Hızla açılan perde ile birlikte camdan içeri giren tüm güneş ışınlarının yüzüme yansıması ile soluma döndüm.Dün gece boyu ders çalıştığım için yatar yatmaz uykuya dalmış olmalıydım. Bir de çok fazla uyumuş olmalıydım. Bu annemin hoşuna gitmemiş olsa gerek, gelip perdemi ardına kadar açmıştı. Zorlukla gözlerimi açtım. Kafamı yattığım yerden sağ tarafa çevirdim ve elleri belinde beni kınayan bakışlarla seyreden annemi gördüm.
" Tamam kızım, anlıyorum tüm gece ders çalışıyorsun falan ama bir insan da ikiye kadar uyur mu? Bu nasıl bir uyku böyle?"
Ne?
Tüm programı mahvettim.
Güya on birde kalkacaktım!
Anında yataktan doğruldum. Ben hiçbir zaman bu kadar çok uyuyabilen bir insan değildim. Acaba dün voleybol oynarken kendimi çok mu yordum?
"O kadar oldu mu ?"
"Oldu ya oldu. Hadi kalk da kendine gel. Sonra iki lokma bir şey yersin."
'Tamam anne."
"Çabuk ol bak kahvaltı hazırlayacağım sana."
" Tamam anne."
"İyi, hadi bakalım."
Yataktan çıkıp lavaboya giderek işimi görüp hızlıca pijamalarımı üstümden çıkardım. Saçlarımı da güzelce toplayıp mutfağa koşturdum. Annemin eli hızlıdır. Çok bekletmeye de gelmez. Zaten mutfağın kapısından içeri adım atar atmaz beni fark etti ve önüme içi kahvaltılık dolu bir tabağı koydu.
"Karnını güzelce doyur, tabağını da bitirmemezlik yapma."
Kafamı tamam anlamında salladım ve tabağımdakileri yemeye başladım. Bir yandan da gözlerimi ovuşturuyordum. Daha tam ayılamamıştım. O yüzden arada esniyordum da. Gözlerim yarı kapalı yarı açıktı, bu yüzden burnumun dibindeki şeyleri bile hafif bulanık görüyordum. Fakat bir şekilde tabağımdakileri bitirip masadan kalktım.
O sırada annem yanıma geldi ve tekrar konuşmaya başladı.
"Annem ben Nurten teyzenle markete çıkıyorum. Bir istediğin var mı?"
"Soğuk soğuk içilecek ne varsa al anne, hava çok sıcak durulmuyor."
Annem gülümsedi ve başını salladı. Sonra da üstünü başını tekrar gözden geçirip anahtarları aldı. Göz ucuyla tekrar bana dönüp konuştu.
"Çıktım ben."
Ona öpücük atıp odama çekildim. Okul tatil olabilirdi Ama tatil bana değil okulaydı. Çözülecek tonlarca soru beni bekliyordu.
----------
Elim telefonuma gider gitmez ilk baktığım şey saat oldu.
18.22
Verdiğim tek mola ise annem marketten döndüğünde ona kapıyı açmak için masa başından kalkmamdı. Bunalmıştım. Artık ders çalışmayı bıraksam iyi olacak. Odadan çıktım ve oturma odasına geçtim.
Kapıdan içeri geçtiğimde ilk ablam ve elindeki bıçakla kestiği elma gözüktü. Bir de televizyonda izlediği dizisi. Hem de dizisini o kadar sevmiş ki beni fark etmedi bile. Hemen yanına oturup kestiği elmalardan birini ağzıma attım. İşte o zaman beni fark etti. Kızar sandım elmasını yedim diye ama kızmadı.
"Dersler bitmiş bakıyorum?"
"Yok, dersler biter mi hiç?"
Ablam kısık sesle kıkırdadı ve elma soymaya geri döndü. Ben de televizyona baktım. Yine bulmuştu izleyecek güzel bir dizi. Zaten ablam ne yapsa güzel ve renkli yapardı. Gariptir ama her şeyinin renkli ve elinin becerikli olmasına aldanmamak gerek. Çabuk sinirlenir çok söylenir ve siniri uzun sürerdi. Neyse ki bazı huyları benim için geçerli değildi. Geçerli olanlar düşünsündü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakamoz
ChickLit" Seni her yerde aradım durdum. Ama sevgilim, şimdi şu haline bir bak. Kendinden bir gülümsemeyi bile esirger olmuşsun. Oysa ki ben senin ilk gülüşünü görmüştüm... "