6.

118 14 4
                                    


Bir gülüşün var, insan güzellikleri hatırlar
Baktığın yere ayrı, bastığın yere ayrı hayran
İki çizgi var, insan güldüğünü hatırlar
Ve bak nasıl durdu her şeyi yıkan rüzgar

(nilipek – koşuyolu)

ŞİMAL KESKİN.

Sabah uyandığımda boynuma bir ağrı vardı. Ellerim uyuşmuş, belim açıkta kalmıştı. Gözlerimi iyice araladığımda ellerimin uyuşma nedeni gayet açıktı.

Baran ile el ele tutuşmuştuk.

Tüm gece böyle durmamızın mümkünatı yoktu. Ben çok deli yatardım, kanepeler her ne kadar birleşik gibi olsa da bu durum pek olası değildi.

Elimi çektiğimde o da gözünü avuşturdu. Uyanıyordu.

"Günaydın." Kanepede doğruldum, o hâla tam olarak uyanamamıştı.

Merdivenden gelen seslerle başımı yukarı kaldırdım. "Oo çifte kumrular," Ülgen vücuduna yapışmış atleti ve kırmızı kareli eşofman altıyla aşağı inmeye başladı. Baran da onun sesini duyduğunda benim gibi doğruldu.

"Tüm gece el eleydiniz." Dediğinde ikimiz de birbirimize baktık.

Aramızda bir çekim olduğu inkar edilemezdi. Yalan da değildi, etkileyici bir çocuktu ve benim yerime kim olsa etkilenirdi. Çekim konusu bir anda nasıl oluştuğu hakkında pek bir fikrim yoktu. Büyük ihtimalle arkadaşım olması hoşuma gitmişti.

Tabii, o bana arkadaş gözüyle bakmıyordu.

Ve ben bu konuda hala bir karar verememiştim.

İkimiz de bakışlarımızı aynı anda çektik. "Saat kaçta geldin?" Baran'ın sorusuyla bakışlarımı Ülgen'e çevirdim. Biz yattığımızda vakit oldukça geç olmuştu. "Sabaha karşı geldim." Dedi.

"Bu kurabiyeler çok iyi olmuş yalnız." Kurabiyelerimden bir tanesini ağzına attığında bir tebessüm geçti dudaklarımdan. Baran'ın bana baktığını gördüğümde geri ona bakmadım.

Bu kurabiye artık Baran'ı getirecekti aklıma. "Teşekkür ederim, ben yaptım." Dedim.

Ülgen başta şaşırdı, kaşları kalktı ve çiğnemesi yavaşladı. "Eline sağlık. Umarım Baran yememiştir." Bu konu aramızda bir dalga konusu olacaktı sanırım.

Baran üstünü değiştirmek için odasına gittiğinde Ülgen ve ben kaldık. Ben de lavaboya girip bir elimi yüzümü yıkamaya gittim.

Çıktığımda Baran hala inmemişti. "Dün gece neler yaşadınız? Baş başa?" diyordu Ülgen gülerek. Bunu kıskançlıkla bağdaştırmadım. Zira o kadar samimi bir soruydu ki çöpçatanmış gibiydi.

"Öyle eğlendik sonra buraya gelip Friends izledik." Dedim ona. "Sevgili misiniz artık?" dediğinde kaşlarımı çattım. Henüz, çok erkendi. "Tamam ben aldım cevabımı." Kurabiyeden bir ısırık daha aldı ve onu da yuttuktan sonra yeniden konuşmaya başladı.

"Bu söylediğim aramızda kalsın ve asla belli etme." İşte geliyor. "Baran senden hoşlanıyor." Bunu duymak, hoşuma gitmişti. Ancak bunu Ülgen'den duyduğumda hoşuma gideceği aklıma gelmezdi.

"Niye şaşırmadın?" dediğinde arkamı dönüp oturma odasından eşyalarımı aldım ve veda edip çıktım oradan. Biliyordum, dün öğrenmiştim ve bu rahatsız etmemişti. Şimdi Ülgen bir anda böyle söyleyince daha da idrak eder olmuştum. Ama kaçmış gibi de olmuştum...

yaz yağmuru ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin