

"Anlatmak ister misin?" dedim bakışlarımı balkonun tavanında gezdirirken.

"Birisi var, bir çocuk. Kafamı allak bullak ediyor. Benden oldukça küçük, uzun zamandır tanıdığım birisi de değil. Ne hissettiğimi, nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum." dedi ve sessiz kaldı bir süre.

Kafamı kaldırıp bakışlarımı ona çevirdim. O zaten bana bakıyordu ve konuşmaya devam etti.

"Sanırım etkiliyor beni."

SENSEDİM (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin