Günlük

211 28 3
                                    

29 Kasım

Bugün edebiyat dersinde gruplaşa ödev yapacaktık. Proje niyetine geçecekmiş. Aradan çıksın bir an önce diye. Edebiyat projesi seçenler de ikili gruplar halinde birleşecekmiş. Kura çektik sınıfta.

Proje alanlar içinde Hazal da vardı. İsmi yazılanlar kısmındaydı. Ben de kura çekenler tarafında.

Sıra bana geldiğinde üç kişi kalmıştı geriye ve içlerinde Hazal da vardı. İçimde onun çıkması için bir yandan yalvardım. Ama sustum aynı zaman da. Beni istemiyordu. Bu canımı acıtıyordu. Kalbimin kırıldığını görünce de kendini üzüyordu. Onun üzülmesini istemiyordum.

Yerimden kalkıp hocanın masasının önüne geçtim ve katlanmış üç karta baktım. Elimle ilk önce biraz uzamış olan perçemlerimi geriye ittim ve kağıtlardan çektim bir tanesini.

Kafamı kaldırıp Hazal'ın olduğu tarafa baktım. Elini çenesinin altına yaslamış diğer herkes gibi bana bakıyordu. Ağır bakışlarımı ondan kalbim acıya acıya çektim ve "Mert," dedim. Mert'le birlikte yapacaktım. Hazal yine gelmemişti bana. Kurada bile gelmemişti.

Elimdeki kağıdı atmadan ağır ağır sırama geri geçtim. Kaan'la oturuyordum. Bana bir bakış attı bakışlarımı fark ederek. Elimdeki kağıdı, önümdeki test kitabının için koydum. Dudaklarımı ıslattım ve derse devam ettik.

Hoca ayarladıktan sonra derse başladı. O sırada hemen arkamda oturan Nisa omzuma vurduğunda geriye doğru dönüp ona baktım. Sessizce "Üzülme lan," dedi beni teselli etmeye çalışarak. "Ben Berk'le aynı dersten bile proje almadım, çaktırma."

"Gerek yoktu zaten. Boş ver." diyerek önüme döndüm. Arkamdan "Nasıl ya?" diye kendince söylenmeye başladı. Ardından benim de duyabileceğim bir şekilde "Vazgeçtim deme sakın!" dedi.

Bıkkınca soluk verip Nisa'nın duyabileceği şekilde "Vazgeçmem, ama darlamak istemiyordum, o yüzden gerek yoktu dedim. Şimdi, darlama beni. Ders dinle." dedim ve kendince mırıldanmalarını duymazlıktan geldim.

Çaprazımda oturan Hazal'a ilişti gözlerim bir ara. Beyaz kapaklı defterini açmış ve sağ alt köşesine karalama yapıyordu. Ne çizdiğini göremedim. Bir an elini çenesinin altından aldı ve geriye dönüp bana baktı. Sonra direkt gözlerini kaçırdı.

Gülümsedim.

Bir gün de böyle bitti işte.

Ve ona böyle uzaktan bakınca aklıma hep "Öyle Uzaktan Seviyorum Seni" şiiri geliyor aklıma. İlk okuduğumda anlamamıştım şiiri. Şimdi anlıyorum her mısrasını. Hatta yaşıyorum bire bir.

Ve herkese inat seviyorum. Bunu da yeni yeni farkediyorum. Hayatım değişiyor, düşüncelerim değişiyor.

Ama Hazal'ın duyguları bana karşı değişmiyor.

Canımı çok yakıyor bu. Kalbim ağrıyor.

Özgür

Benim De Bir Kalbim Var | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin