38- Korku

127 8 1
                                    

-Eylül hazır mısın?

Sevim hocanın sesiyle irkildim. Bir saniye. Ne ara bana gelmişti sıra? Neyse hazırdım!

-Şey evet. Im hazırım. diyip ayağa kalktım. Sevim Hoca yanıma gelip ellerimi tuttu.

-Bak sakin ol. Sesinin güzel olduğunu hatta dehşet olduğunu biliyoruz. Bunu sen de biliyorsun.. Sadece sakin ol ve şarkıya kendini kaptır! Haydi sana güveniyorum. diyip ellerimi bıraktı. Gülümsedim..

BAŞLIYORDUK!

Yavaş yavaş sahneye çıktım. Upss.. Bu kadar kalabalık? Fazla dğeil miydi? Hayır hayır dikkatinin dağılmasına izin verme Eylül!

Söyleyeceğim şarkının melodisi kuklağımı doldurduğunda gözlerim bir noktaya sabitlenmişti. Kapının yanında duran Kuzey'e.. Üzerinde beyaz gömlek ve kravatla altında ise kot bir pantolon.. Süper kombin cidden! Gülmeden edemedim.

Neyse.. Sıra sesimde..

God knows what is hiding

In those weak and drunken heart

I guess he kissed the girls and made them cry

Those hard-faced queens of misadventure 

Daha sonra kapının önüne baktığımda Kuzey orada yoktu.  Bu biraz canımı yakmıştı. Dinlemeyecek miydi sesimi? Pekala. 

Şarkı bittiğinde derin bir nefes alıp sustum. Gözlerimi  karanlıktan çıkınca biraz kırpıştırdım ve o an aniden bi alkış tufanı başladı. Korkum yavaş yavaş söndü.. İyiydim. Harikaydım!

Alkış bittiğinde gülümseyip oturan insanları gözlerimle taradım. Kuzey yoktu. Kuzey beni dinlemeden gitmiş miydi? Kalbimdeki kırgınlığı hatırladım. Gidebilirdi. Kalmak için bir bahanesi yoktu. 

Kalbimdeki kırgınlığa rağmen gülümsedim.

Her şey açıktı artık. Korkacak hiçbir şey de yoktu. Olmamalıydı. Sahneden inerek annemin yanına doğru koştum ve sımsıkı sarıldım. Annemi seviyordum. Çok! Denizle de sarıldıktan sonra boş koltuğa oturarak sıradakileri izlemeye başladım. Ama aklım hala Kuzey'deydi. Acaba nereye kaybolmuştu? Korkmalı mıydım? 

Herkesin sırası bittiğinde Sevim Hoca yarışmacıları sahneye çağırdı. Acaba bu kadar öğrenci o sahneye nasıl sığacaktık diye düşünmeden edemedim. Ama boşuna düşünmüşüm. Zaten sesi öbür yarışmacılara göre kötü olanlar Sevim Hoca tarafından elenmiş. Sadece 5 kişi kalmıştık. Bu 5 kişi içinde  Başak da vardı. 

Titriyordum. Kaybedersem üzülürdüm. Çok üzülürdüm. Sakin kalmak için etrafı bir kez daha taradım. Kuzey'i görürüm ve bana bir gülümsemesiyle bütün korkumu unutturur ümidiyle. Ama yoktu. Kuzey yoktu. Gitmişti. Yalnızdım.

Sevim hoca konuştuğunda düşüncelerden sıyrılıp dinlemeye başladım. 

-Evet arkadaşlar bu yarışmayı kazananın Kuzey arkadaşımızla birlikte okullar arası seçmede bizi temsil edeceğini biliyorsunuz. Umarım hak eden kazanır. Bol şanslar diyip seyirciye döndü. Seyircilere ne yapması gerekenleri anlatıyordu. Ama pek dinlediğim söylenemezdi.  

Yetenek Sizsiziniz Türkiye misali. Koskoca konferans salonunu dolduran seyircilere küçük kumanda verip 5 kişi için oylama başlattılar. Ellerim ayaklarım heyecandan titriyordu. Kazanmak istiyordum. Tam düşüncelere dalmışken Masalla göz göze geldik. Yüzünde ne ifade vardı çözemiyordum ama gülümsedi. Masal onca yaptığı şeye rağmen bir gülümsemesiyle beni mutlu etmişti. İşte Masal böyle biriydi. Böyle bir kardeşti. Masal benim kardeşimdi. Evet üzmüştü beni. Hem de çok. Ama kardeşler birbirini üzüp üzüp sonradan mutlu eden şeyler değil miydi? 

Çilek TadındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin