shooting stars

8, don't runaway

kizlarrr yazdigim en uzun bolum oldu. keyfini cikarin✋️💞

bolum atlamayin 😡 oy vermeyi ve yorum yapmayi da unutmayin😡 sizi seviyoruZ😡

.

Kollarını iki yana açmış gülümseyen Jimin'e kocaman sarıldım, onu özlediğimi söyledim ve hâlini hatrını sordum. Kısa soluklu bir konuşmadan sonra o arkamdaki Chaeyoung'a sarılırken ben de tanıdık koyu gri koltuğa bıraktım kendimi.

Taehyung'un evime gelip tek bir kelime bile etmeden gitmesinin üzerinden saatler geçiyordu. O gittikten sonra neredeyse bütün gecemi mesaj ekranımızı izleyip 'yazsam mı, yazmasam mı?' diye düşünerek geçirmiştim, en sonunda da yazmamaya karar verip şafak sökerken uykuya dalmıştım ama uykum sandığımdan kısa sürdü. Aynı anda hem kapı zilimi hem de telefonumu birden fazla kez çaldıran Chaeyoung, sabırsızlığından bütün gece uyuyamayıp saat sabah 7'de evime damlamıştı.

Kapıdan girdiği ilk on dakika sorularıyla kafamı şişirmekten çekinmedi. Sonra bana neler olmuş olabileceği ile ilgili yaklaşık on tane teorisini anlattı, yalan söylemeyeceğim, birkaçı dışında gerçeğe oldukça yakınlardı.
Birkaçı diye bahsettiklerim, ciddi anlamda seviştiğimize dayalıydı. Hatta vanilya, fantezi ve sadece ağız işi olarak üçe ayrılmıştı. Gözlerimin içine baka baka, detaylıca anlatmaya başladığında utancımdan renk değiştirdiğime yemin edebilirim. Gerçi onun istediği de buydu, o gece böyle şeyler yaşanmadığını biliyordu ama beni Taehyung hakkında utandırmak ve tepkilerimi ölçmek kesinlikle hoşuna gidiyordu.

Sonrasında ise neler olduğunu anlatmam gerekti. İlk önce kendimi banyoya kitledim
-cidden kitledim- , sonrasında kahvaltı hazırlayalım diye geçiştirmeye çalıştım ama Chaeyoung bu bahanelere karşı çok uyanıktı. En sonunda kaçamayacağımı anlayıp utansam da her şeyi anlattım. Anlattığım ilk beş dakika tepki vermeyip elini çenesine yasladı ve düşündü, meğersem bu fırtına öncesi sessizliğiymiş.

Sonraki saatler hiç susmadı. Taehyung ve bana bir 'çift adı' buldu, Taehyung'un kadınlara, çocuklara ve hayvanlara karşı nazik, sevecen olduğunu söyleyip zaten benim de şahit olduğum onlarca anı anlattı; Taehyung ve babamın kesinlikle benzemediğine dair otuz dakikalık bir konuşma hazırladı ve bu sefer de Taehyung'un geçmişi ve ailesiyle ilgili teoriler kurmaya başladı. Delirdiğini düşündüğüm saatlerden sonra ancak Jimin'den gelen aramayla rahatlayabilmiştim. Havaalanından yeni çıktığını ve akşam herkesi kendi evine içmeye davet ettiğini söylüyordu, Chaeyoung'dan kurtulmak için kısa sürede hazırlandım ve hava kararmaya yüz tutarken evden çıktık.

Saatler sonra sessizliğin verdiği rahatlıkla derin bir nefes aldım ama bunun kısa sürceğinin de oldukça farkındaydım. Taehyung kapıdan içeriye adımını attığı anda yine gerilecektim, kendimi ona bakmamaya zorlayacaktım ve büyük ihtimalle şuan tam yanıma yerleşen Chaeyoung'un imalarına maruz kalacaktım.

Rahatlıkla aldığım nefesi sıkıntıyla verdim. Yaklaşık bir yarım saat konuştuk, Jimin'in busan maceralarını dinleyerek aklımı boşaltmaya çalıştım ama Taehyung'un nerede olduğuyla ilgili sorular peşimi bırakmıyordu.
Üstelik kimsenin onun burada olmamasıyla ilgili bir sorunu yoktu- tam tersi haberleri varmış gibiydi, en azından uzaktan gelen Jimin'in onu sormasını beklerdim.

Uzun süre önce önümüze bırakılan biralardan birisini açıp büyük bir yudum aldım. Geçen geceden sonra alkolü kontrollü tüketmeye karar vermiştim ama şuan biraz olsun rahatlayabilmek için içmem gerekiyordu. İkinci yudumumu aldığım sırada kapı çaldı, gelen kişiyi tahmin etmek zor değildi. Koşarcasına oturduğu yerden kalkan Chaeyoung kapıyı açtı. Bulanık konuşma seslerinden sonra önde Chae, arkada Taehyung olarak içeriye döndüler.