3, home

1.8K 165 77
                                    

yorum yapmayi ve oy vermeyi unutmayinn💖💖!!

.

Chaeyoung'un evinin balkonunda güzel günbatımına karşı oturmuş bir yandan yüzümüzden düşmeye meyilli kağıt maskeleri düzeltiyor bir yandan da yakışıklı bulduğumuz instaboy'ları puanlıyorduk.

Elim telefonumun ekranında gezinirken sonunda aradığım hesabı buldum, üzerine tıklayıp ekranımı Chaeyoung'a döndürdüm. "Bak, ben böyle seviyorum." telefonu eline alıp inceledikten sonra onaylamaz mırıltılar çıkardı. "Kasları hiç belirgin değil ya bunun, ben belirgin belirgin severim." cilveli cilveli güldükten sonra telefonumu masaya bıraktı. Onun bu haline ben de gülerken Chaeyoung'un telefonu çalmaya başladı.

Telefonu eline alır almaz göz devirmesinden kim olduğunu hemen anladım, "ne var Jungkook?" aramayı cevaplayıp telefonu hoparlöre aldı ve ikimizin ortasına, masaya bıraktı.

"Bugün yine kırıcısın Chaeyoung," diye cevapladı Jungkook yapmacık bir hüzünle ve sonra gayet multu, heyecanlı bir şekilde devam etti. "Hazırlanın da alayım sizi, Flip'e geçeriz. Taehyung'la da konuştum o da gelecek, dört kişi bir garip ama sıkıntıdan öleceğim amına koyayım."

Bizimkilerle en son bir hafta önce, Taehyung o Japon çocuğu dövdüğünde görüşmüştük. Sonra herkes dağılmıştı, Lalisa Tayland'a, Jimin ve Yoongi Busan'a ailesinin yanında dönmüştü. Biz de Chaeyoung'la bol bol kızlar gecesi yapmış, saatlerimizi alışverişte ve kuaförde geçirmiştik. Ama Jungkook, normalde Taehyung'un evinden çıkmamasına rağmen bu bir haftada sürekli bizi darlayıp buluşmak istemiş, hatta biz reddedince gecenin köründe elinde pizza kutuları ve içki şişeleriyle evi basmıştı.

"Sonunda Taehyung aklına geldi yani?" dedi Chaeyoung bizi rahatsız ettiği zamanları ima ederek, "Ya kızım karıştırma işte onu. Siz hazırlanın, saat dokuz buçuk-on gibi alacağım ben sizi, gelmeden on dakika önce ararım inersiniz aşağı." Chaeyoung Jungkook'la biraz daha uğraşıp onu sinir etti ama sonunda kabul ettik, hazırlanmak için yaklaşık 2 buçuk saatimiz vardı. Bu yüzden acele etmedik, yemeğimizi de yiyip öyle başladık hazırlanmaya.

Chaeyoung neredeyse dolabının altını üstüne getirirken ben bugünkü alışverişimin poşetlerinden lila renkli kısa elbisemi ve beyaz ince bantlı topuklularımı seçip giyindim. İşimi bitirip makyaj masasına yerleşirken Chaeyoung isyan ederek kendini yatağa attı, "Giyecek hiçbir şeyim yok!" kendim de evde sürekli böyle isyan ettiğimden sadece güldüm, "aptal, bugün aldığımız siyah elbiseni giysene." yüzü aydınlandı ve ayaklandığı gibi alışveriş poşetlerini boşaltıp siyah elbisesini aramaya koyuldu.

Ben de bu sırada saçlarımın bir kısmını örüp Chaeyoung'un masasında bulduğum mor renkli kurdeleleri örgülerime taktım ve sadece gözlerimi öne çıkaracak sade bir makyaj yaptım, çok da sade görümemesi için göz pınarlarıma ışıltılı taşlar yapıştırdım.

...

Jungkook evden çıktığını söylemek için beni aradığında, ben tamamen hazırdım ama aynı şey Chaeyoung için pek geçerli değildi.

Sürekli makyajındaki veya üzerindeki bir şeyleri değiştirmek istiyor, değiştirince de beğenmeyip eskiye tekrar dönmek istiyordu. Bu yüzden zavallı Jungkook aşağıda yirmi dakika kadar bizi beklemek zorunda kaldı.

Onu daha fazla bekletmemek adına Chaeyoung'u zor da olsa kolundan sürükleye sürükleye aşağı indirdim, kavga edeceklerini bildiğimden ön koltuğa ben oturdum, arka koltuğa da onu ve elindeki koca makyaj çantasını oturttum.

Yolun ilk dakikları cidden eziyet gibiydi, Jungkook Chaeyoung'a bağırıyor Chaeyoung'da aynı şekilde ona karşılık veriyordu. Birbirlerine saçma şeylerden laf atıp duruyolar, sinirini laflara çıkaramayan Chaeyoung Jungkook'un omuzlarını çürütecek cinsten sertlikle ona vuruyordu.  Ama daha fazla dayanamadım, ikisine de sağlamca bağırdım, yol boyu bir daha ağızlarını açmadılar.

shooting starsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin