Duyduğum gibi ayağa kalktım ve Kaan'a dik dik bakmaya başladım. Kaan sanki neden ona baktığımı anlamış gibi Melodi'ye baktı. Melodi, Kaan'a bakamıyordu bile. Kendini kötü hissettiği belliydi. Her ikisininde. Buğra beni kolumdan tuttu. Tutmasaydı dalacaktım Kaan'a. Bir de bana mesaj atıyordu '' Arkadaşlar bunun içindir.'' diye. Senin gibi arkadaş olmaz olsun be. Buğra'nın sıcak eli beni biraz olsun yumuşatmıştı.
-Gidelim mi?
-Evet.
diyebildim sadece. Ağlamaklı ses tonum Buğra'nın gözündeki parıltının sönmesine neden olurken bu sefer Demir bize ters ters bakıyordu. Beni kafenin dışına çıkardı. Hafif ve serin esen meltem yüzüme çarparken Buğra konuşmaya başladı.
-Kaan'ın senden hoşlandığını mı öğrendin?
-Biliyor muydun?
-Hayır ama hareketlerinden ve bize olan tavırlarından anlaşılıyordu.
-Biz?
-Demir ve ben.
-Anladım.
-Şimdi moralini bozmak istemiyorum ama neden bizi denedin?
Foyam ortaya çıkmıştı. Korktum ve verilebilecek en düzgün cevabı verdim.
-Ne denemesi?
-Yeme beni Melissa.
-Seni de yerim o yanaklarını da.
-Peki...
Yüzü o değişik korku ve eğlenme karışımı yüz ifadesini alırken onu kovalamaya başladım. Yanaklarını sıkıcaktım.
-Yanaklarını sıkıcam kaçma.
-Yakalayamaz ki!
-Sen görürsün.
Çocuklar gibi eğleniyorduk. Onu seviyordum. Buğra;Demir gibi beni kıskanmıyordu da. Artık yani. Tuvalete götürüp yumruklama olayını saymıyorum. Bazı hatırlamak istemediğim olayları da saymıyorum. Bunları hatırlamaya başlayınca koşmam yavaşlayarak yürümeye oradan durmaya oradan da yere yığılmaya döndü.
BUĞRA'NIN GÖZÜNDEN
***********************
Uzun bir süre Melissa'dan ses gelmeyince arkama baktım. Melissa yerde yatıyordu. Telefonu çalmaya başladı. Arayan Tolga diye biriydi. Açtım.
-Melissa ne haber?
sesimi inceltmeye çalışarak.
-İyi sen?
-Ben de iyiyim ama sesine ne oldu?
-Üşüttüm.
-Geçmiş olsun.
-Teşekkürler.
-Artık Türkiye'deyim. Onu haber vericektim.
-Çok sevindim.
-Neyse zaten yarın baban davet etti. Görüşürüz.
-Görüşürüz.
Kim lan bu Tolga. Gözleri açılıyordu. Telefonu hemen elinin yanına koydum.
-Ne oldu bana?
-Yine bayıldın. Ve istersen yanaklarımı sıkabilirsin.
Keşke demeseydim. Yanaklarım kıpkırmızı bir şekilde kafeye geri döndük.
MELİSSA'NIN GÖZÜNDEN
*************************
Demir döndüğümüzde yine bize dik dik baktı. Yanakları yumuşacıktı. Buğra'dan bahsediyorum. Telefonumu çıkarıp Wattpad'de yeni bölüm var mı diye baktım. Yoktu. Beni arayan kimse olmuş mu diye baktım. Yok artık! Çocukluk aşkım. Tolga! Ama cevapsız çağrı değildi ve ben Tolga ile konuşmadığıma emindim. Buğra'ya baktım. O da bana bakınca suçlu olduğunu anlamış gibi kafasını eğdi. Yanına koştum.
-Ne dedi anlatıyorsun.
-Türkiye'ye dönmüş. Yarın size geliyorlarmış.
-Eğer ben bunu fark etmeseydim bana söylemeycektin. Değil mi?
-Evet.
En azından dürüst. Ve Demir gibi oradaki kızlarla uğraşmıyor.
******** BİR SONRAKİ GÜN*********
Sabah saat 6'da kalktım. Demir'i artık ağabeyim olarak kabullenmeye çalışıyordum. Annesi ve babam 2 hafta sonra evleniyorlardı sonuçta. Hep bir kardeşim olsun istemiştim ve şimdi başıma geliyordu. Neyse. bugün Tolga geliyordu. Tolga ondan hoşlandığımı hiç öğrenmemişti. Acaba nasıl değişmişti? Üzerime rahat bir şeyler giydim. Omzu düşük gri bluz ve dizimin altında biten siyah, yanları gri taytım. Demir odama daldıktan sonra Tolga'nın nasıl birine dönüştüğü ile ilgili hayallerim bölündü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
aşk kaskı
ChickLitAşk üçgenlerini hepimiz biliyoruz. Peki ya bir Aşk Beşgeni veya Aşk Altıgenini düşünebiliyor musunuz? Melissa güzel bir kız ve onu seven bir sürü erkek var. Ama babası bir kask gibi onu aşktan koruyor. Melissa babasına karşı çıkmayı başarabilecek m...