Step Brother/Yoonmin

forty eight

Jimin
Eve gelmiştik,hatta yemek yemiştik,şimdi çocukları odalarına götürüyordum. Saat akşam 8'de yatarlar,sabah 10'da kalkarlardı. Yoongi de arkamızdan geliyordu. Odalarına girdiğimizde Min-Seo koşa koşa kendi yatağına gitti ama boyu yetmediği için çıkarmıyordu. Min-Jun Yoongi'nin kucağına çıkmak için kollarını açtığında Yoongi hemen onu kucağına almıştı.

Min-Seo:Anne beni çıkar.

Jm:Gel bebeğim.

Min-Seo'yu yatağına çıkarıp yanına oturdum. Min-Jun da yatağına yatmıştı. Min-Seo'yu yanağından anlından ve burnundan öpüp üstünü örttüm.

Jm:İyi geceler güzel kızım benim.

Yoongi de Min-Jun'u öpücüklere boğup iyi geceler dilemişti. Sonra Yoongi Min-Seo'nun yanına gelirken bende Min-Jun'un yanına gittim.

Jm:İyi geceler güzel oğlum.

Yg:İyi geceler kızım.

Jm:sularınızı buraya koyuyorum.gece uyanırsanız içersiniz.

Küçük gece lambalarını da açtım.gece uyandıklarında su almaları için sandalye çekmeleri gerekiyordu o yüzden yanlarına su koyuyorduk.

Yg:Eğer ki bir şey olursa kapımızı çalıp girebilirsiniz tamam mı?

İkiside Yoongi'yi onaylayıp gözlerini kapattı. Bizde odalarından çıkıp kapıyı yaklaştırdık. Tam salona gitmek için hareketlendiğimde Yoongi beni duvarla arasına aldı.

Yg:Unuttun mu güzelim? Hani yaramazlıklarının cezasını verecektim ya.

Kollarımı boynuna dolayıp yüzüne yaklaştım. Dudağıma küçük bir öpücük kondurmuştu. Kalçalarımdan tutup beni kucağına aldı ve odamıza gitmeye başladı.
Sırf onu sinir etmek için;

Jm:Kedicik.

Dedim. Hırlarcasına bir ses çıkarıp boynumu ısırdı. Sırtım yatağın soğuk ve yumuşak yüzeyine deyince bacaklarımı beline dolayıp kasıklarımı ona ittirdim. Neredeyse 2 aydır sevişmemiştik. Tişörtümü bir çırpıda çıkarıp fırlattı.

Yg:Bu güzelliğin beni mahvediyor bebeğim.

Diyip dudağıma yapıştı. Öpüşürken aynı zamanda eşofmanımın iplerini çözüyordu. Eşofmanımı ve baksırımı aynı anda çekip fırlattığı gibi dudaklarımızı ayırdı ve tişörtünü çıkartıp rastgele bir yere fırlattı.  Kasları hiç bir zaman erimiyordu.

Yg:ne o? Çok mu sevdin kaslarımı minik civciv.

Jm:Benim olan bir şeyi niye sevmeyeyim babacığım?  Çok seviyorum kaslarını.

Yg:Beni çıldırtmaya çalışıyorsun değil mi?

Jm:Bilmem,öyle mi yapıyorum babacığım?

Yg:evet,kesinlikle öyle yapıyorsun.

Hızlıca eşofmanını ve baksırını çıkartıp kenara koydu.  Komodinin çekmecesini açıp kayganlaştırıcı ve ne zaman aldığını bilmediğim kelepçe çıkardı.

Jm: kelepçeyi ne zaman aldın?

Yg:Geçen hafta aldım küçüğüm.

Bileklerime kelepçeyi takıp kayganlaştırıcının kapağını açtı ve eline döktü.

Yg: Hazırlamama gerek var mı?

Kafamı olumsuz anlamda salladım. Kayganlaştırıcıyı şişmiş penisine sürüp deliğime konumladı. Tek eliyle kelepçeli ellerimi tutup kafamın üstüne bastırdı. Çok az içime girdiğinde acıdan yüzümü buruşturup derin bir nefes aldım.