Ertesi gün,Ryuunosuke okul için rapor alarak hastaneden taburcu olmuş,kolu sarılı bir şekilde evde oturuyordu.Yaralı olan sol kolu olduğu için evdeki vaktini biraz test çözerek geçirecekti.Matematik kitabını açtı,ünitenin başından başlayıp 13 sayfa kadar işaretledi.Yaklaşık 60 soru ediyordu."İçeri girebilir miyim?" diye bir ses geldi kapı tıklamasıyla beraber odanın dışından.
"Gir" dedi Ryuunosuke hala kitaba bakarken.
Higuchi elindeki tepsiyle içeri girdi ve bir fincan ıhlamur çayını masaya koyup yatağın kenarına oturdu.Bugün o da okula gitmemişti ancak onun için pek önemli değildi,öğretmenler yaz tatilinde olacak sınavdan dolayı okul sınavlarını erken yapıp bitirmişti,şimdi ise konuları pekiştirmek için okula gidiyorlardı.Higuchi'nin gideceği okul ise okul puanıyla alan bir yerdi,dolayısıyla onun gideceği okul çoktan garantilenmişti.Pek sıkıntı etmedi ve bir süre Ryuunosuke'nin test çözmesini izledi.
"Ben..." diye söze başladı mahcup bir şekilde.Atsushi'ye her şeyi anlattığından söz edecekti ama sonra sustu.Ya bunun için sinirlenip beni evden kovarsa,diye düşündü.
"Sen...?" Ryuunosuke arkası kıza dönük bir şekilde hala test çözüyordu.Çayından bir yudum aldı ve "135 bölü 5,100'den 20 gelir...35'ten 7...27 eşittir..." diye mırıldanarak soruyu çözmeye devam etti.
"Şu beyaz saçlı abi var ya." Kovarsa da kovacaktı.Eğer kendisinden değil de bizzat Atsushi'den öğrense daha mı az kızacaktı sanki?
"Atsushi mi?" Ryuunosuke ise pek bir ilgisiz duruyordu.Sarı saçlı kız onun bu sakinliğinden faydalanarak her şeyi söylemeye karar verdi.
"Evet.Dün hastenede seni beklerken bana neden böyle bir şey yaptığını sordu,ben de anlattım."
"348'den 123 çık,7 daha 130,70 daha 200,148 artı 7 artı 70 eşittir 225..."
"Beni dinliyor musun sen!?"
Bunun üzerine Ryuunosuke elindeki kalemi hiddetle masaya bırakarak arkasını döndü.
"Ne dememi bekliyorsun,aferin mi?!Madem öyle,tebrik ederim gerizekalı!Şimdi benle karşılaşmamak için şekilden şekile girecek!"
"Burda kolunu deşen sendin,bıraksaydım da ölse miydin yani?!"
"Keşke izin verseydin de geberip gitseydim!"
Higuchi'nin gözünden bir yaş geldi.Onun hayatını kurtarmamış mıydı,kendisine minnettar olması gerekirken neden böyle davranıyordu ki?Ryuunosuke kızı ağlatmanın getirdiği pişmanlıkla ayağa kalktı ve yanına oturup sağ koluyla başını göğsüne yasladı.Eline gelen saç dokusunun tanıdıklığıyla bir anlığına da olsa eski anılarını hatırladı.Kız kardeşiyle olan güzel anılarını...
"Tamam,özür dilerim.Ağlama." diye teselli etmeye çalıştı kızı.Daha sonra beline dolanan bir çift kol hissetti.Kahretsin,diye geçirdi içinden.Bu kızın yaptığı her hareket ona kardeşini hatırlatıyordu.
"Sana bir sır vereyim mi?" Kız başını kaldırıp Ryuunosuke'ye mutlu gözlerle baktı.Evet,birazdan söyleyecekleri yalandı ama eğlenceli olduğuna dair şüphesi yoktu.Yüzündeki tatlı gülümsemeyle konuştu:
"Seni beklerken sadece ben senin sırlarını anlatmadım,o da senden hoşlandığını söyledi."
Bunu der demez odadan çıktı ve siyah saçlı genci düşünceleriyle baş başa bıraktı.
"Hoşlanmak ha?" diye havaya fısıldadı Ryuunosuke.
"Hem de benden..."Yüzünde istemsizce bir gülümseme oluştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rashōmon'un Ölüleri
FanfictionAna ship: [shin soukoku] Yan ship:[suegiku] Daha da yan ship: [soukoku] "Ailen gerçekten çok stres verici Atsushi..." "Maalesef öyleler.Ama seninle birlikteyken bu daha az sinir bozucu oluyor." "Öyle mi?Belki de sen de benim yaptığım gibi onları ö...