O olaydan 3 gün sonraydı.Ryuunosuke gerekli takiplerin yapılması şartı ile serbest bırakılmış,Higuchi ise erken müdaheleye rağmen kan kaybından ölmüştü-mezarlığı ise annesinin isteği üzerine kendi yaşadığı şehirdeydi-.Fakat bundan daha kötüsü vardı ki o da sarı saçlı kızın ölümü üzerine amcasının Ryuunosuke'yi arayıp kızını öldürdüğü için para istemesiydi.E Ryuunosuke de dediğini yapmıştı tabi,vicdan azabından ölmesine rağmen hapse girememesi yeterince dertti onun için.Şimdi ise okulun A bloğundan özel eğitim sınıfları için ayrılan B bloğuna geçmiş,gizli tutulmasına rağmen işlerin ters gittiğini anlayan öğrencilerin acıyan bakışlarına maruz kalmıştı."Az bile yapıyorlar..." diye düşünüyordu Ryuunosuke.Onca yıla ve sonunda kavuştuğu sevgiye rağmen hâlâ daha normal insanların yapması gerektiği gibi "Rashomon"u dizginleyemiyordu.Ona acınmayacaktı da kime acınacaktı Tanrı aşkına?
"Yeter..." dedi ona "kendini tanımak" ile ilgili bir şeyler söyleyen öğretmene.İmkanı olsa tüm derslerine rehber öğretmen Chuuya-san'ın girmesini tercih ederdi ama onunla yalnızca haftada iki kere dersi vardı.Diğer tüm saatleri suratsız Ango-san ile geçiyordu.Adam ne Chuuya-san gibi sevecendi ne de Oda-san gibi karşısında rahat hissedebileceği biriydi.Tamamen stres küpüydü ve işini para için yaptığını aşırı belli ediyordu.Matematik Türkçe gibi derslerini bu adamla beraber işliyor,en ufak bir ters hareket yaptığında
Ango-san dersi anlatan öğretmenden Ryuunosuke adına özür dileyerek gence memnuniyetsiz bir şekilde bakıyordu."Kes sesini de beni dinle Akutagawa.Önemli bir şey anlatıyorum."
"Bunları Oda-san da anlatıyor."
"Öyle mi,ne güzel.Bu kıymetli nasihatları iki kere dinleme şansını bulman çok hoş."
Derin bir of çekti ve kafasını masaya koydu siyah saçlı genç.Tüm bunlara ne gerek vardı?Bu at ağızlı adam karşısında saçma sapan şeyler zırvaladığında her şey düzeliyor muydu ki? "Hayır!" diye yanıt verdi içinden kendi kendine Ryuunosuke.Aksine onu dinlerken çok sıkılıyor,bu yüzden de giderek okuldan ve insanlardan soğuyordu.Üstüne üstlük Rashomon her geçen gün daha da kararıyor,büyüyor ve karşı konulmaz oluyordu.
Nihayet zil çaldı,Ryuunosuke okulun bitmesinin sevinciyle eve gitti ve her zamanki alışkanlıkla işe gitmek için hazırlanacaktı ki işten kovulduğunu hatırladı.Yani tam olarak kovulma sayılamazdı,Dazai-san tüm bu olanlardan sonra ona bir işe devam etmenin zor olacağını söyleyip ayrılmasını istemişti ve o da bunun üzerine işi bırakmıştı.Böylesi hem Dazai-san hem de müşterileri için daha iyi olmuştur,diye düşünmeden edemiyordu Ryuunosuke.Her ne kadar işten bir kere bile kaytarmasa da o dükkanda en başından beri istenmediği açıktı.
Fakat şimdi hem amcasına para vermesi hem de işten ayrılmasıyla ekonomik bir sıkıntıya girmişti.Oda-san'ın seansları ucuz değildi ve düzenli bir maaşı varken bile ödemesi zordu.Ryuunosuke salondaki koltuğa oturmuş kara kara ne yapacağını düşünürken kapı çaldı.Siyah saçlı genç açmadan önce "Kim o?" diyerek gelen "Benim" sesi üzerine kapıyı açtı.
"Hoş geldin." dedi karşısındaki beyaz saçlı gence.
"Hoş buldum,ne yapıyorsun?"
"Nasıl para kazanacağımı düşünüyorum."
"Oh,sen işten çıkmıştın değil mi..."
"Evet..."
İki genç koridordan geçip salona geldiklerinde üçlü koltuğa oturdular.
"Başka bir iş bulamaz mısın?Paran olmadan tedavi görmen çok zor."
"Aslında Chuuya-san eminim ki bana ödemeyi teklif eder ama ben buna izin veremem.Olur da bir gün aramız açılırsa 'Benim sayende iyileştin' demesini istemiyorum.Ama bu durumda iş bulmak kat kat daha zor!Atsushi,ne yapacağım ben?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rashōmon'un Ölüleri
FanfictionAna ship: [shin soukoku] Yan ship:[suegiku] Daha da yan ship: [soukoku] "Ailen gerçekten çok stres verici Atsushi..." "Maalesef öyleler.Ama seninle birlikteyken bu daha az sinir bozucu oluyor." "Öyle mi?Belki de sen de benim yaptığım gibi onları ö...