Sabah olduğunda başında tatsız bir ağrıyla kalktı Jouno.Yüzünü yıkadı,kahvaltısını yaptı-anne ve babası ondan erken çıkıp işe gitmişti- bakıcısının hazırladığı okul üniformalarını giydi."İyi dersler Jouno-kun!" diye bir ses duydu tam kapıdan çıkarken.Bu bakıcısı Fyodor'du.Eski bakıcıyla yaşadıkları talihsiz olaydan sonra uzun bir süre Jouno'yla babası ilgilenmiş fakat sonra işler aksayınca mecbur güvenilir birini bulmuşlardı.
Elini "görüşürüz" anlamında salladı ve arabaya binip okula gitti Jouno.Tecchou onu okulun bahçesinde bekliyordu.Ne de olsa hâlâ daha görevli öğrenci sayılırdı.
"Jouno,burdayım!" dedi beyaz saçlının duyacağından emin olarak ve yanına gidip koluna girdi.Birlikte B bloktaki sınıflardan mavi kapılı olanın önüne geldiklerinde onu sınıfına bırakıp kendi de A bloğa gitti.
"Akuagawa gittiğinden beri sırası bomboş.Onu özlüyorum doğrusu." diyordu Tachihara Teruko'ya.Tecchou sohbetlerini bölerek yanlarına oturdu ve selam verdi.
"Hayrola Tecchou,yüzünü gören cennetlik?" dedi Tachihara.Teruko zaten onunla konuşmuyordu ancak bugün küslüğü bitirmeye kararlıydı.
"Seviyorum oğlum ne yapayım"
"Anladık seviyorsun da biraz da bizle takılsan hiç fena olmaz"
"Bizle derken?Teruko Hanım eşcinsellerden hoşlanmıyormuş Tachihara.Beni yanında istemez."
"Şey aslında ben..." diye söze girdi koyu pembe saçlı kız.
"Senden özür dilerim Tecchou,arkadaşlığımızı cinsel yönelimin yüzünden bitirmek istemem."
Geniş omuzlu genç,kızın dediklerini idrak ettiğinde şaşkınlıkla dönüp ona baktı ve gülümsedi.Aslında o da en başından beri küs olmalarından hoşlanmıyordu fakat gurur yapıyordu.Şimdi aralarındaki buzlar eridiği için sevinçliydi.
"Teruko,ben de senden özür dilerim!Fikrine saygı duymalıydım." dedi ve küçük bedeni kocaman kollarıyla kaplayarak sarıldı kıza.Tachihara ise kenarda ne olup bittiğine anlam veremez bir şekilde izliyordu onları.
"Günaydın çocuklar." diyerek kapıdan içeri girdi kimya öğretmeni Mori-sensei.Öğrenciler biyoloji öğretmeni Yosano-san'dan,matematik öğretmeni Kunikida-san'dan ve bu adamdan deli gibi korkuyorlardı.
"Günaydın Mori-sensei!" dedi hepsi ayağa kalkarken.
"Oturun çocuklar.Ah bu arada,bugün derse kızım da eşlik edebilir mi?Elise-chan!İçeri gelebilirsin!"
Kapı hafifçe aralanıp da içeri sarı saçlı küçük bir kız girdiğinde önde oturan birkaç kız yanına oturması için yer açtılar.
"Kızınız çok tatlıymış Mori-sensei" dedi Tachihara bir yandan da kimya defterini açarken.
Siyah saçlı adam mırıldandı: "Annen gibi"
"Efendim hocam?"
"Annesi gibi diyorum...Ondan almış tatlılığını." Adam zoraki gülümsemeyle cevap verdi çocuğa.Ardından derse başladılar.
Tüm ders öğrenciler not alırken küçük kızın tatlı hareketler yapmasıyla,Mori-sensei'nin Tachihara'yı göz hapsine almasıyla ve gülüşmelerle geçmişti.Derken tüm okulda her 50 dakikada iki kere çalan zil -Für Elise- çaldı.Bunun üzerine herkes ahırdan çıkan koyun gibi sınıftan çıkmaya başladı.
"Ango-san,zil çaldı.Artık çıkabilir miyim?" diye sızlanıyordu Ryuunosuke karşısındaki "at ağızlı" adama.
"Tabi,Kunikida-san çıktıktan sonra sen de çıkabilirsin."Siyah saçlı gencin şimdiki dersi matematik olduğu için Kunikida-san B bloğa gelmiş ve Ango-san eşliğinde ders anlatmaya başlamıştı.Şimdi ise çalan zille beraber dosyalarını toparlayıp çıkıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rashōmon'un Ölüleri
FanfictionAna ship: [shin soukoku] Yan ship:[suegiku] Daha da yan ship: [soukoku] "Ailen gerçekten çok stres verici Atsushi..." "Maalesef öyleler.Ama seninle birlikteyken bu daha az sinir bozucu oluyor." "Öyle mi?Belki de sen de benim yaptığım gibi onları ö...