Diğerlerinin yanından ayrılmamın ardından esneyerek etrafta dolaşırken kendi kendime konuştum.
"Yenilenmiş hissediyorum resmen!"
Yaralarım iyileşmişti. Sadece bacağım değil vücudumdaki tüm iyileşmeyen yaralarda. Günlerce kan kusup sargımı yenilediğim aklıma gelirken bir nefes verdim. Reha'yla ilk karşılaştığımızda beni kurtarırken aldığım yara da iyileşmişti.
Yutkunurken düşünmeye çalıştım. Lara bir şey söylememişti ama ne kadarını biliyordu? Daha doğrusu anlamış mıydı? Tavrından lanet ki hiçbir şey anlayamıyordum!
"Ah! Kafayı yiyeceğim!"
Stresle yere sertçe vurduğum ayak tabanlarımla sonunda tapınağın dış kısmına ilerlerken etrafa baktım. Beni getirdikleri tapınağın büyüklüğüyle göz göze gelirken karşımdaki kocaman alana baktım.
Muhteşemdi.
Kocaman bir eğitim alanına sahipti ve etrafında dev kubbeler vardı. Gördüğüm alanla nefesimi tutarken içinde bulunduğum tapınağın devasalığını daha da farkediyordum.
"Sanırım işiniz bitti."
Duyduğum sesle birlikte tapınağa ait geniş ve dışarı bakan uzun alanda karşısını izleyen demirlere yaslanmış Nera'yla göz göze gelirken izlediği alana bakarak sertleşen bakışlarımla bir nefes bıraktım.
"Adal biraz önce çıktı."
Mavilerimi ona çevirmeden konuşurken sesini yeniden duydum.
"Biliyorum. Adal'ın Rehayla konuşması gereken şeyler varmış."
Anlamışçasına ona kafa sallamamla Nera baktığı yerden gözlerini ayırmazken yanına gelerek bir nefes verip kollarıyla yaslandığı beton yere kıçımı koyup oturdum. Bakışları hızla bana dönerken konuştu.
"Cidden sen hiç görgü bilmez misin?"
Kaşlarını çatarak söylediği şeyle yasladığı yerden yavaşça geri çekilirken ona boş boş bakarak konuştum.
"Neden yanlış bir şey mi yaptım? Kıçımı buraya koymam Rays'a rahatsızlık mı verir."
Bakışlarımı ortak alana çevirmemle bana inanamazca attığı bakışları umursamazken eğitimdekileri izledim.
"Cidden o ilahın aynısı olmuşsun."
Bu söylediği yüzümü buruşturmama sebep olurken ona döndüm.
"Beni onunla falan benzetme."
Söylediğimle bana göz devirerek kollarını bağlarken omuz silkerek konuştu.
"İster inan ister inanma..."
Bakışlarımız ortak alana yönelirken oluşan kısa bir sessizlik ardından yavaşça mırıldandı.
"Senin ne olduğunu çözemiyorum."
Bu dediği duraksamama sebep olurken ona çevirdiğim bakışlarımla harelerini baktığı yerden ayırmadan devam etti.
"Sıradan alt seviye bir büyücü olmadığını biliyorum."
Dudaklarım yavaşça aralanırken mırıldandım.
"Sen bunu..."
"Bilgeliğin ruhası olduğumu unutuyorsun."
Bakışları bana dönerken sanki içimdeki her şeyi görebiliyormuş gibi bir şekilde gözlerimin içine baktı.
"Her ne kadar Adal ve benim cezalandığı için güçleri fazlaca kısıtlanmış ve özümüz azalmış olsa da bunu sana tek bakışımla anlayabilirim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DKT- Dokuz Kuyruklu Tilki
Fantasía"Yakaladım seni kedicik!" Bana tepeden eğlenerek bakan bir ilahla sinirlerim boşalırken bir anda gözlerindeki duygunun yerini şaşkınlık değiştirdi. Adem elması hareketlenerek yutkunurken bakışlarındaki yoğunlaşan merak ve ilgiyle dizlerinin üstüne...