17| 28 Mart 2023,Pazartesi

60 13 7
                                    


Çekip çıkardı bıçağı siyahlının karnından Chuuya.Ryūnosuke acıyla indiledi.Fakat daha ne olduğunu anlayamadan az önce ağzını yardığı adamın yanına yıkılmıştı.

"Özür dilerim Ryu..." Kızıl saçlı adam havaya fısıldayarak sol gözünden bir yaş akıttı.Daha sonra sınıftaki delilleri temizlemeye başladı.

Dolabın tutacağını Ryūnosuke'nin tutması onu katil yapmazdı çünkü sınıfı burasıydı ve sandalyeler de emici ahşaptan yapıldığı için parmak izi barındırmıyordu.Bu yüzden onları boş verip direk demir vidaya odaklandı.

Bulundukları sınıfın hemen yanında personel odası vardı,oradan küçük bir elektrikli süpürge ve nemli bez alarak vidadaki parmak izini temizleyebilirdi ama hemen sınıfın önüne bakan kamera varken bu imkansızdı.

Vidayı çantasına koyup olay yerini kendi aleyhine olacak şekilde düzenledi.Ango'nun gözlüklerini ve kapının anahtarını imha etmek üzere çantasına koydu,ikisinin kanından ve tükürüklerinden kıyafetine bulaştırdı ve Ryūnosuke'nin tırnaklarını kendi derisine sürterek işi garantiledi.-Tırnak içinden ve tükürükten de DNA örneği alınıyordu-

En sonunda sanki suçu kendisi işlemiş de delilleri örtmeye çalışıyormuş gibi sınıfın önüne çıkıp etrafına-şüphe çekecek derecede- baka baka koridora çıktı.B bloğunda az kişi olmasından ve ders saatinde olmalarından faydalanarak hızlıca koridordan çıktı-bunu yaparken arkasında "bilinçsizce" kan izleri bırakmaya özen göstermişti-.Acilen birine görünüp ambulansı aramasını sağlamalıydı yoksa Ryūnosuke ölebilirdi.

"CHUUYA!" O sırada genç kadın-Yosano- karşıdan hayret ve endişe içinde bağırdı.Onu duyan diğer öğretmenler de hızla adamın yanına üşüşecekken kızıl saçlı adam kaçıyormuş gibi yapıp en sonunda müdür tarafından yakalandı.Kan izleri takip edilip de olay öğrenilince hemen gerekli acil numaralar arandı fakat yine de kimse Chuuya'nın böyle bir şey yapabileceğine inanmıyordu.

"Onları siz mi öldürdünüz Chuuya-san?" diye sordu Kunikida görevliler iki bedeni ambulansa bindirirken.Chuuya önce rahatladı fakat sonra ambulans sireni çalınca dehşete kapıldı.Ambulans sadece acil durumlarda siren çalardı ve Ango-san çoktan öldüğüne göre-bilmiyordu,belki de ölmemişti.Sonuçta ölmüş olsaydı ambulansa koymazlardı -Ryūnosuke'nin hayatı tehlikede demekti.

O an çantasındaki vida benzeri delilleri hatırladı.Etrafındaki polisler ve insanlar ona tonlarca soru sorarken o ise delilleri nasıl yok edeceğini düşünüyordu.Onlar Ryūnosuke'nin katil olduğunu kanıtlayabilecek tek şeydi ve hemen imha edilmesi gerekiyordu.

"Bizimle karakola gelip ifade vermek zorundasınız." dedi bir polis ve adamın kanlı ellerine kelepçe takıp arabaya bindirdi.Ne yapacaktı?Bu saatten sonra o çantaya yapacağı her hareket bir sürü polis tarafından dikkatle incelenecekken o delilleri nasıl yok edecekti?Kara kara düşündü kızıl saçlı adam.Oğlu gibi gördüğü,canından çok sevdiği bu genç akıl hastanesine kapatılırsa kahrından,üzüntüsünden ölmezdi belki ama yataklara düşebilirdi.

"Yürü!" diyerek arkasından itti onu polis.Karakola girip vakit kaybetmeden sorgu odasına geçtiler.Koridorda yürürken"İşte şimdi her şey bitti.O eşyaları saklamanın hiçbir yolu kalmadı,kesin Ryu'nun başı derde girecek!" diye düşündü Chuuya.Tüm ümidi kesilmişti ki aklına gelen fikirle gözleri parladı.

"Elimdeki eşyaları Ryūnosuke'nin aleyhine gösterirsem suçumu örtmeye çalıştığımı düşünürler,sınıfı da kendimi katil gösterecek şekilde düzenledim,Ryū'ya sapladığım bıçağı bile ortada bıraktım.Oğlumun suçlu çıkmasına imkan yok!"

Fakat işler pek de istediği gibi gitmemişti.Her ne kadar ifadesinde her şey plandığı gibi olsa da bir hata yapmıştı ki o da devletin polisini salak yerine koymaktı.Otopsi raporunda Ango'nun tahmini kaç saat önce öldüğü kamera kayıtlarıyla eşlendiğinde o sırada odada bulunan tek kişinin Akutagawa olduğu ve Chuuya'nın sınıfa çok daha geç geldiği ortaya çıkmıştı.Tabi bir de çantadaki deliller vardı...Kısacası kızıl saçlı adam işleri batırmıştı.Üstüne üstlük yalan ifade verdiği için o da suça ortak gözüküyordu.

"Kahretsin..." dedi önce sakince,nezarethanede beklerken."Anasını sikeyim böyle işin!" daha sonra oturduğu bankımsı tahta şeye bir tekme attı.Şimdi hem Ryūnosuke akıl hastanesine gidecekti hem de kendisi hapse girecekti.Hatta adam öldüğü için müebbet yeme ihtimali bile vardı ki düşüncesi bile onu deli etmeye yetiyordu.

***

"Hepsi benim yüzümden..." dedi hastanede yatağa kelepçelenmiş halde yatan Ryūnosuke.Ameliyattan sonra hayati tehlikesi geçmişti fakat hala daha karnı acıyordu.Chuuya-san'ın durumunu hemşireden öğrenemeyince endişeye kapılmış,adamın başına bir şey gelmemesi için başından beri dualarına cevap vermeyen Tanrı'sına dua etmeye başlamıştı.

Boynundan hiç çıkartmadığı Haç'ı elleri arasına aldı,"Yüce İsa..." dedi ve duasını ettikten sonra İncil'den bir kısmı ezbere okudu:

"Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı. Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı. Tanrı'nın Ruhu suların üzerinde hareket ediyordu. Tanrı, 'Işık olsun' diye buyurdu ve ışık oldu..." Bu böyle uzun bir süre devam etti. "Yaratılış 1" kısmını bitirdikten sonra sımsıkı kapattığı gözlerini araladı,bulunduğu odayı inceledi.

Ortalama bir devlet hastanesi odasıydı,farklı olan pek bir şey yoktu ancak burdan sonra gideceği yerin bu kadar alışıldık olmayacağını biliyordu.Hatırladığı gerçekle çaresizliğe düştü.O sırada odanın kapısı da açılmış,içeri bir düzine polis girmişti.

"Hasiktir..." dedi Ryūnosuke tımarhaneye sevk edileceği araca binerken.Chuuya-san'ın hapishanede olduğunu az çok tahmin ediyordu.

"Bırak ilerlemeyi başladığım yerin de gerisindeyim..."

Rashōmon'un ÖlüleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin