2. Bölüm

14.8K 1K 307
                                    


Gecelerdeyalnız: Neredeyse 2 hafta oldu.

Gecelerdeyalnız: Neden hala bana ulaşmadı paket?

Gecelerdeyalnız: Çevrimiçisin görüyorum.

Denizlerdeboğulan: Bu sıralar işte bir aksilik çıktı.

Denizlerdeboğulan: Bu nedenle paketi hazırlayamadık

Gecelerdeyalnız: Önemli değil

Gecelerdeyalnız: En kısa zamanda ulaştırırsanız sevinirim ama.

Denizlerdeboğulan: Tamam.

Gecelerdeyalnız çevrimdışı

Denizlerdeboğulan çevrimdışı

Oflayarak telefonu yanıma koydum. Yattığım yatağımda yan döndüm. Döner dönmez komodinimdeki çerçeveyle göz göze geldim.

Annemle ben.

Fotoğrafta 7-8 yaşlarında falandım. Annemin ise hastalığının çok olmadığı zamanlar. Hastalığı ben 10 yaşlarımda falan çıktı. Ben 14 yaşımdaykende dayanamayıp intihar etti.  Hastalığıyla başa çıkamadı. Hastalığı ise...

Şizofreniydi.

Her neyse işte. Annem öldükten sonra İzmir'den istanbula taşındık babamla. 2 yıl sonra, ben 16 yaşımdayken. Daha yeni annemin ölümünü kabullenmişken babam evlendi. O kadın taşındı bu eve. Babamla aramızı açtı bir güzel. Şimdi evlenmelerinin üzerinden 2 yıl geçmişken o kadın hamileydi.

Anneme ihanet ediyormuşum gibi geliyordu o kadına bakınca. Annemin ağladığını duyuyordum her o kadınla babamın gülüşmelerini duysam. Bu işkenceydi. Bu evde her o kadından laf yediğimde dayanamıyorsam, bu evde her babam ben yerine o kadını savunduğunda acı çekiyorsam dedim ki; Ölüm ne kadar acı verebilir? Annemin yanına gitmek ne kadar zor olabilir?

Gittim okulda konuşulan o kişiye yazdım.  'Denizlerde boğulan' uygulamadaki adı buydu en azından. Bunu yapabileceğime olan inancım yaşayabileceğime olan inancımdan daha fazla olduğu için vazgeçmedim şu iki haftada.

Kapım tıklatıldı. Sonra açıldı. "Yemek hazır tatlım." Dedi o duymak istemediğim ses.  Zaten kapıya dönük olduğum için kapının arasından başını uzatmış kadına baktım. "Tamam." Dedim soğuk bir sesle. O da çok umursamayıp gitti.

Kasvetli ve karanlık odamdan dışarı çıktım, mutfağa doğru ilerledim. Mutfağa girer girmez. Masada oturmuş babam ve eşini gördüm. "Otur Nevra." Dedi babam bana bakarak. İkisinin hemen karşısındaki sandalyeye oturdum ve uykulu gözlerle baktım ikisinede.
"Yine mi gündüz uyuyorsun?" Diye sordu babam. Bir şey söylemeyerek önümde duran tabaktaki çorbayı yudumlamaya başladım. Fakat onlar başlama niyetinde değildi.

Elimdeki kaşığı tabağa bırakarak onlara baktım ve arkama yaslandım kollarımı göğsümde bağlayarak. "Ne oldu?" Dedim bilmiyormuş gibi. Funda denen kadını telefonda konuşurken duymuştum. Hamileydi.

Babam gülümseyerek karısının elini tuttu alttan. "Bir kardeşin oluyor kızım." İkisinede baygınca baktım. "Ne güzel." Dedim iç çekerek. Fundaya baktığımda bana nefret gibi bir ifadeyle bakıyordu. Sanırım burada mutlu olmam gerekiyordu. O yüzden aniden "Aaaa babacığım!" Dedim yüksek sesle. Gözlerimi kocaman açmış kocaman gülümsemiştim. En sahtesinden.

"Ne güzel bir haber bu!" Dedim şakıyarak. Babam şaşkınca baktı. Funda ise kaşları çatık anlam vermeye çalışıyordu haraketime. "Allah analı babalı büyütsün. Büyürkende nolur Nevra diye bir şahıs tanımasın!"

Babam kaşlarını çattı "Ne demek o Nevra? Ablası olacaksın sen oğlumun." Der demez Funda gülerek babama döndü. Babamda ne dediğini fark etmiş gibi Fundaya döndü şaşkınca. "Allah söyletti!" Deyip güldü Funda. Babam güldü. Bu görüntüyle tüm keyfim kaçarken sandalyeden aniden kalktım. İkisininde bakışları bana döndü.

"Asla onun ablası olmayacağım. Size mutluluklar." Diyerek odama ilerleyecekken Fundanın sesini duydum. "Benim çocuğumun senin gibi birine ihtiyacı yok zaten!" Babam uyarıcı bir sesle "Funda!" Dedi hemen.

Bende gülümseyerek baktım. "Benimde sizin gibi bir aileye ihtiyacım yok.."

Babamın bakışları üzüntüyle beni buldu. Bende babama baktım. Bakışmamızı bölen Fundanın ağlamaya başlamasıydı. Babam endişeyle ona döndü. "Neden ağlıyorsun yavrum?" Dedi. "Ne dediğini duymadın mı? Çocuğuma laf etti!"

İlkte şaşırır gibi oldum. Ama sonra bu kadının zaten hep böyle olduğunu hatırladığımda boş bakışlarımı ona çevirdim. Babam sert bir sesle "Nevra odana!" Dedi. Sözünü ikiletmeden arkamı döndüm ve odama girerek kapımı kilitledim.

Öylece yatağıma oturdum ve annemin gözlerinin içine baktım. Özlemiştim onu. Hemde çok...

Yatağımda duran telefonu elime aldım ve uygulamaya girdim.

Bana Öyle Bakma (Yarı texting)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin