'Part20♣

34 29 0
                                    

Saat akşam 7 olmuştu. Mike ve Ryan sohbet ediyor, gülüyor ve eğleniyorlardı. Anonim şahısı, kamerayı, Amy'i, karakolu, cinayeti ve diğer her şeyi unutmuşlardı. Kurbanın ismini bile hatırlamıyorlardı ! Sarhoş olmuş gibilerdi. Ryan gülmekten zar zor nefes alıyor, Mike'ın ise karnı ağrıyordu. Neden gülme krizine girdiklerini bilmiyorlardı. Birisi onlara "Merhaba" dese yerlere yatacak insanlardı. Kısa bir nefes alıp verdikten sonra az da olsalar kendilerine gelmişlerdi fakat hâlâ kıkırdamalar oluyordu. Tamamen sakinleştiklerinde gece ne izleyeceklerini düşünüyorlardı. Bir süre bakındıktan sonra izleyecek bir dizi bulmuşlardı sonunda. Saat daha aksam olduğu için gece 12 ve ya 1'e kadar sohbet edebilirlerdi. Neden bu kadar erken hazırlık yaptıklarını onlar da bilmiyordu fakat abartılacak bir şey değildi. Ryan ile Mike, Evin bahçesine geçtiler ve sallanan sandalyelere oturup dışarıya baktılar. Havanın güzelliği, şehirde ki sessizlik, gün batımı ve sallanan sandalyeler ile her şeyi unutmak için yeterliydi. Yaz ayı olduğu için güneş geç batıyordu. Şehir ne kadar sorunlu olsa da güneşin batarken çevresinde oluşturduğu turuncu ışıltılar insanı iyi hissettiriyordu. Tabii, ara sıra uzaklardan gelen silah, bağırıp çağırmalar ve kavga sesleri ambiyansı bozmuyor değildi. Zaten yurtta olan cinayeti neredeyse unutmuşlardı ! Mark isimli herifi de, Andreayı da.

Bugün karakola gitmedikleri için mutlulardı ama neden gitmediklerini hâlâ bilmiyorlardı. Hem bunu neden müdür söylemedi de Amy söyledi bilinmez ancak bir dolaplar döndüğü kesindi. Zaten karakola gitmemeleri garipken, bunu Amy'in söylemesi isi daha çok garipleştiriyordu. Hem dışarıyı seyredip hem de bu konu üzerinde düşünürlerken Ryan'ın telefonuna mesaj gelmişti. Ryan şortunun cebinden telefonu çıkarıp mesajı okumaya başladı.

Amy; Nasıl gidiyor?

Başkomiser yazıyor...

Başkomiser; Neden sordun? :/

Amy yazıyor...

Amy; Merak ettim, soramaz mıyım? Sanki küfür ettim.

Başkomiser yazıyor...

Başkomiser; Sadece neden karakola gelmediğimizi söyle, bende sana cevap vereyim.

Amy yazıyor...
Amy çevrimiçi
Amy yazıyor...

Amy; Alex istedi. Yarın geleceksiniz zaten.

Başkomiser yazıyor...

Başkomiser; Güzel. Bana sorduğun soruya geliyorum, iyi gidiyor. Görüşürüz !

Amy yazıyor...

Amy; Görüşürüz?
(Görüldü.)

Ryan telefonu kapatıp cebine geri koydu. Amy'in bu gereksiz tribinden nefret ediyordu. Mike telefonu kapattığını görünce kimin yazdığını sordu. Ryan "Amy." dediğinde Mike heyecanlanarak "Neden gelmediğimizi söyledi mi ?" diye sormuştu fakat pekte olumlu bir cevap gelmedi. Mike ve Ryan daha çok meraklanmıştı. Gelmeme sebeplerini bile bilmiyorlardı ve bu durum daha da sinir bozucu oluyordu ! Zaten ellerinde çok yavaş ilerleyen bir vaka var, 2 tane ruh hastası var ve onlar ile beraber bilinmeyen birisi. Daha ne olabilir ki ? Bugün mutlu ve eğlenceli geçse bile yarın her şey ayni şekilde devam edecekti. Mike bu günü bozmak istemiyordu. Ryan daha fazla gerilmesin diye konuyu kapatmaya çalıştı.

"Başkomiserim ?"

"Ryan."

"Pardon, Ryan. Bugün getirdiğin şarabı mı içeceğiz?"

"Hayır, Çikolatalı süt getirdim. Onu içeceğiz. Sence? Şaraptan başka bir şey mi getirdin ben?"

"Emin olmak için sormuştum Ryan."

"İlk defa şarap içeceksin değil mi ? Getirdiğim şarap ağır biraz. sarhoş olabilirsin. Eğer sen etkilenmeyip ben etkilenirsem uyarırsın beni."

"Uyarırım da sarhoş olduğun için anlamazsın ki beni."

"Denemekten zarar gelmez Mike."

Diyerek sustular ve dışarıyı izlemeye devam ettiler.

Bu bolum sacma oldu biraz :,)

-Numara-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin