Yazarın anlatımıyla.
Okulda her zamanki gibi normal bir gündü,tabii 12/a sınıfındaki kavga dışında.Alp her zamanki gibi kavga ediyordu,sıniftakilerse kendi halindeydi.
"Oğlum bilerek olmadı diyorum!"Alp bencil bir şekil de hala kendini korumaya devam ediyordu.
"Telefonumu kırmış bir de bilerek olmadı diyor!"Sarp kaşları çatılı bir şekilde Alp'a bağırdı.
"Parası neyse öderiz."Alp dudağını tenbel bir şekilde yukarı kıvırdığında bu Sarp'ın daha çok kaşlarını çatmasına sebep olmuştu.
"İçinde olan şeyleride mi o paranla alacaksın?"Alp ellerini ceplerine koydu ve omuzlarını eğerek tatlı bir görünüm almaya çalıştı.
"Of be Sarpoş,ne abarttın!Alt tarafı bir telefon,öderiz dedik ya!"Sarp elini yumruk yaptığı gibi Alp'ın suratına geçirdi.Erkekler araya girmeye çalışırken Alp elinin tersiyle dudağından akan kanı silerek yüzüne gülümseme kondurdu,yumruğu yüzüne geçirdiği gibi Sarp'ın iri bedeni yerle buluştu.
"Çocuklar noluyor burada?!"Rümeysa hocanın sınıfa girmesiyle herkesin yüzü ona döndü.
"Okuldasınız,burası sizin için oyun evi falan değil,doğru müdürün odasına!"
Alp eliyle üstünü temizledikten sonra odadan çıktı,Sarpta yerden kalkarak Alp'ın arkasından yürümeye başladı,onlar odadan çıktığı gibi Rümeysa hoca kapıyı kapattı ve ders devam etti.~~~~~~~~~
Deren'in anlatımıyla.
Az önce Alp denen çocuk yine kavga ediyordu,ama umurumdamı?
Değil.
Ben sadece Boz'u önemsiyorum!
Ama yalan söylemeyeceksem Alp yakışıklı bir çocuktu,kahverengi saçları yeşil gözleri vardı,pek ayrıntıya girmeyeceğim.
Ders matematikti,çok sıkıcıydı,Boz'u incelemek daha güzeldi.Kahverengi saçları vardı Boz'un,gözleri denize,2 mavi boncuğa benziyordu,saçının 2 tutamı önüne geliyordu,bi an saçlarını geri çekmek istedim,ama nafile.Kıskanç birisi değilimdir ama ona asılan kızları dövmek istiyordum,ama asılmakta haklıydılar ben utancımdan onunla konuşamıyordum bile.
"Derenciğim?"
"Ha?"Rümeysa hocanın sesiyle irkildim.
"Soruyu diyorum,sen çözer misin?"Hangi soru olduğunu bile anlayamamışken bana soruyu çöz diyor!Başımı kitaba çevirdim ve bi an okumayı unutdum.
"62"
Nehir bana cevabı söylediğinde dudaklarımı oynatarak ona 'teşekkür ederim.' dedim.
"62"
"Doğru."Rümeysa hoca cevabımı onayladığında ne zaman tuttuğumu bilmediğim nefesimi verdim.
Ha bu arada Nehir benim çocukluk arkadaşım,sarı saçlara yeşil gözlere sahip bir kız.
O çok güzel kıskanılacak kadar güzel.
"Kızım sen harbi malsın ha,ders başladığından beri şu çocuğu izliyorsun!"Beni azarlamaya başladığında sessizce kıkırdadım.
"Sanki Alp burada olsa sen izlemeyecektin."Evet,o da Alp'e aşıktı,Alp'te ona karşı boş gibi görünmüyordu,arada bir onu Nehir'i izlerken yakalıyordum.
"Ya onu karıştırmasana."Suratına bakıp yine kıkırdadığım sıra o da güldü.
Ve ders devam etti.
~~~~~~~
Sonuncu ders bitmişti,Nehir'in gelmesini bekliyordum.
"Geldimm."
Nehir'in enerjik sesini duyduğum sıra da başımı ona çevirdim."Hadi gidelim."
Birlikte yürümeye başladık,sonuncu kata geldiğimizde kapıda 3 kişinin olduğunu gördük.
Boz,Alp ve Asel.
Şaşkınlıkla bir-birimize baktığımızda merak daha da hızlı yürümemize sebep oldu.
"Neler oluyor?"Doğrusu bir az korkmuştum,hatta baya bi korkmuştum,hiç kimse görünmüyordu sadece üçümüz vardık,hatta korkudan sesimin titrediğini farkettim.
"Bilmiyoruz ki,kapı açılmıyor."Bozun tereddütlü sesini işittiğimde daha fazla korkmaya başladım,o an korkudan Nehir'in ayağına sarılacağımı falan düşündüm.
"Korkmayın,şimdi gelir açarlar,büyük ihtimalle geciktiğimiz için kapıyı kapatıp çıkmışlar."Alp'ın güven vermeye çalışan sesini duyduğumda rahatladım mı?Hayır.
"Ya gelmezlerse?"Nehirin de benden farkı olmadığını gördüm,korkudan alt dutağını dişleri arasına almıştı.
"Korkma,gelirler"Alp'ın gülerek kurduğu cümleye kaşlarımı çattım.
Biz burada korkudan ölmek üzereyiz bu korkmayın diyor!
~~~~~~~~~~
Saat 16:20 gibiydi ve hala gelmemiştiler,artık ciddi anlamda korkmaya başlıyordum,Nehirle bir-birimize yaslanıp yerde oturmuştuk,Asel çantasını kucağına koymuş,telefonundan oyun oynuyordu,Boz ve Alp bir şey hakkında sohbet ediyorlardı.
Galiba burada korkudan ölen sadece Nehir ve bendim.
"Hala gelmediler."Sesin geldiği tarafa döndüm ve Asel olduğunu gördüm,doğrusu bir az şaşırmıştım,Asel kimseyle konuşmaz,sadece kitap okur ve ya şarkı dinlerdi.Güzel bir kızdı Asel,siyah saçları ve yeşil gözleri vardı,attığı bakışlarda sanki 'ven insan sevmiyorum.' diyordu.
"Gelirler ya,gelirler dimi?"Nehirin ürkek sesiyle yutkundum.
"Gelecekler bence."Sesim hala titriyordu.
"Oğlum gelmesinler,gelmesinler,çok aksiyonlu olur,düşünsenize haberlere çıkıyoruz 'Okulda tek başına kalan 5 çocuk ve okulda bir cinayet işlenmiş,çocuklardan birinin katil olduğu düşüncesi öne sürülmekte.'"Düşüncesi bile korkunçtu,tüylerimin ürperdiğini hissetdim.
"Korkma ya o şaka yapıyor."
Boz'un sesini duyduğum sırada yüzümü ona çevirdim,bakışlarıyla sanki 'bana güven'demeye çalışıyordu ve ben de ona uydum ve gülümsedim.~~~~~~
1 saat
2 saat
3 saat
4 saat
5 saat
6 saat
Hala buradaydık ve kimse gelmemişti,saat 22:45 gibiydi ve hepimizin şimdiden uykusu gelmeye başlamıştı bile.
"Benim çok fazla uykum geliyor."Uykulu çıkan sesimin duyulduğundan bile emin değildim.
"Çantaları yastık yapıp uyusak mı?"Alp'ın verdiği soruyu mantıklı bulduğum için çantamı kucağıma koydum ve başımı çantama yasladım,montumu çıkarıp üzerime örttüm.
"İyi geceler.""İyi geceler."Boz'un kurduğu cümleye cevap verdikten sonra kendimi uykunun kollarına teslim ettim.
~~~~~~
"Uyuya kalmışlar."
"Acaba hangisi?"
"Katile benzemiyorlar ama okulda sadece onlar varmış."Gözlerimi açtığımda başımızın üstünde 4 tane polis vardı ve ben daha ne olduğunu anlamadan kilolu olanı bana baktı.
"Biri uyandı!"Bunu demesiyle birlikte hepsinin bakışları bana döndü.
"Neler oluyor?"Dediğim sıra Asel de gözlerini açmaya başladı ve sorgular gibi bir bana bir polislere baktı.
"Okulda bir cinayet işlenmiş,okulda sadece beşiniz olduğu için şüphelilerdensiniz."
"Ne cinayeti?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI MÜREKKEP(Düzenlemede)
Chick-Litİçimizdeki hain ruhlarımı boğuyordu. Katlediliyorduk. Ellerimiz bağlı değildi ama engel olamıyorduk. Bacaklarımız düğümlenmemişti ama kaçamıyorduk. Dudaklarımız kilitlenmemişti ama çığlık atamıyorduk. Bedenlerimiz sessizdi ama ruhumuz acı içinde kıv...