Mike, bunları hak edecek ne yaptı hiç bilmiyordu. Zaten, Vanessa İngilterenin minik, pek bilinmeyen, az nüfuslu bir kasaba da oturuyordu. Açıkçası yaşadığı olaylara alışıktı fakat, anonim kişinin Vanessadan istediği neydi ? Mike artık sinirlenmeye başlamıştı. Sırf polis olduğu için yaşanan hiç bir olayı hak etmediğini düşünüyordu. Mike, sinirli bir şekilde içinden küfürler ede ede mesaj yazmaya başladı.
Abim; Sende mi aynı olayları yaşıyorsun? İzin alıp gelebilirdim fakat biliyorsun, müdür izin vermez ve Ryan var... Müdür zaten polisliğimden şüphe ediyor, bir de izin almaya kalksam hayatta izin vermez! Üzgünüm. :(
Mike çok üzülmüştü ve sinirliydi. Kız kardeşini görememesi onu meraklandırıyor ve üzüyordu. Kasabada neler oluyor? Daha başka neler yaşıyor? Yoksa şaka mıydı? Bilmiyordu. Ama, Ryan ile anonim şahısı bulacaklardı veya bulamayacaklardı. Bir insan neden polisten nefret eder? Tartışılır. Fakat Mike, anonim şahısa bir zararı olmadığından kesinlikle emindi! Bugün karakola gitmeyecekleri için mutluydu ancak, neden gitmeyeceklerdi? Neden bir emniyet müdürü bir kaç polisin gelmemesini ister ki? Saçmalık. Mike koltuktan kalktı ve kahvaltı hazırladı. Pek bir şey yoktu aslında. Sadece salatalık ve peynir, O kadar. İştahı kapalı olduğu için salatalık ve peyniri bile yemek istemiyordu fakat ziyan olmasını da istemiyordu. Elinde ki çatal ile oynuyordu sadece. En son çatalı peynire batırdı ve peyniri yemeye başladı. Peyniri çiğnerken telefonun ekranı gelen mesaj ile aydınlandı. Ryan yazmıştı. Mike " Ne oldu acaba? " diyerek desen kilidini açtı ve WhatsApp'a girdi. Ryan "Ben geldim." diye yazmıştı. O kadar erken mi? Şu an marketlerin açık olmadığına emindi Mike. Çiğnediği peyniri yuttu ve kapıyı açtı. Ryan karşısında duruyordu. Mike "Hoş geldiniz Baş komiserim ama evim dağınık." dedi. Ryan içeri geçti ve göz gezdirmeye başladı, Mike ise kapıyı kapatıp kilitledi. Mike kapının önünde utanmış bir şekilde Ryan'ı izlerken Ryan "Hoş buldum da evin dağınık bile değil." dedi Mike'a. Ryan elinde ki poşeti masaya bıraktı ve L şeklinde ki koltuğa oturdu. Mike ise utanarak Ryan'ın yanına oturdu ve bir süre sessizlik yaşandı. Sessizliğin ardından Ryan Mike'a;
"Biz bizeyken bana 'Başkomiserim' demene gerek yok. Ryan de."
Mike kafasını onaylarmışcasına salladı. Utancından Ryan'ın yüzüne bakamıyordu. Ryan sohbet başlatmak için saçma sorular sordu fakat nafile. Ryan'ın gözü salon ile birleşik olan mutfakta ki yemek masasına takıldı. Sadece salatalık ve peynir vardı. Ryan, Mike'ı dürterek sordu;
"Masadakiler kahvaltın mı? Sanırım diyettesin."
Dedi. Mike kafasını hayır anlamında salladı ve bazı zamanlar iştahı kapalı olduğu için az yediğini söyledi. Ryan ayağa kalkıp kahvaltı masasına doğru yürüdü ve sandalyeye oturdu. Kafasını Mike'a doğru çevirerek eli ile "Gel." hareketi yaptı. Mike halsiz bir şekilde Ryan'ın yanında ki sandalyeye oturacakken Ryan "Karşıma geç." dedi. Mike neden bunu dediğini anlamadığı halde oflanarak karşısına geçti. Ryan tuhaf bir surat ile Mike'a biraz kızdı.
"Mike beni istemiyorsan çıkıp gidebilirim. Daha yeni geldim ve olay çıkmasını istemiyorum! Şurada sana bir şey rica ettim ve sen dünyanın en zor görevini yapıyormuş gibi oflayıp pufluyorsun."
Mike, asık bir surat ve üzgün bir ses tonu ile Ryan'ı şaşırtacak bir cevap verdi.
"Bana çok baskı uyguluyorsunuz Başkomiserim. Pardon, Ryan. Ne zaman bana bir rica da bulunsanız çok sert bir ton ile rica da bulunuyorsunuz. Bu da beni gıcık ediyor. "
Bugun dogum gunum oldugu icin 4 bolum atacagim. Umarim sevmissinizdirr <33
ŞİMDİ OKUDUĞUN
-Numara-
Acción"911, size nasıl yardımcı olabilirim?" "..." "Uhm... Hey? Orada mısınız?" 14.06.2023