O olayın üstünden 2 gün geçmiş,Ryūnosuke akıl hastanesine Chuuya ise cezaevine transfer edilmişti.Tüm okulun bu olanlardan haberi olsa da Atsushi'ye henüz ulaşılmamıştı.Daha doğrusu ulaşılamamıştı."Bir yakınımı arayabilir miyim?" diye sordu yanındaki doktora siyah saçlı genç.Geçtiği iki gün boyunca fırsatı olmadığından arayamamıştı sevgilisini.
"Üzgünüm Akutagawa,ilk bir hafta boyunca kimseyle görüşemezsin.Ama istersen ben arayıp durumu anlatabilirim."
Siyah saçlı başıyla onaylayarak numarayı verdi ve doktorun odadan çıkmasını izledi.Ardından ağlayabildiği kadar ağladı.Atsushi'nin oldukça meraklandığından emindi.
Öte yandan beyaz saçlı ise dört bir koldan ona ulaşmaya çalışıp en sonunda okuluna gitmiş ve müdürden tüm olan biteni öğrenmişti.Bir de üstüne doktor arayıp birkaç bilgi daha ekleyince fevkalade bir dehşete düştü zavallı genç.Ne yapacağını bilemedi.
"Ryu..." diye sayıklayarak uyandı uykusundan.Koltukta kestirmek için biraz uzandığında uyumuş olmalıydı.Kalkıp saate baktı,akşam 5'i 9 geçiyordu.
"Atsushi,hiç iyi görünmüyorsun.Hadi kalk da bir tas çorba iç lütfen." dedi arkadaşı Tanizaki uyandığını görür görmez.Turuncu saçlı genç Atsushi'nin bu kötü zamanında ona destek olmaya gelmişti.
"Teşekkür ederim Tanizaki.Ama hiç iştahım yok."
"Öyle olmaz ki,güçten düşeceksin diye çok korkuyorum.Benim hatrım için ye,lütfen."
"Peki..." dedi ve derin bir nefes verip hızlı bir hareketle ayağa kalktı öteki.Kalktığı gibi de açlıktan başı şiddetle dönmeye ve gözleri kararmaya başladı.Sevgilisinin durumunu öğrendiğinden beri ağzına bir bardak sudan başka hiçbir şey değmemişti.
Tanizaki'nin de yardımıyla mutfağa gitti,masaya oturdu.Arkadaşının önüne koyduğu mercimek çorbasını içerken bir yandan da ağlamamak için kendini zor tutuyordu.En sonunda dayanamadı,kaşığı çorba tasının içine bırakıp sessizce ağlamaya başladı.Aralarındaki sessizlik ona güzel anılarını hatırlatmış,şimdiki haliyle kıyaslayınca da acı çekmesine sebep olmuştu.
"O ölen sarışın kız ne demişti bir keresinde biliyor musun?" dedi sesinin kırılganlığı hala gitmemişken.
"Eğer ikimiz de daha iyi bir babaya sahip olsaydık belki de bunların hiçbiri olmazdı." Ve ağlaması daha da şiddetlendi.Anıları gözünün önünden geçtikçe daha da içi acıyordu.Başlarda ondan korkması,taşınma düşünceleri,ilk öpüşmeleri...Hafızasından yakınan o muydu gerçekten?Neden tam da şimdi her şeyi çok net hatırlıyordu?
"Acaba ona nasıl davranıyorlar..."
"Merak etme Atsushi,eminim iyidir.Ben inanıyorum,sen de inan ki iyileşip geri gelsin."
"Ama ne kadar süre orda duracağını bilmiyorum ki...!"
"Bu Akutagawa'ya bağlı.Ne kadar çabuk düzelirse o kadar hızlı geri gelir."
"Ama o hasta bile değil ki!"
Acıyan gözlerle arkadaşına baktı Tanizaki.Kuşkusuz,Ryūnosuke hastaydı.Daha önceden değilse bile Ango'yu bilinçli bir şekilde öldürdüğünden beri hastaydı.Kafasında itaat ettiği bir ses,etrafında onu korkudan deliye döndüren kardeşiyle kim hasta olmazdı ki!Rashōmon gencin kafasına aniden girmiş,yavaş yavaş ele geçirmişti.Öyle ki Atsushi,Chuuya ve öldürdüğü kişiler dışında kimseyi hatırlamıyordu.Hepsi sanki birer bulut olmuş ve zihninden sessizce uçup gitmişti.
"Gin..." dedi mırıltıyla yatakta yatarken.Ruh ve Sinir Hastalıkları Merkezi-kısaca tımarhane- denilen bu yerde iki gün bile ona cehennem gibi gelmişti.Kendisine şizofren muamelesi yapılıyor-bilemezdi,belki de gerçekten öyleydi, verilen ilaçlar nedeniyle artık neyin ne olduğunu seçemiyordu.- buradaki tuhaf insanlarla yaşamaya zorlanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rashōmon'un Ölüleri
FanfictionAna ship: [shin soukoku] Yan ship:[suegiku] Daha da yan ship: [soukoku] "Ailen gerçekten çok stres verici Atsushi..." "Maalesef öyleler.Ama seninle birlikteyken bu daha az sinir bozucu oluyor." "Öyle mi?Belki de sen de benim yaptığım gibi onları ö...