Step Brother/Yoonmin

thirteen

Çıkış zili çalmıştı. Çantamı hızlıca toplayıp Yoongi hyungun yanına gittim. Oda eşyalarını hızlıca toplayıp beni kolunun aktına aldı. Berabe öğretmenler odasına gittik. Beden hocası(Anderson) beni görünce yanına çağırdı.

Anderson:Jimin takım arkadaşlarına söyle bir saat sonra antrenman yapacağız.

Jm:Tamam hocam.

Geri Yoongi hyungun yanına gittim. Beraber öğretmenler odasıbdan çıktık.

Jm:Bir saat sonra antrenmanımız varmış.

Yg:O zaman eve gidince hemen doyurucu bir yemek hazırlıyım sonra seni getireyim.

Jm:Sen git gelle uğraşma hyung ben giderim.

Yg:Seni izleyeceğim için bence bir sıkıntı olmaz.

Tamam anlamında kafamı sallayıp telefonumu çıkardım ve voleybol takımında olanların olduğu gruba 1 saat sonra antrenman var yazıp gönderdim. Yoongi hyungla eve gidince,dün yerleştiremediğim bavulumdan şort ve tişört çıkarıp giydim. Aşağı indiğimde Yoongi hyung yemeği hazırlamıştı. Beraber yemek yedikten sonra antrenman için okulun spor salonuna gittik. Tam zamanında yetişmiştim. Çantamı kenara bırakıp yanlarına gittim. antrenör bize dizliklerimizi dağıttı. Hızlıca dizliğimi dizime geçirip antrenmana başladım.

Yoongi

Jimin cidden çok güzel voleybol oynuyordu. Onu izlerken ben yorulmuştum. Antrenör çok zor şeyler istiyordu ama onlar yorulmuyordu. Ya da vazgeçtim,sadece Jimin yorulmuyordu. Şuan 10 tane topu sırayla kurtarmaya çalışıyordular. Sıra Jimin'e gelince antrenör Jimin'e en uzak olan yere attı. Jimin anında koşup manşetle topu karşılayınca gözlerim olabildiğince açıldı. Sonraki topları da Jimin'in en uzağına attı. Sonuncu topu karşıladığı anda ağzından acı dolu bir inleme çıktı. Direk ayağa kalkıp koşarak yanına gittim. Yerden kaldırıp buruşturduğu anlına öpücük kondurdum.

Yg:Çok acıyor mu Jimin-ah?

Kafasını olumlu anlamda sallayıp gözlerime bakmaya başladı. Dolu dolu olan gözlerine baktıkça üzülüyordum. Antrenör gelip Jimin'in bileğine baktı.

Anderson:Hastaneye gitseniz iyi olacak.

Jm:ama antren-

Anderson:Bugünlük sana bu kadar yeter Jimin. Çok iyiydin ama hastaneye gitmelisin.

Jimin'i kucağıma alıp kenardaki çantasını tek koluma takıp spor salonundan çıktım. Arabaya gelince Jimin'i bindirip hızlıca bende bindim ve hastaneye doğru sürdüm. Hastaneye gelince biraz bekledikten sonra girdik. Bileğinde küçük bir çatlak vardı.

Jm:Ne zaman düzelir?

Dr:Bünyene göre değişir ama maksimum 3 hafta.

Doktor gerekli şeyleri söyledikten sonra Jimin'i kucağıma alıp çıktım. Eve gidince Jimin'i odaya götürüp yatağa bıraktım.

Jm:Hyung sence ne zaman iyileşir?

Yg:Bilmiyorum Jimin-ah.

Jm:En fazla 1,5 haftaya iyileşmesi gerek, 2 hafta sonra maçlar başlıyor.

Yg:Yedekler?

Jm:Yedekler daha maça çıkabilecek kadar iyi değil.

Yg:Zaten çok büyük bir çatlak değil iyileşir o zamana kadar.

Beni onaylayıp bileğine baktı. Sol bileği çatlamıştı.

Jm:Önceden de çatlatmıştım.

Yg:Onu nasıl çatlattın?

Jm:Yine voleybol oynarken.

Jimin'e sarılıp saçlarından öptüm. Biraz dinlenmesi gerekiyordu.

Jm:Hyung.

Yg: Efendim Jimin-ah?

Jm:Lavaboya gitmem gerek.

Yg:Oh tamam gel bakalım sevgilinin kucağına.

Jimin'i kucağıma alıp lavaboya götürdüm. Kapının önünde bekleyecektim. Lavabodan çıktıktan sonra tekrar kucağıma alıp odamıza çıktım. Jimin kucağımdayken yatağa uzandım.

Yg: Güzelce dinlen bebeğim.

Jm:Hyung,beni öpsene.

Saçlarının arasına öpücük kondurdum.

Jm: Oradan değil hyung.

Büzdüğü dudaklarının üstüne art arda öpücük kondurdum. Gülümseyip göğsüme sokuldu. Saçlarını okşamaya başladım. Biraz sonra uyuya kalmıştı. Jimin'i yanıma yatırıp üstümüzü örttüm ve dikkatlice sarıldım.

Selllaammm
Bu girişi yapmazsam olmuyo uegdnsus
Bölümü İnşallah seversiniz
Bölümleri olabildiğince hızlı yazmaya çalışıyorum ama aklımdaki fikirler tükendi ama yazarınız bir şeyler yapmaya çalışacak.
Görüşürüz 👋🏻👋🏻