16. Bölüm

341 64 0
                                    

Bugün mahalle de pek tanımadığım ama birkaç defa gördüğüm birinin düğünü vardı. Ben tanımıyordum ama abim ile yakın denebilecek bir ilişkileri vardı sanırım.

Düğün akşam saatlerinde olacaktı ama saat öğlen bir olduğu halde hazırlıklara başlanılmıştı. Biz de gençler olarak yardıma gelmiştik.

Ben mekana getirilip rastgele koyulan beyaz sandalyeleri toz pembe ve buz mavisi rengindeki tüllerle süslüyordum.

Kıraç ve Kutay abi masaları yerleştiriyor ve üzerlerine beyaz örtüleri seriyorlardı. Bora, Tamer ve Samet ise onların yerleştirdikleri masalara yapay çiçekleri ve şamdanları yerleştiriyorlardı.

Diğer yardıma gelen kişiler ise benim süslediğim sandalyeleri yerleştirilmesi gereken yerlere yerleştiriyordu.

Bize ayrılan işler bu kadardı ve biz bu işleri tamamlamak için dört saat harcamıştık. Aslında çok daha erken bitirebilirdik ama çok zamanımız olduğu için çoğu dakikaya eğlenerek geçirmiştik. Mesela bir ara Bora Samet'e elindeki yapay gül ile evlenme teklifi etmişti, Samet ise masadan aldığı şamdan ile Bora'yı kovalamıştı.

Şu an saat öğleden sonra beş'ti salon tamamen hazırlanmıştı. Daha bir, iki saat kadar zaman vardı.

Bizim tayfa hazırlanmak için bizim evde toplanmıştı.

Düğün salonuna en yakın ev bizimki olduğu için ve birlikte hazırlanmak istediğimiz için herkes kıyafetlerini alıp gelmişti.

Bora, Samet, Tamer, Kıraç abi ve ben benim odada toplanmıştık.

Alphan abi, Tuğran abi, Sezgin abi ve Kutay abi abimin odasındaydı.

"Böyle güzel oldu mu lan?" diye sordu Kıraç abi boy aynasının karşısına geçip üzerine bakarken.

"Taş gibi olmuşsun." dedi Bora Kıraç abiye bakarak.

Ben de üzerime hafif iç gösteren bej bir gömlek ve koyu kahverengi kumaş pantolon giymiştim.

Herkes hazırlanınca uzak olmadığı için yürüyerek düğün salonuna gelmiştik.

Biz erkekler olarak ayrı masaya oturmuştuk. Umaylar mahalle'nin diğer kızları ile yan masada oturuyordu.

Pasta kesilmişti ve dağıtılmıştı. Bu düğün düşündüğümden de daha sıkıcı geçiyordu. Geldiğimden beri oturduğum yerden kalkmamıştım bile. Normalde düğünleri pek seven bir yapım yoktur zaten.

"Sıkıldın sanırım?" Diye sordu masada biraz uzağımda oturan Alphan abi. Birkaç kişi dans etmeye ve sigara içmeye gittiğinden dolayı masada çok az kişi kalmıştık.

"Bu tarz yerler bana göre değil. Yani evet, sıkıldım." dedim ellerimi masa'nın üzerinde birleştirip.

Alphan abi ayağa kalktı ve yanıma geldi. "Gel benimle." dedi ve elimden tutup yavaşça ayağa kaldırdı ardından elimi tutarken önden önden yürümeye başladı.

"Nereye gidiyoruz? Diğerlerine de haber verseydik bari." dedim.

İlk sorumu görmezden geldi ve "Gerek yok." diyip yürümeye devam etti.

On dakikalık sanki bad boy sevgilisi tarafından kolundan tutulup sağa-sola savrulan başrol kız gibi olan yürüyüşümüzden sonra kayalık ve ormanlık bir yere gelmiştik.

"Baştan söyliyeyim, böbreğimi çıkarıp almak için getirdiysen beni buraya boşuna uğraşma sigara kullanıyorum ben." dedim biraz daha hızlı yürüyüp Alphan abi'nin yürüme hizasına gelirken.

"Cidden sigara mı içiyorsun?" Diye sordu Alphan abi adımlarını yavaşlatıp.

"Evet, senden de istemiştim hatta. Hatırlamıyor musun?" dedim ben de onun gibi adımlarımı yavaşlatıp.

"Şaka yapıyorsun diye düşünmüştüm o zaman. Ayrıca içme sigara falan." dedi adımlarını normale çevirirken.

"İki günde bir paket bitiren birisine bunu söylemek çok etkili bir çözümmüş, tebrik ettim." dedim dalga geçer bir tavırla.

"Ha yani diyorsun ki 'Alphan abi mahalledeki tüm tekelleri ve bakkalları uyar bana sigara satmasınlar' içme dediysek içme." dedi çatık kaşlarla.

Bir şey demeyip yürümeye devam ettim.

"Geldik." dedi Alphan abi. Kafamı kaldırıp etrafa baktım dikkatlice.

Burası, burası mükemmel bir yerdi! Bütün şehir ayaklarımın altında gibiydi. Buradan her taraf görünüyordu.

"Burayı daha önce nasıl bulamamışım ben? Çok güzel!"

"Biliyorum. Aslında ilk defa birisi ile buraya geliyorum." dedi Alphan abi kayaların yanındaki banka otururken. Ben de ilerleyip yanına oturdum.

"Mücahit konusunu konuşabilir miyiz?" dedim bakışlarım karşıdaki manzaradayken.

"Konuşmaya gerek yok." dedi cebinden çıkardığı sigarasının ucunu yakarken.

"Hayır var." dedim bankta ona doğru dönüp.

"İyi, konuş dinliyorum." dedi ifadesizce. Birkaç saniye suratına baktım ve sustum. Gaza gelip konuşalım dedim de ne diyeceğim ki şimdi?

"İşte bu yüzden gerek yok dedim, velet." dedi ben sessiz kalınca.

"Sigara içtiğini kimler biliyor?" diye sordu uzun bir sessizlikten sonra.

"Annem, abim, Umay, Mücahit, Kıraç abi, Sezgin abi ve gruptaki diğer herkes." dedim parmağımla sayarak.

"Mücahit'e neden abi demiyorsun? Üç yaş büyük ya senden." dedi ikinci bir sigara yakarken.

"Sen eski sevgiline 'abi' diye mi seslenirdin?"

"Ben eski sevgilime neden 'abi' diyeyim?"

°
°

Alphan'ın Arın'a laf edip sigara içmesi ayrı bir komik

Sağlığınız için sigara içmeyin!!

SENSEDİM (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin