Sadece sen

1.1K 142 153
                                    


"Senin yüzünden 300 tl ye yeni tişört almak zorunda kaldım!"
"Napsaydım? Bindirdin beni o şeye."
"Üstüme kustun! Başka yer yok muydu?"
"Of tamam söylenme ya!"

"Öf. Açım ben"
"Yemek ye o zaman"
"Oha einstein."
"Nerde yiyelim ne yicez"
"Annenin ayaklarini. ŞAKA!"
"Sal annemi"

Jisung minhoyu ikna ettikten sonra lunaparkın kafesinde pizza yemeye giderler.
"Gele gele pizzacıya geldik. Kusmuklu pizza olacak midemde."
"Ya sussana! Midem bulandı"
"Benim midem şuan halay çekiyor zaten"
"YA SUS! Bende kusucam şimdi"
"Tişörtü kendin ödersin."
"Bunuda kendim ödedim zaten."

Garson gelip siparişi sorar, 1 orta boy pizza söylerler. Yaklaşık 15 dakika bekledikten sonra pizza gelir ve yemeye başlarlar.

"Bu nasıl pizza ya? Kedi maması gibi kokuyor."
"Evde çok kedi maması yemişsin heralde ondan öyle gelmiştir"
"Hahahahahahahahahhahahahahahhahahahahhaahahahhahahahahah"

"Ne gıcık insansın sen ya." Diye atıldı jisung.
"Sen kendine bak? Hayatımda böyle inatçı insan görmedim."
"Ha? Ben mi inatçıyım? Götümle güldüm"
"Bi daha senle dışarı çıkanın var ya."
"Bayılıyordum bende sana."
"Ben sana çok bayılıyorum emin ol"
"Belli'

"Sus yoksa kafanı şu pizzaya sokacağım."
Jisung susar. Pizza bittiğinde hesabı öder ve kalkarlar.

" sen ne aptal bi insansın"
"Ne? Ne var?"
Minho elini uzatıp jisungun dudağının kenarını temizler.
İkiside sessiz kalıp yürüyemeye devam ederler.

Yine Jisungun zoruyla 360 adında insanın götünü ağzına sokup ahirete yollayan o alete binerler. Daha alet arkaya doğru dönmeye başlar başlamaz minho çığlık atmaya başlar, jisunga çığlık atıyordur ama onun yüzü gülüyordur. Jisung, minhoyu ilk defa çığlık atarken gördüğünü düşünür. Korkusuz değil miydi ya bu?

10 dakikanın ardından alet durur ve kemerler açılır, jisung iner ve çıkışa yönelir ama arkasına baktıgında minho yoktur. Kalabalığa yönelir, minho yine bayılmış ve etrafına bir sürü insanı toplamıştı.

Jisung kalabalığı aralar ve görevliyi iterek minhonun yanına gider.
"Minho, iyi misin? Yine mi bayıldın ya!"
Görevli jisunun omzundan tutup geriye doğru iter, "çekilirsen arkadaşını kendine getireceğiz."
"Tamam özür dilerim."

Jisung pişman olmuştur. Neden bu kadar ısrar edip bindirdim ki.
Kalabalık sessizleşir ve bir ses duyulur.

"Jisung, seni sikeceğim."

Lan minhonun sesi bu. Uyanmış belli ki, gitmesem mi? Kaçsam mı? Öldürür bu beni. Gerçekten öldürür. Sikmekle de kalmaz! Beni evinin bodrumuna atıp orada kilitler, ayağıma zincir bağlar ve yüzüme su damlatarak çin işkencesi yapar. Üstümden o motoruyla geçer, kafamı kedilerine yedirir. Kaçsam mı? Çabuk düşün jisung!

Jisung tam ileri doğru bi adım atacakken büyük bir el jisungun kolundan tutar. Sıçtım. "Eee şey.. selam minho."
"Jisung geberteceğim seni. Uzaklaşalım şurdan."

"Aaa eeeee şey özür dilerim"
"Dile"
"Ya ama salak adam ya! Yine bayılmayı başardın ya! Binmeseydin? Ben mi zorla bindirdim sanki? Sen cidden beyinsizsin"
"Jisung olmayan beynini çıkartıp sana yediririm tamam mı! Zorla bindirmemişsin gibi! Sikerim seni sus, nefret ettirdin kendinden"
"Zaten hep nefret ediyordun bişey değişmedi, bendede değişmedi hala nefret ediyorum merak etmeeee"

Jisung siksin diye mi susmuyorsun?

"Yani napayım kendin binmek zorunda değildin tamam belki sana binelim demiş olabilirim ama hayır diyebilirdin tamam hayır demiş olsanda bana bir tane şöyle tokat atabilirdin her zaman yaptığın gibi ve bende daha ısrar etmezdim binmezdik yani benim suçum değil senin sürekli bayılman senin-"

Minho artık dayanamaz ve jisungu tutup kendine çeker.
Elini boynuna yerleştirir ve uzanıp öper.

"Susmayı bilmez misin sen?"

Jisungun gözleri büyümüştür, minhoya bakıyordur. Gözlerini yere çevirir.
Jisung artık konuşmuyordur, hatta öyle bir dili tutulmuştur ki 15 dakika konuşmamıştır.

"Sessiz olman dahada sinir bozucu, konuş tamam."

Ya sende bişeyi begenmiyosun minhosum

"Tamam konuştum.."
"Bincez mi biseye?"
"Dönme dolap"

Haydaaaaaaaaaaa. İyiki yükseklik korkumuz var ha. Lunapark bana göre değilmiş sanirim, herşey yüksek hız ay aman. Atlı karıncaya bineriz diye gelmiştim ben, gondola dönme dolaba bindiriyor.

"Tamam."
İkiside dönme dolaba doğru yönelir ve binerler.

"Hızlı ilerlemiyor mu bu normale göre?"
"Normali zaten böyle minho"

İkiside yanyana oturmuş dışarıya bakıyorlardır. Yani minho değil, jisung. Minho kapılardan uzaklaşıp sadece yere bakıyordur.

Minho kapılardan uzaklaşmak için iyice yana kayarken jisung bakışlarını ona doğru çevirir. "Düşeceğiz, neden beni ittiriyorsun?"

Bunu söylerken dönme dolap en üste varmıştır bile. Minho hiç düşünmeden birden jisunga sokulur. Hatta binevi sarılır.
"Hey, iyi misin sen?"
"Anlamıyor musun yükseklik korkum var işte!"
"Ne! Neden o zaman lunaparka geldik ve bunlara biniyorsun?"
"Sen istedigin icin, jisung. Senin için biniyorum"
"Söyleseydin keşke.."

Tam dönme dolabın en üstündeyken,
Jisung bir kolunu minhoya atar ve sarılır.
Tam minhoyu alnından öpecekken minho uzanıp dudağından öper.

"Seni seviyorum aslinda, biliyor musun?"
"Biliyorum"

"Ne kadar nefret ettigimizi söylesekte biz aslında birbirimizi seviyorduk. Neden sadece seni öpmeyi seviyorum?"
"Bende seni seviyorum. Sadece seni, milyonlarca kişi içinden sadece senin yanında güvende hissediyorum."

İkiside birbirine sarılır, minho artık yüksekte oldugunu bile unutmuştur, çünkü şuan zaten bulutların üstündedir.

Bir ses ile bakışlarını yana çevirirler.
"İnme zamanınız geldi! Atlasanıza!"
Görevli ikiliye sesleniyordur,
jisung son anda atlamıştır ama minho içeride kalmıştır.

"Minho? Lan! Ayakta ve yükseliyor."
Minho aşağı bakakalmıştır. 10 dakikanın ardından atlamayı başarır.

"Aptal ya."
"Öf, çok korktum."
"Tamam gel buraya"

İkiside el ele tutuşur ve lunaparktan çıkarlar.
"Seni eve bırakayım mı? Sevgilim."

Bölüm donuBunlarıda sevgili yaptım artık içim rahat ölebilirim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Bölüm donu
Bunlarıda sevgili yaptım artık içim rahat ölebilirim

Telefon/MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin